Galatasaray'ın peşi sıra alabileceği kötü sonuçlarda Rijkaard'ın büyük eleştirilere uğrayacağını az çok tahmin ediyorduk. Ülkemiz skor yazarcılığı malesef böyle. Sürekli yazdığımız ve yazmaktan sıkılmayacağımız bir konu var. Takım baştan aşağı sistem ve mantık olarak yenileniyor bunun için de takımın zamana ihtiyaç duyuyor. Fenerbahçe 8'de 8 yapmış olabilir ama lig henüz yeni başlıyor ve şimdiden birilerini şampiyon ilan etmek çok yalnış. Elbette Fenerbahçe lige iyi başlangıç yaptı ve şu an avantajlı durumda ama ortaya koyulan futbola baktığımızda herşeyin değişebileceğini söyleyebiliriz. Galatasaray bu sezona iyi futbol ve bol gollü maçlarla başlayınca anahtar kelimemiz olan sabır sözcüğünü bir süre unuttuk veya erteledik. Üst üste puan kayıpları da gelince Rijkaard bazı konularda eleştirilmeye başlandı. Sistem yanlış, b planı yok, Elano ilk 11'in futbolcusu değil gibi eleştirilerle futbol piyasası bir süre çalkalanacak gibi görünüyor. Önümüzdeki Milli Takım arasını Galatasaray için çok olumlu görüyorum. Rijkaard'da Ankaragücü karşılaşmasından sonra yaptığı açıklamalarda Milli maç arasının öneminden bahsetmiş. Trabzonspor ve Fenerbahçe maçları ligde Galatasaray için çıkış noktası olabilir.
Ankaragücü karşılaşmasına gelirsek futbol olarak öncelikle her iki takım beni çok yanılttı. Ben tempolu ve seyir zevki yüksek bir maç bekliyordum. İlk yarıda Galatasaray pozisyonlar bulmasına rağmen golü bulamadı. Galatasaray bu sezon maçlarda erken gol bulamadığı zamanlarda sıkıntıya düşmeye başladı. Farka ulaştığımız maçlara bakarsanız genelinde golü erken buluyoruz ve sonucunda ofansif gücümüz sayesinde devamı geliyor. Ankaragücü karşılaşmasında da ilk yarıda golü bulamayınca ikinci yarıya çok daha farklı başladık. Mesela Baros'un kaçırdığı boşboş pozisyon gol olsa oyunun seyri değişebilirdi. Kaçırılan pozisyonlara ve maçın belli anlarında takımın hücum anlamında bir süredir kitlenmesine bakarak hücum oyuncularının formsuz olduğundan bahsedebiliriz. Bugün özellikle Keita'da olmayınca hücum organizasyonlarında ve hücumda farklılık yaratma konusunda başarılı olamadık.Gökhan Zan eleştiriliyor, bu takımın futbolcusu falan deniliyor ama Galatasaray Gökhan Zan'ı çok arıyor. Sezon başında bu konuya pek katılmıyordum ama Galatasaray'ın geriden top yapacak
bir futbolcuya mutlaka ihtiyacı var. Gökhan Zan bu konuda çok başarılı olmasa bile Servet ve Hakan Balta'ya göre topu daha olumlu kullanıyor. Gökhan Zan'ın bu sezon oynadığı karşılaşmalarda defansta da oldukça etkiliydik. Bugün benimde düşündüğüm şekilde bir savunma kurgusuyla maça başladık. Caner Erkin solda, Uğur Uçar sağda Servet ve Hakan Balta ise stoper oynadı. Hakan Balta zaten sezon başından bu yana düşüş içerisinde. Buna birde stoper oynama zorunluluğu eklenince iyice futbol olarak düştü diyebiliriz. Uğur hücumda etkili olmaya çalışsa bile savunma konusunda çok başarısızdı. Oyunun ikinci yarısında bir noktadan sonra Galatasaray'ın guardı inanılmaz şekilde düştü ve savunma oyuncularının üzerine yük bindi. Caner Erkin'i hücumda etkili bilirdim ama bugün savunmada çakılı kaldı. Uğur olsun, Caner olsun, Hakan Balta olsun hatta Servet olsun bugün oynadıkları futbolla hiç iyi değillerdi. Orta saha konusunda ise bu takıma Linderoth gerek ve Ankaragücü maçını ele alarak bu orta sahayı başka bir yazıda değerlendireceğim.Galatasaray şimdi 4-3-3 mi oynuyor yoksa 4-2-3-1 mi oynuyor buna karar vermek gerek. 4-3-3 oynuyoruz diyorsak solda oynayacak Arda veya Elano sol iç forvetin adamı olamazlar. Eğer 4-2-3-1 oynuyorsak serbest oyuncu rolünde Arda değil Elano oynamalı. Bugün serbest oyuncu gibi Arda oynadı yine çabaladı, mücadele etti, pozisyonlar hazırladı ama yalnız kalınca bu çabaları oldukça boşa gitti ve kötü futbol sergilemiş gibi gözüktü. Elano sol veya sağ kanatta oynabilmesine rağmen etkili olabilecek bir futbolcu değil. Elano ya orta sahaya yakın hücumcu olarak ya da serbest oyuncu gibi oynamalı. Sturm Graz karşılaşmasında bunu gösterdi. Aydın Yılmaz ise sezona iyi başlamasına rağmen yine futbolunda büyük düşüş yaşıyor. Bunda geçirdiği sakatlığında etkisi olabilir ama kendisini acilen toparlamak zorunda. Kewell'a gelirsek yine ikinci yarıda kurtarıcı gibi oyuna girdi ama temposu oldukça düşük görünüyor.
Rijkaard'ın açıklamalarına göre Nonda'da sakatlık var ve yeni yeni düzeliyor. Nonda ve Baros yan yana oynamalı diyenlere aslında en iyi cevap bu oldu. Rijkaard elbette sisteminde diretiyor ve maçın belli bölümlerinde sistemini bozmadan değilikliklere gidiyor ama Nonda henüz hazır değil. Sakatlığını yeni atlatmaya başladı ve onu Baros'la yan yana gördüğümüz zamanlarda olacak. Futbol olarak son haftalarda düşüş yaşıyorduk ve Ankaragücü karşılaşmasında bu tavan seviyeye çıktı. Direncimiz ikinci yarının ortalarında düşünce rakip 10 dakikada bir anda farka gitti. Futbolda bunlar var belki bu mağlubiyet Galatasaray'a tokat gibi geldi ve arayı da değerlendirerek kendini bulacak. Sistemin doğru işlemesi için biraz daha zaman gerekiyor. Rijkaard'a güvenimiz tam.
Ankaragücü'nü değerlendirmek gerekirse çok fazla sakat futbolcuları olmasına rağmen bu maçta çok iyi mücadele ortaya koydular. Maçın başlarında takım halinde iyi savunma yaptılar ve bazı hızlı ataklarda Galatasaray kalesini yokladılar. Özellikle Ceyhun ve Murat Duruer'in futbollarını çok beğendim. Bu iki futbolcu hücum anlamında müthiş oynadılar. Ceyhun'un güçlü ve akılcı oyunuyla, Murat'ın hızlı atakları birleşince maç bir noktadan sonra Ankaragücü'ne geçti. Galatasaray orta saha direncinin yok olması ve savunma oyuncularınında ekstra formsuzluğu ile Ankaragücü bir anda 3 golle buluştu diyebiliriz. Ayrıca gollerden sonra Hikmet Karaman'ın hareketleri falan çok ilginç. Çakma Fatih Terim derdik kendisine ama böyle gol sevinçleriyle beraber çakma Yılmaz Vural olmayı da hak etti diyebiliriz. Sonuç olarak Galatasaray bulduğu pozisyonları gol yapamayınca yorugunluğunda verdiği etkiyle oyundan düştü ve Ankaragücü'nün ekmeğine yağ sürdü. Rakip hızlı ataklarla önce savunmanın ayarını bozdu sonrasında ise attığı gollerle Galatasarat'ın yüzüne soğuk su operasyonunu gerçekleştirdi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder