Güzel olan, ayrılığın Galatasaray'ın istediği şartlarda gerçekleşmesi

Doğru ve "iyi" transfer, en kötü şartlarda dahi zarar ettirmiyor. Bunun örneği Frankowski'ydi. Hayal kırılığıyla geçen bir yarım sezonun ardından, zarar etmeden futbolcudan çıktın. Bir de bunun farklı boyutu var. Morata'nın geçirdiği yarım sezona hayal kırıklığı demem ama gün sonunda ayrılık kaçınılmazdı. Osimhen'i tuttuğun ve Icardi'nin geri döndüğü senaryoda, Morata ile yola devam edebilme şansın yok. Geçen sezon yedek kalmayı sorun etmedi, Osimhen'e saygı duydu ama bu sezon için Dünya Kupası hedefi var. Bunu düşünerek, Avrupa'da oynayabileceği bir takıma gidecekti. Como da iddialı yatırımlar yaparken, Morata'nın orada olmak istemesi doğal. Altı çizilesi nokta, Galatasaray'ın "kiraladığı" futbolcudan elde ettiği kazanç.

Eskiden olsa, Morata ile karşılıklı fesih yeterli olurdu. Galatasaray adına en iyi şart, en azından bu sezonun ücretini vermeyelim olurdu. Şimdi ise kazanç elde etmeden bu transfere izin verilmedi. Morata & Como işini en az 1 aydır konuşmamıza rağmen, dirayetli durduk ve istediğimizi aldık. 5 milyon avro fesih bedeli alıp, Morata'nın da 600 bin avro civarındaki alacağından feragat etmesini sağladık. 5.6 milyon avro'luk bir kazanç bu. Toplamda 6 milyon avro'luk kira bedeli vardı, bunun 3'ünü ödememiş oldun. Ödediğin 3 milyon avro'yu da aldığın katkı gibi değerlendir. Morata'nın yıllık ücretinden de çıkmış oluyorsun. O da çok ciddi bir bedel. 5.7 milyon avro'luk bonservis kaynağı, 6 milyon avro'luk maaş bütçesi rahatlaması derken, düşündüğün yeni transferler adına boşluk oluşturdun.

Morata, Galatasaray'da neden olmadı sorusuna gelelim. Ocak ayında yapılan transferler, 3'lü savunmaya yönelik işlerdi. Frankowski'nin Rennes'de yapmış olduğu basın toplantısında yaptığı açıklamalar var. Okan Hoca, Lens'de olduğu gibi 3-4-3 gibi bir düzen kullanacağını ve aynı rolde oynayacağını belirtmiş. Rizespor deplasmanı ilk yarısı bu düzende oynadık, 2. yarıda 4'lü savunmaya geçtik ve maçı kazanınca aynı formattan devam ettik. Frankowski'nin başarılı bir orta kesememesi formasyondan bağımsız ama olsun. Morata da, Osimhen & Icardi'li düzenin devamı adına geldi. Çift forvet düşünüldü ama 4-3-3'e geçilince, Osimhen'in olduğu düzende ona yer olmadı. Hatta bu uğurda kanatta da denendi ama bu şekilde katkı alınamazdı.

Ayağının tozuyla, Bolu'nun karlı zeminine gidip, Türkiye Kupası maçına çıkması değerliydi. AZ deplasmanı aldığı sorumluluğu da unutmam. Aşırı efor "sakatlık" getirmişti. Geri döndüğünde ise Osimhen sazı eline alıp, takım da ideal kurgusunu buldu. Sonrasında ise ideal bir yedekti. Sorun çıkarmadı, aldığı sürenin hakkını verdi. Bence gol sayısı da iyi. Hayal kırıklığı olarak algılamam. Morata, Galatasaray için müthiş bir transferdi. 3'lü savunma kurgusunda, Osimhen'le birlikte ideal 2'li de olabilirdi. Harika bir bağlantı forveti çünkü. Bu anlamda Dünya'nın en iyilerinden biri. Fenerbahçe'de mesela Dzeko'yu çıkarın, yerine Morata'yı yazın. Bambaşka bir seviyeye gelebilirlerdi. Kağıt üzerinde 3. forvet gibi görünecek ismin seviyesine bakın.

Şampiyonluk kutlamaları mevzusuna dönmek istemiyorum. O günlerde konuştuk ve bitti. Her şeyi tahmin ederdim de, bu kadar pamuk bir mentale sahip olduğunu bilemedim. Ayrılığında o yaşananların etkisi olduğunu düşünmüyorum. Osimhen ve Icardi'nin olduğu düzende şansı olmayacaktı. Morata gibi maliyetli bir 3. forvetiniz olmamalı, bu doğru kadro mühendisliği değil. Osimhen süreci gecikse ya da gerçekleşmese, Morata'yı opsiyonlardan biri olarak düşünebilirdik. Icardi dönene kadar geçecek süreci idare edebilirdi. Osimhen kaldığı an o iş bitti ve ayrılık gerçekleşti. Güzel olan da ayrılığın Galatasaray'ın istediği şartlarda gerçekleşmesi. Satış işini geç de olsa çözdük.

Okuyan ve yorum atacak arkadaşlar için;

Blog'daki tanıtımları da es geçmeyelim.

En azından 1 tık atarak, destek olmanızı bekliyorum :)