3 Kasım 2025 Pazartesi

2 beraberlik alıp da düşünmeye başlamak, Okan Hoca'nın yarattığı hava kaynaklı


Şampiyonlar Ligi'nde iddia sahibiyken, ligde dalgalanma mutlaka yaşarsın. Şampiyonlar Ligi maçının öncesi ya da sonrası, 2. viteste oynamak zorundasın. Hatta rakibin durumuna göre 3. vitese bile düşersin. 11 maçta 9 galibiyet 2 beraberlik aldın, çok iyi tablo. 2 beraberliği kendi sahanda Beşiktaş ve Trabzonspor karşısında alman can sıkıyor ama maçların kendi içinde mazereti var. Beşiktaş karşısında eksik kalmana ve Liverpool dönüşü olmasına rağmen geri döndün. Trabzonspor ise iyi takım. Tam 1-0 kazanmalık maçtı, o imkanı da yakaladın ama olmadı. Okan Hoca, Galatasaray'ın başında öyle şeyler yaşatıyor ki aldığın tek beraberlik dahi her şeyi sorgulatıyor. Ligde puan kaybı nedir unuttuk. Tek beraberlik geliyor, ne oluyor diyoruz. 

Ajax maçını kazanırsın, her şey yeniden başlar. Aslında biten bir şey yok da, aldığın tek beraberliğe dahi başlangıç kovalıyoruz. Şampiyonlar Ligi şu anda ilk önceliğin ve oradaki kayıpların telafisi yok. İlk 24 iddianda, Ajax ve Monaco deplasmanları sert geçecek. Haliyle de bu maçların öncesi ya da sonrasında, vitesi düşük tutman doğal. Trabzonspor maçına bakın, Bodo karşısındaki baskı şiddetimiz var mıydı? İster istemez şiddeti düşürüyorsun. Ayrıca eksiklerin de var. Tüm bunlara rağmen, savunma anlamında hiç sorun yaşamadın. Hatta 2. yarıda maç sana baktı ve kazanacak imkanın vardı. Bu da kalite farkın işte. Canın istediğinde bu ligde istediğin her şeyi yaparsın, kimse sana rakip olacak güçte değil.

Galatasaray ve Fenerbahçe'nin Ekim / Kasım fikstürü zordu. Bu fikstür sonrasında, Fenerbahçe'nin kırılmasını bekliyordum ama güçlü çıktılar. Sadettin Saran'ın varlığı mutlaka mental anlamda bir temizleme yarattı. Bunun sonuna kadar aynı şekilde gideceğini sanmıyorum ama kafa olarak daha rahatlar. Tedesco da bence iyi teknik direktör, en azından senkronu yakaladı. Zor denilen fikstürden, öyle ya da böyle puan farkını 4'e düşürerek çıkmak üzereler. Galatasaray'ın da elde sadece Trabzonspor beraberliği var. Karalar bağlayacak, başarısızlık diyeceğimiz bir senaryo asla yok. Şu Trabzonspor'la Fenerbahçe oynasa, 11'e 11 şekilde kim kazanır?

Fenerbahçe'nin derbi performanslarına bakın. Trabzonspor maça müthiş başladı, attıkları gol haksız şekilde iptal edildi ve akabinde eksik bırakıldılar. Sonrasında Fenerbahçe o maçı zar zor 1-0 kazanabildi. Beşiktaş maçında 2-0 geriye düştüler, maçın havası da 3'e 4'e gider gibiydi. Beşiktaş da eksik kaldı, devamında ilk yarıdaki çözülmeleri geldi ve kaybettiler. Yine de maçın 2. yarısına bakın, baskı kuran Fenerbahçe'nin net pozisyonu yok. Rafa Silva'nın kaleye vuramadığının akabinde, Duran'ın ekstra golü geldi. O golü de ligimizde atabilecek futbolcu sayısı sadece 2. Rakipler 10 kişi kalmasa, bugün başka senaryo vardı. Kabul edelim ki Ali Koç ve Mourinho devam etse, bu fikstürden çıkamazlardı. Yine de bu sezon şanslılar, her derbide rakip eksiliyor.

Ligin çözümü Aralık ayında. Fenerbahçe - Galatasaray derbisinin havası başka olacak. O gün Galatasaray isteyecek çünkü. Önümüz Şampiyonlar Ligi'ydi demeyecek, baskının şiddeti düşmeyecek. Fenerbahçe'nin derbi performanslarını düşününce, Galatasaray'ın baskılı başlangıcı, ne Beşiktaş, ne de Trabzonspor'a benzer. Orada kazandığın an lig bitiyor. Yine galibiyet bekleyeceğim. Galatasaray'ın eksikleri de geri dönecek, maçın havası bambaşka olacak. 11. haftada, 4 puanlık fark iyidir. 2 beraberlik alıp da düşünmeye başlamak, Okan Hoca'nın yarattığı hava kaynaklı. O kadar kazanmaya alıştırdı ki artık hiçbir eski alışkanlık yok. Biz de bunu görmemize rağmen, hala mesnetsiz eleştiri peşindeyiz. Çoğunu okumuyorum bile.

Okuyan ve yorum atacak arkadaşlar için;
Blog'daki tanıtımları da es geçmeyelim.
En azından 1 tık atarak, destek olmanızı bekliyorum :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir