Antrenman Maçı {Orduspor:0-3:Galatasaray}

Yeni adıyla Ziraat Türkiye Kupası'nın ikinci hafta maçları dün oynanmaya başlamıştı. Galatasaray'ın da bulunduğu B grubunda ilk maç Trabzonspor ile Denizli Belediyespor arasında oynandı. Grubun seri başı Trabzonspor maçı 6-0 ile kazanarak ikinci maçında üç puan ile tanışmayı başardı. Ordu 19 Eylül Stadı'nda oynanan karşılaşmada ise Galatasaray, bir alt ligde mücadele eden rakibi Orduspor'u 3-0 mağlup etti. Alisamiyen'de oynanan Trabzonspor maçının ardınan gelen tatil ve bir haftalık devre arası kampının takım üzerindeki etkilerini izleyebileceğimiz Orduspor maçı son maçtan 17 gün sonra gelmesiyle de önemliydi. Ayrıca 25 senedir Ordu'ya gitmeyen Galatasaray'ın Ordu'da olması oradaki halk için de büyük önem arzediyordu. Galatasaray'ı izlemeyi özleyenler memnun ayrıldılar maçtan. Zaman zaman konsantrasyon problemleri yaşasa da maçın tamamında Galatasaray'ın üstün oyununu izledik. Bir ara topla oynama oranları %60-40 seviyesine kadar yükseldi hatta. Maçın başında, Galatasaray'ı 3-0 yendiklerini hatırlatan Ordu'yu 3-0 ile mağlup etmek enteresan bir anektod oldu.

Ufuk'un Siftahı
Maça başlamadan önce ilk onbir tahminleri yapanların kalelerinde Ufuk'un olması, onun bu maçta ilk kez sahne alacak olması bu maçı biraz daha izlenebilir kıldı. Madem Ufuk'un ilk maçı ben de onunla başlayayım. Alınmasının üstünden bir sezon geçti, o kadar maç yoğunluğu yaşadık, Ufuk'u ilk defa izliyoruz bugün. İlk maçında altın sarısı formasıyla Ufuk beni rahatsız etmedi hiç. Evet pek iş düştüğünü söyleyemeyeceğim kendisine ama yine de top ona doğru gelirken macera aramadı. Refleksleri başarılıydı, pozisyon sektirmemeye çabaladı. Önü açık diye düşünüyorum. Bu maçın kadrosuyla değil de sonradan oyuna giren oyuncularla ilgili bir sıkıntım var yazacağım birazdan. Maça Kewell ile başlamak doğru tercihti. En azından benim için.. Bu maçı biraz da onu izlemek için takip ettiğimi itiraf etmek zorundayım. Maça dönecek olursak; henüz 5. dakikada Arda'ya yapılan sert faul sonucunda Orduspor'da Erol kırmızı kartla oyun dışında kaldı. Galatasaray'ın çok çok iyi tanıdığı isimlerden birisi olan Ahmet Akcan'ın bütün oyun planı maçın başı diyebileceğimiz dakikalardan birinde bozulunca aslında Ordu maçı kaybetmeyi garantilemişti. İlk yarım saat sonunda toparlanma eğilimi gösterseler de, hatta bir ara beraberlik golünü atmaya çok yaklaşsalar da takımın on kişi kalması, maçın biraz daha zor geçmesine sebep oldu.

10 Damgası
10 Ocak günü, maçın 10. dakikasında, 10 numaralı kaptan Arda maçın gol perdesini açan isim oldu. Aslında bu 10 olayını başlığa taşımayı düşünüyordum ama oyun içerisindeki agresifliği Arda'yı biraz arka plana itti bugün. Tamam rakip sert bir oyun oynadı falan ama, eğer kaptansan millet seni sakinleştirmeye gelmeyecek, sen biraz sakin olmayı başarabileceksin. Zaten gördüğü sarı kart sonrasında Rijkaard kendisini oyundan alarak bir nevi oyuncusunu korudu. Eğer Arda sahada kalmaya devam etseydi sanırım kırmızıyı da görürdü. Gol pozisyonunda Barış'ın yükseldiği fakat ağlarla buluşturamadığı top Arda'nın önünde kaldı. Arda da düzgün bir vuruş ile 10. dakikada golünü attı. Bu Arda'nın bu sezonki 8. golü oldu. Bu sene kupa Arda'ya yaradı zaten. Oynanan 3 Türkiye Kupası maçının 3'ünde de gol atan Arda, ligde de 5 gole sahip. Golün ardından Galatasaray 10-15 dakika daha baskılı oynadı. O dakikalarda ben 1-0'ın üzerine yatma huyunu üstünden attığını, rakibi de asla küçümsemediğini düşünmüştüm Galatasaray'ın. Ama yanılmışım. Devrenin sonlarına doğru, Ordu'nun kırmızı kartın ve golün şokunu üstünden atmasının ardından, Galatasaray'ın da dağınık oyunuyla, rakibini sıkıştırmaya başladığını gördük. Galatasaray devreyi gol yemeden kapadıysa bunu kesinlikle Servet ve Ufuk'a borçlu. Bir dakikalık uzatmanın ardından maçın ilk yarısı sona erdi. İlk yarıda Arda'nın tek golü vardı.

Nonda Oyuna El Koydu
Maça Harry Kewell ile başlanınca, Kewell'ın da bir gol atmasını çok istiyordum. Takımda gol krallığı için yarışan iki isim Kewell ve Nonda oldu bu sezon. En azından Baros dönene kadar.. Nonda oyuna ikinci yarıda, Kewell'ın yerine girdi. İkinci yarının ilk dakikalarında da Barış'ın soldan çıkardığı topu ağlarla buluşturan isim oldu. Nonda takımın ikinci golünü 52. dakikada buldu. Bu golden 10 dakika sonra da Orduspor'un atağa çıkmasını fırsat bilen Galatasaray 3. golü de atarak tamamen rahatladı. Bu golden önce Orduspor'da Yunus topu önündeki arkadaşı yerine başka bir yere çıkarabilseydi, hem belki gol atarak umutlanacaklardı, hem de takımı geride az adamla yakalanmamış olacaktı. Ordu'nun atağı, Galatasaray'a yine Nonda'nın ayağından gol olarak döndü. İki takım da ataklarına maç boyunca devam etti. Son dakikalarda başka gol olmayınca maç Galatasaray'ın 3-0'lık üstünlüğü ile sona erdi. Ordu'ya biraz değinmek gerekirse; Ahmet Akcan bu sezonki 3. teknik direktörleriymiş. 17 lig maçı bir de kupa maçı toplam 18 maç ve 3 teknik adam.. Ahmet Hoca umarım kalıcı olur. Fevzi Elmas ve İrfan Başaran da Galatasaray'dan tanıdığımız isimler. Fevzi neyse de İrfan benim dönemin altyapısında Erhan Şentürk ile en çok beğendiğim oyuncular olarak sürekli ön plana çıkarmaya çalıştığım isimlerdi. Bugün İrfan'ı beğendim. Bonservisi Ordu'da sanırım şu an. Sezon başında 3 senelik bir sözleşme imzaladıklarını anımsıyorum yanlışsam düzeltin. Özel bir oyuncudur İrfan. Umarım çok başarılı olur.