13 Kasım 2009 Cuma

Ankaragücü'nde Faşizm Rüzgarları #2

Yukarıyı hedefleyen ve bu yolda çabalayan Anadolu takımlarımız neden bir şekilde kendilerini antipatik yapmayı başarıyorlar anlamış değilim. Sivasspor'u düşünüyorum takım iki sezon şampiyonluk potasında oynadı ama söylemlerinden ötürü inanılmaz bir antipati oluşturdular ve bugün geldikleri noktayı görüyoruz. Aynı şekilde Ankaragücü'nde Gökçek devrimi sırf Ankara'dan şampiyon takım çıkartmak uğruna gerçekleştirildi. Bugün Ankara'da sadece Ankaragücü'nün inanılmaz bir taraftar potansiyeli var. Ankara, Türkiye'nin başkenti olmasına rağman futbol taraftar potansiyeli İzmir'in gerisinde. Ama Ankara'dan bir şampiyon veya şampiyonluğa oynayan takım çıkmasını herkes ister. Bu yüzden Ankara takımlarının güç birliği yapması lazımdı ve bu gerçekleştirilmeye başlandı. Ama çok fazla yanlış işler içine girildi ve olayın bugün geldiği noktadan resmen utanıyorum. Melih Gökçek'in bu ili bu noktaya getireceği baştan belliydi ama buna göz yumuldu ve Türk futboluna kara leke olarak bu olaylar kayıtlar altına alındı.

Ankaragücü başkanı Ahmet Gökçek, Hikmet Karaman'ın sözleşmelerinde bulunan maddelerin ve kendisine verilen yetkilerin çok fazla olduğunu belirtti. Ayrıca bu sözleşmenin kongreden bir gün önce yapıldığını söylemiş. Ayrıca bu olaylardan ötürü Hikmet Karaman'ı kınadığını söyledi. Bu durumda Hikmet Karaman'ın suçu nedir bilmiyorum. Adam sözleşmesini yapmış ve haklarını istiyor. Bu son derece doğal ve umarım asla geri adım atmayacaktır. Ayrıca işin Fifa'ya kadar uzaması durumunda bu küme düşürme olaylarıda gündeme gelecek ve neler olacağını hepimiz göreceğiz. Ayrıca bu ortamda Hikmet Karaman'dan nasıl başarılı olması beklenir gerçekten bilmiyorum. Takımda sistem sıfır, son gün kongreler oluyor futbolcular geliyor, transfer dönemi bitiyor hala futbolcular geliyor, 40 tane futbolcuyu aynı anda idare etmesi gerektiği söyleniyor yani bu ortamda Mourinho veya Ferguson gibi teknik adamlarında kısa vadede başarılı olması imkansız. Sen Hikmet Karaman'la çalışmak istemiyorsan göreve geldiğinde bunu dile getirecektin ve yolları güzelce ayıracaktın. İş bu noktalara gelmiş sonradan idmana takımı çıkartmıyorsun. Böyle bir yönetim tarzı hayatımda görmedim. Şimdi sözleşmenin geçersiz olduğuna dair deliller falan var deniliyor ve iş mahkemeye gidecek. Madem delillerin var neden hala Hikmet Karaman'a hak ettiği parayı {kendileri açısından} verelim işi tatlıya bağlayalım diyorlar. Eğer yollar Hikmet Karaman'la ayrılacaksa tazminatı paşa paşa verilir. Böyle olmayacaksa Inter örneğinde gördüğümüz gibi Hikmet Hoca, Mancini misali yattığı yerden parasını alacaktır. Helal olsun böyle bir sözleşme yaptığı için.

Diğer mevzu ise büyük yıldız diye getirdikleri ve 100. yılın ilk hamlesi diye nitelendirdikleri Vassell'den çabuk vazgeçmişe benziyorlar. Vassell gibi bir futbolcuyu getiriyorsun, Avrupa'da büyük yankı uyandırıyorsun ama bu futbolcuya davranış biçimi gerçekten utanç verici. Kendisinin otel masrafları ödenmemiş ve Vassell kulübe ulaşmaya çalıştığında hiç kimseyi bulamamış. Bu arada aynı operasyonu Bebbe için de uyguladılar. Yani bunun adı faşizm değildir de nedir anlamıyorum. Takım içerisinde sistemsizlik var diyordum ama tarifini koyamadığım başka durumlarda var. Ayrıca Ankaragücü taraftarları Vassell geldiğinde onu baş tacı ilan etmişlerdi ama bunca yaşanan olay karşısında nasıl sessiz kalıyorlar anlamış değilim.

Son olarak takımın başına geçmesi için Hagi ile görüştüklerini açıkladılar. Umarım Hagi böyle bir yanlışın içine girmeyecektir. Öncelikle bu takımı, bu durumda Mourinho falan gelse kurtaramaz. Çünkü her şey karışık, içinden çıkılmaz bir cendere yaşanıyor. Hagi'nin teknik adamlığını uzun uzun konuşuruz çünkü önümüzde referanslar var ama Ankaragücü'nü bu durumdan kurtaracak gücünün olduğunu düşünmüyorum. Yarın öbür gün bu yönetimin Hagi'ye de büyük yanlışlar yapmasından korkuyorum. Hagi'yi yeniden Türkiye'de görmek güzel olurdu ama bu Ankaragücü'nde görmek değil.

3 yorum:

  1. Şahsen Gökçek antipatimden dolayı Ankaragücü'nün bu sezon sonunda küme düşmesini can-ı gönülden diliyorum. Hatta TFF ligin bitiminde olağanüstü toplansın, Ankaraspor ile aynı ligde oynayamayacakları gerekçesi ile bu kez Ankaragücü'nü yollasın bir alt lige. Bir yılda 3.lige düştüklerinde içinde bulunacakları durumdan Gökçek ailesi bile sıyrılamaz gibime geliyor; başka türlü kurtulamayacağız bunlardan!

    YanıtlaSil
  2. gökçek darbesi desek daha doğru olur bence

    YanıtlaSil
  3. Devrim derken Gökçek darbesi dediğin gibi daha iyi tanım olurmuş bencede. İş Fifa'ya uzanırsa eğer Türk futbolunun geleceği noktaya üzülüyorum ben.

    YanıtlaSil

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir