24 Ekim 2025 Cuma

Gösterilen taktik reaksiyonu önemsiyorum


İlkay Gündoğan ve Singo, Galatasaray 11'inin 2 büyük eksiği. İlkay Gündoğan, son haftaların formda ismiydi de. Takıma iyiden iyiye "oyun liderliğini" kabul ettirmiş, çevresindeki herkesi yönlendiriyordu. Singo'dan ise Şampiyonlar Ligi'nde fark yaratmasını bekliyorsun. O farkı da Liverpool karşısında yaratmıştı. Singo'nun eksikliği, tempo ve atletizm konusunda negatif etkidir. İlkay Gündoğan'ın eksikliği ise "oyun aklı" tarafında seni zorlar. Üstelik son dakikada gelen bir sakatlık. Hadi bir süredir Singo'suz oynuyordun da, Bodø/Glimt maçının tüm hazırlığı İlkay Gündoğan üzerinden döndü.

Okan Hoca'yı övmemiz gereken nokta burada. İlkay Gündoğan'ın yokluğunda, çoğunluk "Sara" oynamalı deyip, "Yunus Akgün" ile oynamanın yaratacağı zafiyetten bahsediyordu. Buna ben de sahilim. Yunus Akgün, forvetin arkasında oynasa dahi, Sane ile rollerinin çatışmasından çekiniyordum. Daha önce bu sıkıntıyı yaşamıştık. Bu maçta ise Yunus Akgün'ün 8.5 numarayı muazzam oynadığını gördük. Üstelik maç hazırlığı da bu yönde değilken. Son dakika değişikliği yapıp, bu katkıyı alabilmek "taktiksel reaksiyonu" gösterir. Bunu da övmek gerekir.

İlkay Gündoğan ve Yunus Akgün, bambaşka 2 profil çünkü. Sara'yı tercih etmemesi, artık onu 8 numara gibi düşünmesinden kaynaklıdır. Göztepe karşısında Sara'yı 8, Yunus Akgün'ü de 8.5 numara gibi izleriz. Sara'yı forvetin arkasına yakın oynatacağını sanmıyorum, çünkü verimi düşüyor. Bodø/Glimt karşısında Sara'yı beklerken, orta sahayı kalabalık tutalım, rakibin geçişlerine imkan vermeyelim noktasında düşündük. Okan Hoca ise Yunus Akgün'ün rolünü çok iyi belirleyip, ondan muazzam katkı aldı. Yunus Akgün'ün hücum hünerinden zaten şüphemiz yok. Avrupa'da Galatasaray formasıyla oynadığı her maçta tabelası var. Defansif yönde katkıyı almak değerliydi.

Bu taktik reaksiyonu önemsiyorum. İlkay Gündoğan gibi bir ismi kaybetmene rağmen, taktiğinden ödün vermemiş oldun. Kaliteli rotasyonumuz var. İlk 11 ayarında 15-16 isim sayabildiğin sürece, elin daima güçlü. Geçmişte eleştirdiğimiz "rotasyonu" bu sezon daha iyi uyguluyoruz. Yaz dönemi bazı noktalarda eksik geçildi gibi görülse de, boş atılmadığını görmek mutlu ediyor. Az isim alındı, belki büyük maliyetleri oldu ama hepsinin etkisi ortada. Omurgayı korumak da önemli elbette. Geçmişin diğer sorunlarından biri de transferde "sirkülasyon" yaşamak, her yıl neredeyse yeniden kadro kurmaktı. Geçmişe yönelik ne kadar hata saysak, neredeyse hepsinden ders çıkarılmış.

Ocak ayında yine transfer yapılacak gibi. Birkaç oyuncu konuşmayacağız, bu sayı maksimum 2 olur. 2+1'lik yabancı kontenjanı boş. Lemina'yı gençleştirmeyi düşünüp, 6-8 oynayacak, dripling özellikli bir isme yatırım yapılabilir. Orta sahanın Singo'su diyelim. Bu hamle kalite ve derinliği iyice yükseltir. Bir de hücuma, forvet özellikli bir kanat düşünülebilir. Osimhen'in yokluğunda, aynı tarzdan devam edebilmeni sağlayacak, kanada da atabileceğin bir hücumcu. Orada yatırımdan ziyade, fırsat hamlesi de görebiliriz. Sol stoper düşüncesi artık geride kaldı, Abdülkerim Bardakcı'nın bu formunun üzerine "Ocak" ayında hamle yapmamak gerekiyor. Ayrıca orta sahaya yapacağın olası hamle, Lemina'yı stoperde de düşünebilmene sebep.

Okuyan ve yorum atacak arkadaşlar için;
Blog'daki tanıtımları da es geçmeyelim.
En azından 1 tık atarak, destek olmanızı bekliyorum :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir