İlkay Gündoğan'ın liderlik dokunuşu daha farklı olacak

İlkay Gündoğan'ın Manchester City'den Barcelona'ya değil de, Galatasaray'a transfer olduğunu düşünün. O dönem de bu transferi konuşuyorduk. Hatta bu transferi her dönem hayal ediyorduk. İlkay Gündoğan "transfer" açısından kadraja girdiği andan itibaren hayalimizdi. Barcelona'ya gitti, hayalidir dedik. Manchester City'e geri döndü, bu durum bizleri biraz kırdı ve çoğumuz öfkeyle "daha gelmesin" dahi dedi. Gerçekçi düşüncede ise hangi dönem olursa olsun, katkı sağlayacağı çok açıktı. Yaz transfer dönemi başladığından bu yana yazıyoruz. İstesek ilk gün bitirirdik, bu iş yine aynı maliyetlere bitecekti. Biz ise son günlere attık, nedenini inanın bilmiyorum. 

Hadi bazı transferleri Osimhen kaynaklı beklettin de, İlkay Gündoğan o isimlerin arasında olmamalıydı. Bonservisi yok, yıllık ücreti belli. Seni bekliyor bir de. Fenerbahçe, 2 katı ücret teklif ediyor ama kabul etmiyor. İstese Manchester City'de de kalabilir, kimse git demez. Ya da x Avrupa kulübüne gider, çoğunun kapısı yine ona açılır. Seviyesi çok yüksek isim. Yaş ilerliyor ama devamlılık var. 34 yaşında henüz. Henüz deme sebebim, Mertens'in Galatasaray'daki 3 yılını hayal edin. Ne denli etki ettiğini hatırlayın. Kıyas yapmıyorum ama seviye olarak daha yüksek bir isim. Devamlılık var, bu en önemlisi. Sakatlanmaz, sürekli sahadadır, üst üste maçlar oynar, düşmez.

Liverpool maçını Galatasaray'ın "zirvesi" olarak konuşacaksak, o oyunu İlkay Gündoğan olmadan bu kadar mükemmel oynamak zor. Hatta imkansıza yakın. Çok değerli bir ön alan baskımız vardı mesela. Kalecinin ağzına kadar basmadık, belli bir hatta durduk ama orada rakibi tuzağa düşürdüğümüz her an da pozisyon yakaladık. Bu baskıyı yönlendiren isim İlkay Gündoğan'dı. Torreira ve Lemina'nın verdiği güvenle birlikte, orta sahanın önünde o baskıyı yönlendirdi. Sonrasında 1-0'ı yakaladın, tempoyu yönetmeye başladı. Oyunu hızlandırmadı, seni geriden çıkardı, aldığı faullerle birlikte nefeslendirdi. Bunları yapabilecek başka bir futbolcun yok. İlkay Gündoğan da bu kaliteyi göstermesi adına transfer edilir. 

Bir de liderlik tarafı var. Bence o en değerlisi. Kusursuz bir kariyer, bunu kimse inkar edemez. Saygınlık uyandırıyor. Galatasaray'da lider profili olan birçok isim var ama İlkay Gündoğan'ın dokunuşu daha farklı olacak. "Oyun liderliğinden" de bahsediyoruz. Icardi'den alıyorduk bunu. Sahadayken almaya da devam ediyorduk ama kabul edelim ki şu an eski durumunda değil. Haliyle de her maç sahada olamıyor. İlkay Gündoğan, Galatasaray'ın oyun merkezine yerleşti, yönlendirme açısından kadrajı çok daha geniş. Atılan gollere bakın, tüm futbolcuları topluyor. Sürekli saha içinde arkadaşlarıyla iletişim halinde. Onun için atılan pozitif mesajların da sayısı artmaya başladı. Takım arkadaşları bu durumu artık daha sık dile getiriyor.

Oyunu mutlaka daha da ilerler. Maçlara çıkıyor ama hala bu anlamda eksiği olduğunu düşünüyorum. Mutlaka daha iyi olacak. Şu hali dahi büyük fark yaratıyor. O kadar zeki bir futbolcu ki neye ihtiyaç duyduğunu iyi biliyor. Osimhen'le ilk maçıydı henüz, oluşacak uyumlarını hayal edin. Sane'nin de kazanımında pay sahibi olacak. İlkay Gündoğan'ın etrafında büyüyeceğiz. Sara'yla birlikte de oynayacak mesela, onu da yükseltecek. "Senkron" söylemini çok kullanırım. Galatasaray'ın bu dönem senkronu İlkay Gündoğan'dır. Geçen sezon denklemde olmaması, kaybettiğin çoğu Avrupa maçında handikaptı. Sakin olman gereken zamanlar vardı, sen ise tempodan ödün vermedin. Çünkü seni saha içinde yönlendiren yok. Her şey teknik direktörün verdiği taktik değil, onu uygulamanı sağlayacak lider de önemli.

Okuyan ve yorum atacak arkadaşlar için;

Blog'daki tanıtımları da es geçmeyelim.

En azından 1 tık atarak, destek olmanızı bekliyorum :)