2 Eylül 2025 Salı

İlkay Gündoğan, Galatasaray'da


Maliyeti konuşarak başlayalım. Tüm yaz, İlkay Gündoğan üzerinden dönen algılarla geçti. 8 milyon avro yıllık ücret istiyor, bundan taviz vermiyor, Galatasaray öncelikleri arasında değil gibi haberler okuduk. "Para" üzerinden algı üretildi ve İlkay Gündoğan'ın transfer süreci "medya" eliyle baltalanmaya çalışıldı. Hakan Çalhanoğlu için de benzer düşüncedeyim. Gün sonunda gördüğümüz, İlkay Gündoğan'ın yıllık 4.5 milyon avro karşılığında Galatasaray'a imza attığı. Manchester City'de 1 yılda kazanacağı rakamı, Galatasaray'da 2 yılda kazanacak. Amacı para olsa neden ayrılsın, kimse ona git demedi ki?

Bir ömür Guardiola'nın dizinin dibinde otururdu, kimse de git demezdi. Uçaktan indikten sonraki yüz ifadesini gördünüz değil mi? Her an gülümsüyor, mutluluğu gözlerinin içinden okundu. "Çocukluk aşkı" dediğimiz hadise bu. İlkay Gündoğan'a son 2 yılda ben de kızdım. Barcelona'ya değil de Galatasaray'a gelmesini beklerdim. Manchester City'e geri dönmeyip, yine Galatasaray'a gelmesi gerekiyordu. Bu yaz dönemine dönersek, kendi adına tek ihtimali Galatasaray olarak belirledi. İlla ki Fenerbahçe'den daha fazla rakam önerildi, düşünmedi bile. City'de kalabilirdi, bunu değerlendirmedi. Başka teklifler de illa ki olmuştur. Galatasaray'a imza attığı rakamı görünce "fedakarlığın" boyutunu görebiliyorsunuz.

Seviyesi hala üst düzey. Mertens'in Galatasaray'a geldiği yaşta ama daha iyi durumda. İlkay Gündoğan'ın maç istatistiğine bakarsak, istikrarı çok büyük. Geçtiğimiz sezon 54 maçı var. Yaş 34 ama seviye olarak hala yüksek. Manchester City'de şu an yedek görünebilirdi ama bir noktada formayı almasına kimse şaşırmazdı. Guardiola'nın yıllardır en önemli kozlarından biri. Geçen sezon geri dönmesini istemesi bu yüzdendi. Bu sezon da takımda kalabilirdi. Galatasaray, çok büyük bir transfere imza attı ama yeterince hakkı verilmiyor. Tüm yaz sanki İlkay Gündoğan cepteymiş gibi bir algı vardı. Adamın seni istediği ve beklediği doğru da, en az Sane kadar önemli bir transfer bu. Hatta onun dahi üzerinde olabilir.

Galatasaray'ın bu tarz bir oyun aklına ihtiyacı vardı. Mertens'in kaybı düşündüğümden daha ağır sonuçlar getirdi. 3'lü orta saha oynuyorsun, orada kemik bir yapı oluştu ama "oyun aklı" problem. Özellikle de lig maçlarında hücumdan -1 yazmaya başladın. Lemina'yı kenara alıp, İlkay Gündoğan'ı 11 görürüz diye düşünüyorum. İlkay Gündoğan'ın varlığı da çevresindeki tüm futbolculara pozitif yansır. Özellikle de Sara ve Sane için. Sara'nın yükünü hafifletiyor en başta, rakip ceza sahası çevresinde kilit açacak bir isme sahip oluyorsun. Sane'yle de aynı futbol dilini konuşuyor ve onu iyi tanıyor. Sane'yi rakip kaleye yakın, en doğru noktada topla buluşturmanın anahtarı yine o.

İlkay Gündoğan'a kızgındım dedim ya, uçaktan indikten sonra bu tamamen bitti. Sahaya çıktıktan sonra da eminim ki farklı duygulara bürüneceğim. Sözleşmeye bakınca, fedakarlığın boyutu zaten üst düzey. Galatasaray'ı yaşamaya gelen bir "yıldızdan" bahsediyoruz. Neyse ki bir noktada kayıtsız kalınmadı ve bu transfer bitirildi. Bir ara orta saha almayacağız diye kara kara düşünüyordum. İlkay Gündoğan'ı Haziran başında bitirmek gerekirken, transferin sonunu bekledik. O gün de bonservissiz gelecekti, bugün de. Osimhen'in bonservisiyle, İlkay Gündoğan transferinin hiçbir alakası yoktu. Maalesef bazısı süreci "medya" eliyle baltalamak istedi ve kendisini "gazeteciyim" diye adlandırmış bazı maşalar bu algıyı üretti.

Okuyan ve yorum atacak arkadaşlar için;
Blog'daki tanıtımları da es geçmeyelim.
En azından 1 tık atarak, destek olmanızı bekliyorum :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir