22 Ağustos 2009 Cumartesi

Karin Melis Mey {Türk Atletizmine Yeni Bir Soluk}

Karin Melis Mey Fenerbahçe tarafından Türkiye'ye getirilmişti ve 2008 yılında Türk vatandaşlığına geçti. Kendisi Güney Afrika vatandaşıdır ve ülkesininde önde gelen sporcularındandı. Hatta Güney Afrika'nın 17 yıldır kırılamayan rekorunu 2007 yılında kırmıştır. Türk vatandaşı oluncada 6.87'lik ile Türkiye rekorununda sahibi olmuştur. Kendisi atletizmde büyük umutlar beslediğimiz, başarılı olacağına inandığımız sporcuların başında geliyor. Pekin'de de finalde yarışmasını beklerken elemeleri geçememişti. Berlin'de ise finale mutlaka yarışacak dediğimiz sporcuların arasındaydı. Kendisinden beklentilerimiz yükü ama Melis Mey kendi potansiyelinde iyi işler yapıyor. Nevin Yanıt'ya yarı final koşuyor ama ona istikrarlı atlet, başarılı diyoruz. Aynı şeyleri Melis Mey içinde söylemek mümkün. Ülkemizde özellikle de atletizmde son zamanlarda devşirme sporcuların çokluğu göze çarpıyor. Bunu ayrı bir yazıda ele almak lazım. Biz şimdilik Melis Mey'i konuşmaya devam edersek 6.67 atlayarak Berlin'de final vizesi aldı. Dünya Atletizm Şampiyonası bizler için çok kötü geçiyor. Yüzümüzü güldüren atletler Nevin Yanıt, Melis Mey ve Alemitu Bekele oldu diyebiliriz. Alemitu Bekele'de bugün 5000 metrede piste çıkacak. Dünya Salon Atletizm Şampiyonu birincisi olan sporcumuzdan madalya beklemiyoruz ama antrenörü yavaş tempoda herşeyin olabileceğini belirtti. Dünde yağmur yaptığını düşnürsek bu tip doğa olayları Bekele'nin işine gelecektir. Melis Mey için son söyleyeceklerim Türkiye uzun mesafeler dışında pek sporcu yetiştiremiyor hadi yetiştirmeyi geçtim ihraç da edemiyor. Uzun atlamada Türkiye için yeni bir dal diyebilirim bu yüzden Melis Mey bizlere ayrı bir soluk getirdi.

400 metre finaline bakarsak yarışın Merritt ve Jeremy Wariner arasında geçeceği bekleniyordu. Nitekim öyle de oldu. Wariner erkekler 400 metreye bir ara ambargosunu koymuştu ama 1.5 senedir Merritt'e sürekli kaybediyor. Berlin'de bu yine değişmedi ve 44.06 ile Merritt yine birinci oldu. Wariner eski antrenörü ile çalışmaya yeniden başladı onun için atletizm yeniden başlıyor demek mümkün. Gelecek sezon bu ikili arasında daha çekişmeli yarışmalar izleyeceğiz. Bir ara Vlasic'de yüksek atlamada unvanını yitirmişti ama itibarını kurtardı. Biliyorsunuz 100'den 400 metreye kadar olan bütün yarışlar sprint yarışlarıdır ve geçmiş yıllarda ABD'nin bu konuda büyük üstünlüğü vardı. Yalnız son yıllarda Jameika bayrağı göndere çekiyordu. 400 metrede ABD biraz olsun itibarını kurtardı diyebiliriz.

ABD'nin itibarını kurtardığı diğer yarışma ise bayanlar 200 metre oldu. Pekin'de Jameika'lı Campbell-Brown Felix'in unvanını elinden almıştı ama Berlin'de Felix intikamını aldı diyebiliriz. Son olarak ABD'ye bir darbe de 4x100 bayrak yarışı elemelerinden geldi. Aslında ABD, seride sorunsuz bir birincilik almış gibiydi. Ama Büyük Britanya'nın itirazıyla ortalık karıştı. Shawn Crawford'ın Darvis Patton'a bayrağı verişi sırasında yaşanan tereddüt, çizginin aşılmasına neden olmuştu. Britanya'nın itirazı kabul edilince ABD'liler karşı itirazda bulundu ama sonuç değişmedi. Anlayacağınız 4x100'de de meydan yine Jameika'lılara kaldı. Zaten mutlak favori onlardı şimdi yarışı kazanmaları bu tip bir hata yapmazlarsa neredeyse kesin. Onlar için tek konuşacağımız konu acaba yeni bir rekor geçecek mi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir