Frankowski ve Jelert'in toplam bonservis rakamı 20 milyon avro'yu buluyor. Gün sonu ise Kaan Ayhan'ı sağ beke yazarken, artık Sallai'yi kullanıyoruz. Galatasaray, elindeki kaliteli jokerlerle birlikte "sağ bek" özelinde ayakta. Eren Elmalı / Jakobs rotasyonuyla yılların sol bek ateşi sönse de, Boey sonrası sağ bek ateşini söndürmek kolay değil. Potansiyelini alıyorsun olmuyor, ismen büyüğünü alıyorsun yine olmuyor. 3'lü oynadın, 5'li oynadın konusu değil bu. Sağ bekte bu isimlerin yaptığı hataların formasyonla o kadar da ilgisi yok. Yeni sezona "Şampiyonlar Ligi" parolasıyla girerken, sağ bek transferi yeniden gündem oluyor.
Boey giderken, Rennes'den Assignon transferi gerçekleşmek üzereydi. Kulübüyle sorun yaşıyordu ve kiralık transferi konusunda anlaşılmıştı. Avrupa için ara transferin son günü, Kompany'nin Burnley'inden aldığı bir telefonla tercihini değiştirdi. Galatasaray da ara transferin o günü açıkta kaldı ve Aurier'e razı kalmak zorundaydı. Kaan Ayhan'la sezonu tamamladık ama Boey sonrası sarmal, özellikle maddi anlamda külfet oluşturarak büyümeye devam etti. O Assignon da Burnley sonrası Rennes'e geri döndü, geçen sezon gösterdiği performansla da 14 milyon avro karşılığında Stuttgart'a gidiyor.
Galatasaray da gün sonunda yeniden Boey'in peşinde. Bayern'in Boey'den vazgeçmesinin olası olduğu şu zamanlarda, bildiğin futbolcuya yönelmek mantıksız değil. Boey'in Bayern performansı hayal kırıklığı. Kompany gibi onu tutan bir teknik adam olsa da, futbolcu ne zaman şans bulmaya başlasa sakatlık yaşadı. Bu sakatlıklar da forma istikrarı yakalamasının önünde engeldi. Oynadığı bazı maçlarda da kritik hataları var. Boey, Bayern için ara transferin son günlerinin panik hamlesiydi. Rakam biraz da o son anların hatırına 30 milyon avro'yu bulmuştu. Gün sonu geri dönme ihtimalinin oluşması sürpriz değil. X takımın şu an Boey için büyük bir bonservis ödeyebileceğini düşünmüyorum. Haliyle de futbolcunun kiralanacağı takımda parlaması ve sonrasında satışının denenmesi olağan durum.
Boey'in nasıl bir futbolcu olduğunu konuşmaya gerek yok, hepimiz tanıyoruz. Oynadığımız oyunun beki o. Galatasaray'da Okan Buruk'la geçirdiği günlerde, rakibin geçiş imkanı yakalamasının en büyük önleyicisiydi. Atletizmi ve hızının ekmeğini çokça kez yedik. Hücum katkısı olarak da ciddi gelişim gösteriyordu. Bugün elinde Davinson Sanchez, Eren Elmalı gibi isimler de var. Arkada çok daha hızlısın yani. Bu da Boey için hücumda biraz daha özgürlük ve o hattın öne çıkabilmesi demek. Frankowski ve Jelert'le bu senaryoda yolları ayırıp, sağ bekte "Türkiye yetiştirmesi" yerli bir futbolcuyla anlaşılabilir. Elde zaten Kaan Ayhan ve Sallai de var. Bek konusu bu şekilde çözülür. Yoksa bu sağ bek girdabında kaybolmaya devam ederiz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder