Hakan Çalhanoğlu değil de, aynı ayarda x yabancı için ne konuşulurdu?

Hakan Çalhanoğlu ismimin Galatasaray'la anılması kadar, muhalefet edilmesini de bekliyordum. Beklediğim muhalefet de geldi. Basında bazı iddialar yer alıyor ve insanlar bunun üzerinden yorum yapıyor. İlk istenen rakama iş bitecekmiş gibi, o paraya olur mu diyenler başta. Diğer tarafta da Hakan Çalhanoğlu'na bir türlü yer bulamayanlar var. Faal olarak Dünya'nın en iyi orta sahalarından biri olan Hakan Çalhanoğlu'na Galatasaray'da rol bulunamıyor. Inter'in oyunu farklı kabul de, Milli Takım'ın oyunu aynı mı? Montella'nın bulabildiği rolü, Okan Buruk nasıl bulamıyor acaba. Hakan Çalhanoğlu, bazısının gözüne bir türlü giremedi. Bir türlü kabullenemediler onu. Aynı algıyı, Galatasaray üzerinden yürütmek isteyecekler ama elbette bunun karşısında olacağız. Madde madde yazalım.

Hakan Çalhanoğlu, 20 milyon avro bonservisin üzerine alınmaz. Haliyle de bugünden yarına bitecek iş değil. Burada Hakan Çalhanoğlu'nun dirayetli duruşu ve Galatasaray isteği, transferi bizim istediğimiz rakamlara taşır. İzin verin de bonservisi 15 - 20 milyon avro arasında olsun. Bugün Galatasaray diye tutturmasa, bu bonservise çoğu Avrupa devi transferini gerçekleştirir. Galatasaray söz konusu olunca bir anda maliyet yüksek hikayesi yazılıyor. Yıllık ücreti de öyle 10 milyon avro falan olmayacak. Inter'de net maaşı 7.5 milyon avro civarında. Unutuyorsunuz da, bu adam Burak Elmas'ın başkan seçildiği dönem senin için Milan'ı 1.5 ay bekletti. Geliyordu yani. Burak Elmas, maliyeti fazla buldu ve transferi gerçekleştirmedi. 27-28 yaşındaki Hakan Çalhanoğlu'ndan bahsediyoruz. Fedakarlık yaptı yani, yine yapar. Ama her işin de mantıklı bir rakamı vardır. Elbette belli bir maliyet olacak, Dünya'nın faal en iyi 10 orta sahasından birini alıyorsun.

Kimi de diyor ki "Lemina ne olacak". Aynı kişilerin diğer savunduğu nokta, yedekte Kerem Demirbay ve Berkan Kutlu olur mu? 50 tane maç yapacaksın, çoğu birbirinden zor ve farklı rakipler. Kaliteli rotasyon gerekiyor. Bazen biri oynayacak, bazen diğeri. Hakan Çalhanoğlu, salt 6 falan da değil. Sende çift 8'den biri de olacak, yeri geldiğinde yeniden 10'a da kayacak. Arkalarında bazen Torreira / Lemina, bazen Sara ile birlikte. Rotasyon yaptığında, güçlü oyununun devam etmesini istemiyor musun? Yedekler yetersiz diyenler, rotasyon güçleniyor işte, kenardan yapacağın hamleler daha iyi olacak. Maçına göre kurgu imkanını da elde etmiş olacaksın.

Hakan Çalhanoğlu'na oldum olası yapılan öteki çocuk muamelesini de atlamayalım. Şu an Hakan Çalhanoğlu değil de, aynı ayarda x yabancı oyuncuyu alıyor olsan "heyecandan" uyuamayacak insanlar var. Ama söz konusu Hakan Çalhanoğlu olunca, alelade bir transfer yapıyormuşsun hissiyatına kapılıyorlar. Milli Takım'da da oldum olası iyi performans verir ama bir türlü Inter veya Milan'da olduğu kadar oynamadığı iddia edilir. Orada başka rol, burada başka. Liderlik yapıyor, seni sürüklüyor. Futboldan anlıyorum diyen de bunu görüyor. Ama öteki çocuk olduğu için konuşulmaz. Öteki çocukluğu da gurbetçi olması. Türkiye'yi seçmesi mi suç oldu? 

Gelelim çok güldüğüm o mevzuya. Son 3 yılın 2'sinde Şampiyonlar Ligi finali görmüş bu futbolcuyu "tempo" üzerinden yorumlamak. Hakan Çalhanoğlu transfer olduğunda tempomuzu düşürecekmiş, biz ne yaparız diye düşünüyorlar. Inter'e baktığında tempolu, hareketli futbolcu kaynıyor tabii. PSG, başka bir hikaye yazıyor da, Inter de final oynadı neticesinde. Hakan Çalhanoğlu da bu yapının kalbi. Sara, Torreira, Yunus Akgün, Barış Alper Yılmaz, Sane, Eren Elmalı, Davinson Sanchez, alacağın sağ bek. Bunlar mı temposuz? Geriden oyun kuramayıp, Osimhen'e top şişirme mevzusunu eleştiriyorsun. E geriden oyun kurmanın elit isimlerinden biri geliyor. Seni pasla oradan çıkaracak isim. Bazısının ne istediğini gerçekten anlamıyorum. Sara da bir yere gitmiyor bu arada, Hakan Çalhanoğlu hamlesiyle birlikte daha da yükselecek. Tezatlık diz boyu.