14 Kasım 2009 Cumartesi

Tenis Gündemi {Marsel İlhan'dan Nağmeler}

Geçtiğimiz hafta Turkcell, Marsel İlhan'a sponsor olacağını açıklamıştı. Tenisin ülkemizdeki gelişimi adına müthiş bir adım bu öncelikle. Marsel, Turkcell'in kendisine sponsor olmasının ardından diyor ki; "Şimdi Turkcell bana sponsor oldu. Hem maddi anlamda hem performansımın arttırılması için destek verecekler. Ayrıca Türkiye Tenis Federasyonu da beni destekliyor. Benim ve antrenörümün masraflarımı karşılıyor. Ben tenisin Türkiye'deki lokomotifi olacağım". Buna en son İpek Şenoğlu niyetlenmişti ama o partneri ile yarıştığı için turnuvalarda pek ülkemizi temsil edemiyordu. Oysa Marsel için durum farklı. O tek başına yarışıyor ve yarıştığı zamanda yalnızca ülkemiz adına yarışıyor. Malum tenis ülkemizde futbol ve basketbolun gölgesinde kalan sporlardan birisi. Futbol, Dünya'nın bir çok yerinde olduğu gibi ülkemizde de çok seviliyor ve takip ediliyor. Şimdi Marsel'in hedefi tenisi, futboldan sonra ikinci spor haline getirmek.

Marsel, Amerika Açık'ta yarışıp tur atladıktan sonra tüm Türkiye'de tanınmaya başladı. Amerika Açık ile birlikte bu sene çizdiği performans klasmandaki yerini 159'a kadar yükseltti. Sıralamadaki hedefini ise; ''Önce 1370. sırada, sonra 319., geçen sezon da 250. sırada bitirdim. Bu sene şu anda 159. sıradayım. Dünya sıralamasında yükseliyorum. Bu çok hızlı da değil, çok yavaş da değil. Her sene 50 basamak atlamayı hedefliyorum. Seneye ilk 100'de olmak istiyorum. Bu hedefe çok uzak değilim. Ondan sonra hedefim dünya sıralamasında ilk 50'de olmak. Bir sakatlık olmazsa bu hedeflerimi gerçekleştireceğime inanıyorum'' diyerek anlatıyor Marsel. Gerçekten yükselen bir grafiği var sıralamada. Bu hızla giderse ülkece tenise sempatimizin artabileceğini düşünüyorum ben. Zaten ufak ufak da olsa ilgilenmeler başladı. Takip ettiğim kadarıyla bu sene Grand Slam'ler başta olmak üzere bir çok turnuva izlendi. Yakında yayınların artması ile bu ilginin de artacağını düşünüyorum.

Marsel'i bırakıp tenis gündemine geçecek olursak. Fransa'da devam eden Paris Masters turnuvasında sürprizler devam ediyor. Kendi evinde Roger Federer'i yenerek tüm dikkatleri üzerine çeken Fransız raket Julien Benneteau yine bir Fransız olan Gael Monfils'e yenilerek turnuvaya veda etti. Turnuvadaki diğer sürprize ise Andy Murray imza attı. Paris Masters turnuvasının ikinci turunda James Blake 'i zor bir maç sonunda yenen 4 numaralı seribaşı Andy Murray, Çek Radek Stepanek'le yaptığı üçüncü tur maçına yorgun çıktı. Buna karşın ilk seti 6-1 gibi rahat bir skorla aldı. Ancak 13 numaralı seribaşı Stepanek sonraki iki seti 6-3 ve 6-4 alarak çeyrek finale yükseldi. Çeyrek final öncesi maçların oynandığı turnuvada favorilerden Rafael Nadal yoluna devam ediyor. Rafael Nadal da vatandaşı Tommy Rodbredo karşılaşırken ilk seti 6-3 kazandıktan sonra ikinci seti aynı skorla Robredo aldı. Son seti ise büyük bir mücadeleye sahne oldu. Robredo ikinci seti maç sayısı bile attı. Ama, Nadal pes etmedi ve seti 7-5 kazanarak çeyrek finalist oldu.

3 numaralı seribaşı Novak Djokoviç, Fransız Arnaud Clement'ı, Fransız Jo-Wilfried Tsonga, vatandaşı Gilles Simon'u, Hırvat Marin Cilic, İspanyol Fernando Verdasco'yu, İsveçli Robin Soderling ise Nikolay Davydenko'yu mağlup etti. Öte yandan Marat Safin'de tenise veda ettiğini açıkladı. Paris Masters'da ikinci turda Amerika Açık'ın şampiyonu Del Potro'ya 6-4, 5-7 ve 6-4'lük 2-1 yenilginin ardından kariyerini sonlandırdığını belirtti. Daha önce Dünya Klasmanı'nın zirvesinde yer alan Safin aynı zamanda WTA'da 2. olan Dinara Safina'nın da kardeşi. Tabi Marat'ı ablasından tenzih etmek gerekiyor. Çünkü 3 kez Paris'te, 2000 ABD Açık'ta ve 2005 Avustralya Açık'ta, 15 kez de çeşitli şampiyonalarda teklerde şampiyon olmuştu. Yani en azından 2 tane Grand Slam şampiyonluğu var. Marat Safin ile ilgili olarak hafızalardan silinmeyecek olayların başında Avustralya'da kazandığı şampiyonluk var şüphesiz.

Son olarak çeyrek final eşleşmeleri şu şekilde olacak;

Djokovic - Soderling
Tsonga - Nadal
Monfils - Cilic
Stepanek - Del Potro

1 yorum:

  1. tenis ülkemizde aerobik, step, pilates gibi belli yaşın üstündekilerin yaptığı bi spor. ben lisanslı tenisçiyim, bu ülkede tenis camiası kadar vizyonsuz bi camia görmedim. sadece zenginlerin 30 yaşından sonra yaptıkları bi spor haline gelmiş. tenis kulüplerinde gençten çok yaşlı insanlar çoğunlukta. bu yüzden de önemli bi sporcu yetişmesi çok zor.

    YanıtlaSil

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir