38 yaşındayım, geriye dönüp baktığımda sayamadığım kadar kupa var. Benim jenerasyonum, kupalarla yaşıyor, görmediğimiz başarı neredeyse yok. Türkiye Kupası'na dönersek, uzun zamandır hasrettik ve her şartta iddiamızı göstermemiz gerekiyordu. Türkiye Kupası'yla alakalı, özellikle ligde şampiyonluğa yürürken "olmasa da olur" bakışı var ama biz bu kupanın tartışmasız lideriyiz. Bu sezon Türkiye Kupası'nın bizim adımıza hikayesi de büyük. Fenerbahçe'yi çeyrek finalde, üstelik deplasmanda parçaladıktan sonra, geriye başka bir ihtimal kalmamıştı. Bugün arefe bir anlamda, pazar günü asıl şov geliyor. Galatasaray, kupalara layık. Okan Hoca da koleksiyonunu genişletmeye devam etmekte.
Maça dönersek, Trabzonspor'la ligde son oynadığımız maçın kopyası gibi. Tek fark, maça golle başlamak oldu. Trabzon deplasmanında da maça baskılı ve iyi başlamıştık ama devamında hakimiyeti kaybetmiştik. Nedeni de temkindi, beraberliğe odaktı. Kupa finaline bakınca, yine baskılı ve pozisyonlar bulan bir Galatasaray vardı. İlk golü de erken buldu ama akabinde "temkin" geldi ve skoru tutmaya çalıştık. Belki rakibe çok net pozisyonlar vermedik ama bir ayağımız da boşlukta gibiydi. Hakemi de Fenerbahçe kırdı attı. O günden bu yana yönettiği her Galatasaray maçında istisnasız şekilde kıyım halinde. 3-0'lık skora bakınca konuşulmayacak da, Galatasaray aleyhine ancak bu kadar kötü yönetilir bir maç.
İlk yarıyı 1-0 önde geçmek değerliydi, 2. yarıya da erken golle başlamak daha değerli. Batagov, ligde belki de Osimhen'i en iyi durduran stoper. Ama onun kasları da ancak 135 dakika dayanabildi ve patladı. O oyundan çıktıktan sonra ise Osimhen'i durdurabilmen imkansız. Zaten skor olarak geridesin, ister istemez alan vermeye başladın. Okay Yokuşlu / Savic hattını da Osimhen geriden gelip de parçalıyor. İlk yarıya bakınca bence doğru ön alan baskısını az yaptık, kanatlarımızın savunma katkısı yüksek değildi ve Nwakaeme / Zubkov gibi isimlere alan verdik. 2. yarıda ise 2-0'ı erken bulduktan sonra, Trabzonspor'un maça dair tüm umutlarını bitirdin. Maçın 3-0 değil de neden 5-0 bitmediğini konuşabilirsin kalan dakikalar adına.
Sara, Galatasaray adına iyi bir maç çıkarmıyordu. Sara / Morata değişiklikleri ilk etapta eleştiriliyordu ama son haftalarda etkisi büyük oldu. Morata, Dünya üzerinde bağlantı oyununu en iyi oynayan forvetlerden. 3. golün oluşumuna bakın, Morata imzası var. Yunus Akgün'ün yıkılmayışı ve tüm maç yaptığı asistler de önemli elbette. Daha önce söyledim, Morata'dan bu kadar kolay vazgeçmeye gönlüm razı değil. Kayserispor maçında eminim ki Sara yerine Morata'yı izleriz. 4. , 5. golleri bulacak pozisyonları yakaladın, bana sorarsanız Türkiye Kupası'na rahatlıkla uzandın. İlk yarıda sallandığın anlar olsa da, maçı bu şekilde bitireceğini biliyordun. Formdasın, üst düzey kaliten var ve oyunun çok güçlü. Sen şampiyon olmayacaksın da kim olacak. Sen Türkiye Kupası'nı kazanmayacaksın da kim kazanacak.
19. Türkiye Kupan bu. En yakın rakibine 8 fark atmış oluyorsun. Uzun zamandır da bu kupaya hasrettin. Keyifliyiz, kupa kazanmayı seviyoruz. Buna alışığız da, finaller bizim işimiz. Yeni sezonu konuşmaya başlamamıza az kaldı, o vakit beklentiler çok daha üst seviyede olacak ama gün itibarıyla Türkiye Kupası'nı kazanmak da başarıdır. Galatasaray tarihine imza atıyorsun çünkü. Okan Hoca, ufuktaki 3. lig şampiyonluğunu bekliyor. Bunun yanına 1'er de Türkiye ve Süper Kupa ekledi. Toplamda 5 kupa oluyor ki bu büyük bir başarı. Makası açtığın, hatta kırma arefesinde olduğun zamanlardasın. Doğru hamlelerle birlikte hedeflediğin her noktaya ulaşırsın. İyi bir teknik direktörün var, kıymetini bilmelisin. "Kazanan" karakteri çok yüksek. Ararsın bu "kazanma" alışkanlığını. Niye bundan ödün verelim?
Okuyan ve yorum atacak arkadaşlar için;
Blog'daki tanıtımları da es geçmeyelim.
En azından 1 tık atarak, destek olmanızı bekliyorum :)
önümüzdeki sezon için çok üst düzey kalitede bi orta saha (mümkünse daha çok 10 no özellikli) alınmalı. sara ile şampiyonlar liginde pert ederler bizi. kesinlikle o seviyede bizi taşıyacak bi oyuncu değil
YanıtlaSil