24 Kasım 2009 Salı

Amerika'da 3 Türk {Ersan-Mehmet-Hidayet}

Bu sezon Milwaukee Bucks beklenin üzerinde bir performans gösteriyor ve bu performansta ekstra oyuncuların katkısı çok fazla ön plana çıkıyor. Yani son zamanlarda esen çaylak Jennings fırtınasını hepimiz izliyoruz. Çaylak oyuncu olmasına rağmen sanki 5-6 yıldır NBA'de oynuyormuş gibi performanslar gösteriyor. Bir diğer ekstra durum ise Ersan İlyasova'nın performansı oldu. Şu an istatisliklerine baktığımda 11.3 sayı 6.80 ribaund ortalamaları gibi istatislikler görüyorum. Ersan daha önce NBA tecrübesi yaşamasına rağmen beklenenin oldukça altında kalmıştı ve Avrupa yollarına düşmüştü. NBA'e ilk gittiği zamanlar çok erken davrandığını düşünüyorduk ve kendisi de zamanında yaptığı hatanın mutlaka farkındadır. Sonrasında 2 sezon oynadığı Barcelona onun kariyeri açısından dönüm noktası oldu ve basketbolunu inanılmaz geliştirdi. Zaten yetenekli ortada olan, çok ekstra bir oyuncuydu ve beklentilerimizde doğal olarak bu yüzden çok yukarıdaydı. Şimdilerde Ersan, Bucks'un en önemli oyuncuları arasına girdi ve takımının beklenmedik bu iyi gidişince en büyük pay sahiplerinden birisi durumunda.

Hidayet Türkoğlu için aslında bu örneği vermeyi hiç istemezdim ama Toronto'da gösterdiği performansa baktığımda resmen kontrata yattı diyebilirim. Orlando'nun elinde çok güçlü kadro olduğu için bu takımda çok daha aktif görünüyordu ama Toronto gibi bir takımda da çok daha önemli işler yapabilir. Belki takımını üst seviyeye çıkaramaz ama kendi istatislikleri açısından büyük bir çıkış yakalayabilirdi. Hidayet'in bu sezon istatisliklerine baktığımızda 14.4 sayı, 4.90 ribaund ve 3.8 asist ortalamalarını görüyoruz. Hidayet Türkoğlu başarı ve yukarılara oynamayı hedefleseydi alacağı paradan biraz daha fedakarlık yapıp Portland'a mutlaka giderdi. Ama o kafasının rahat olmasını istedi, geleceğini garantiye almak istedi. Bende haliyle bu karara saygı duyarım. Tek sevindiğim nokta ise Hidayet Türkoğlu'nun Eurobasket 2009'un aksine 2010 Dünya Şampiyonası'na daha az yıpranmış bir şekilde gelecek olmasıdır. Çünkü Avrupa Şampiyonası'nda yaşadığı yorgunluk gözünden okunuyordu. Toronto'nun şu anda durumuna baktığımızda play-off tablosunun dışında görünüyorlar ve beklediğim şekilde performans yakalamış durumdalar.

Mehmet Okur ise All-Star olduğundan bu yana kariyerinde yaşadığı düşüşü devam ettiriyor ve NBA'in iyi oyuncuları arasında gösterilirken bir anda ortalama bir pivot halini aldı. Bu sezon yakaladığı istatisliklere baktığımda 14.3 sayı, 6.80 ribaund ortalamalarını görüyoruz. Eskiden Mehmet Okur'u pota altında savaşan, ribaund kovalayan, mücadeleci bir oyuncu olarak görüyorduk. Ayrıca dışarıdan isabetli şut atabilme yeteneği sayesinde çok esktra bir oyuncuıydu. Ama şimdilerde baktığımızda o hırsından, mücadelesinden eser kalmamış ve sadece şut atan bir pivot halini almış. Gerçi Utah'ın hali içler acısı çünkü çok fazla sorunlar yaşıyorlar ve takımın iyi gitmesi adına bir ışık göremiyorum. Sloan'dan tutun, Boozer'a, Kirilenko'ya kadar değişik sorunlar yaşıyorlar. Mehmet Okur'da bu mücadelesini kaybettiği için Milli Takım'a alınmıyor. Bu sezon kontrat senesi diye biliyorum bakalım sezonun sonunda hangi takımın yolunu tutacak. Umarım Utah'dan ayrılır çünkü oranın dokusu artık Memo'yu aşağıya çekmeye başladı. Son olarak Utah Jazz'ın Memo'nun olmadığı son 3 maçını kazanması çok ilginç bir durum oldu.

3 yorum:

  1. Ersan hariç yazılanların hiçbirine katılmıyorum.Zaten buda kendi düşüncelerini ifade eden yazı değil miydi?

    Başarılar

    YanıtlaSil
  2. Tabiki benim düşüncelerimi ifade eden bir yazı bu :)

    YanıtlaSil
  3. Mehmet bu sene 2 senelik kontrat uzatti 20 milyona, diye biliyorum.
    O yuzden belki isi suyuna birakiyordur. Ben de Ersan disindaki oyuncularimizi takip etmeyi biraktim, cunku iyice memura donduler.

    YanıtlaSil

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir