29 Kasım 2009 tarihinde Nou Camp'ta yalnızca İspanya'yı değil tüm Dünya'yı yakından ilgilendiren bir maç var. İspanya'nın en önemli maçı olarak lanse edilen ve El Clasico ismini alan Barcelona-Real Madrid mücadelesi şüphesiz Şampiyonlar Ligi finali kadar merak edilen bir olay. Senede minimum iki defa karşı karşıya gelen devlerin maçı hepimiz tarafından merak konusu. Bu seneki maç diğerlerine nazaran bir parça daha heyecanlı geçecek şüphesiz. En azından benim için. Zira en sevdiğim futbolculardan birisi olan Zlatan'ın Barça'ya transfer olmasıyla, Real'in yaptığı üçleme transfer bombaları olan Ronaldo-Kaka-Benzema bir anda gölgede kaldı. Ronaldo sakatlanana kadar iki takım kafa kafaya ilerlese de Ronaldo'nun ayak bileğinden geçirdiği talihsiz sakatlık Real'in ve bilhassa teknik direktör Pellegrini'nin bütün sistemini alt üst etmiş durumda. Real puan kaybedip geriye düşecek gibi olsa da Barça, Real'i öyle hemen bırakıp ligi koparmak istemiyor gibi görünüyor. Real'in bir kaç defa mağlubiyetini yazdık -gerçi bunlardan ikisi kupadaydı- ama iki takımın arasında yalnızca 1 puan fark var. Tuhaf..
Büyük maça 17 gün kala ufak ufak haberler de gelmeye başladı. Aldığımız ilk haber maçın nerede yayınlanacağına dair oldu. İspanya'da La Liga'nın yayın haklarını elinde bulunduran Mediapro firması maçı sinema salonlarında yayınlayabileceklerinin sinyallerini vermeye başladı. Mediapro Başkanı Jaume Roures İspanyol medyasına verdiği demeçte
"Kimse şimdiye kadar bu büyük iki takımın çarpışmasını bu ses ve görüntü kalitesinde izlemedi." dedi. Peki futbol maçı sinema salonunda nasıl izlenecek? Seyirciler normal bir filme girer gibi biletlerini alacaklar, perdeye yansıtılan maçı da izleyecekler. Sinema salonlarından yükselecek tezahüratları duyar gibiyim. Müthiş bir heyecan olsa gerek bu durum. Hakikaten İspanya'da olup bir sinema salonunda bu heyecanı yaşamayı çok çok çok isterdim :) İki takım taraftarının birbirlerine -en azından ülkemizdeki gibi- nefretle bakmadıklarını düşünürsek herkes koltuğuna oturup bu futbol şöleninin keyfine varacaktır. Biz de sinemadaki kadar olmasa da 29 Kasım Pazar akşamı televizyonumuzun karşısına geçip bu maçı takip edeceğiz tabii.
29 Kasım 2009 tarihinde Nou Camp'ta yalnızca İspanya'yı değil tüm Dünya'yı yakından ilgilendiren bir maç var. İspanya'nın en önemli maçı olarak lanse edilen ve El Clasico ismini alan Barcelona-Real Madrid mücadelesi şüphesiz Şampiyonlar Ligi finali kadar merak edilen bir olay. Senede minimum iki defa karşı karşıya gelen devlerin maçı hepimiz tarafından merak konusu. Bu seneki maç diğerlerine nazaran bir parça daha heyecanlı geçecek şüphesiz. En azından benim için. Zira en sevdiğim futbolculardan birisi olan Zlatan'ın Barça'ya transfer olmasıyla, Real'in yaptığı üçleme transfer bombaları olan Ronaldo-Kaka-Benzema bir anda gölgede kaldı. Ronaldo sakatlanana kadar iki takım kafa kafaya ilerlese de Ronaldo'nun ayak bileğinden geçirdiği talihsiz sakatlık Real'in ve bilhassa teknik direktör Pellegrini'nin bütün sistemini alt üst etmiş durumda. Real puan kaybedip geriye düşecek gibi olsa da Barça, Real'i öyle hemen bırakıp ligi koparmak istemiyor gibi görünüyor. Real'in bir kaç defa mağlubiyetini yazdık -gerçi bunlardan ikisi kupadaydı- ama iki takımın arasında yalnızca 1 puan fark var. Tuhaf..
Büyük maça 17 gün kala ufak ufak haberler de gelmeye başladı. Aldığımız ilk haber maçın nerede yayınlanacağına dair oldu. İspanya'da La Liga'nın yayın haklarını elinde bulunduran Mediapro firması maçı sinema salonlarında yayınlayabileceklerinin sinyallerini vermeye başladı. Mediapro Başkanı Jaume Roures İspanyol medyasına verdiği demeçte "Kimse şimdiye kadar bu büyük iki takımın çarpışmasını bu ses ve görüntü kalitesinde izlemedi." dedi. Peki futbol maçı sinema salonunda nasıl izlenecek? Seyirciler normal bir filme girer gibi biletlerini alacaklar, perdeye yansıtılan maçı da izleyecekler. Sinema salonlarından yükselecek tezahüratları duyar gibiyim. Müthiş bir heyecan olsa gerek bu durum. Hakikaten İspanya'da olup bir sinema salonunda bu heyecanı yaşamayı çok çok çok isterdim :) İki takım taraftarının birbirlerine -en azından ülkemizdeki gibi- nefretle bakmadıklarını düşünürsek herkes koltuğuna oturup bu futbol şöleninin keyfine varacaktır. Biz de sinemadaki kadar olmasa da 29 Kasım Pazar akşamı televizyonumuzun karşısına geçip bu maçı takip edeceğiz tabii.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder