Futbol falan derken basketbolu iyice boşladık. Bu futbol denen hastalık yüzünden erkek takımının gösterdiği muhteşem mücadeleden, bayan takımının son durumundan oldukça ayrı kaldım. Ama dün boş bir anıma denk geldi ve Galatasaray - Tarsus Belediye bayanlar basketbol maçına denk geldim. Bu sezon bayan basketbol takımının istikrarsızlığından söz ediyoruz ve yaşanan sorunların çok daha derinlerde olduğunu düşünüyoruz. Mesela erkek takımının skandalı ortaya çıktığında Ahmet Dedehayır görevinden ayrılarak bayan takımı bir nefes aldı. Sonrasında geçtiğimiz günlerde Mihriban Oğuz takımdan ayrılarak doğru ikinci hamle gerçekleşti. Ama Zafer Kalaycıoğlu takımdan gitmeden malesef bayan takımı rahat nefes alamayacak. Galatasaray taraftarının içine sindiremeyeceği bir isim, hiç de hoş olmayan yöntemlerle takımın başına getirmek ne kadar doğru bir durumdur bilemiyorum. Takım geçtiğimiz sezon Euro Cup şampiyonu olduktan sonra istikrarı koruyup, bunun üzerine koymak yerine ilginç değişikliklere gidildi. Bir de şunu eklemek lazım istikrar devam ettirilse takımın başında Okan Çevik kalacaktı ve onun da nasıl bir kişi olduğunu yeni anladık. Ayrıca Fenerbahçe'nin şu anda durumuna baktığımda kazandıkları başarılarda Zafer Kalaycıoğlu'nun çok da bir artısının olmadığını görüyoruz. Haydar Kemal Ateş bayan basketbolunda yeni falan deniliyordu ama bu sezona baktığımızda takım ligde yenilgisiz yoluna devam ediyor.
Tarsus maçına dönersek Galatasaray'ın maç içerisinde yine çok dengesiz performanslar gösterdiğini, rahat koparması gereken bir maçı nasıl zora soktuğunu gördük. Zafer Kalaycıoğlu'yu eskiden ne kadar kötülesem bile asla tecrübesine laf etmezdim ama teknik bilgisinden şüphe etmeye başladım. İkinci çeyrekte farkı açtığımız, maçı koparmaya gittiğimiz anlarda bir anda takıma bir şeyler oldu ve Tarsus çıkışa geçti. Üçüncü çeyrekte öne de geçmeyi başardılar, dördüncü çeyrekte ise zor anlar yaşadık. Maçın en skoreri görünen ve maçın en iyisi diyebileceğimiz Jia Perkins bile maçın kırılma anlarında takımı sırtlayan isim olamadı. Augustus kalitesinde bir oyuncuya çok fazla ihtiyacımız var. Katie Dougles'in de kısır bir maç geçirdiğini düşünürsek Jia Perkins ve Sophia Young ile ayakta kalmaya çalıştık. Bunun dışında skor anlamında fazla öne çıkan bir oyuncumuz olmadı. Takım savunması olarak çok kötü bir görüntü çizdik ve bugün Tarsus yerine biraz daha güçlü bir takımla karşılaşsaydık işimiz oldukça zordu. Aslında maçın özeti bu sezon oynadığı bütün maçlarda toplam 9 sayı atan Gamze Zeren'in Galatasaray'a bir maçta 7 sayı atmasıydı. Bir iyi not Nilay Yiğit'e verebilirim. Çok eleştirdik falan ama bu maçın kırılma anlarında kritik üçlükleri ile maçı bize getiren isimlerden birisi oldu.
Futbol falan derken basketbolu iyice boşladık. Bu futbol denen hastalık yüzünden erkek takımının gösterdiği muhteşem mücadeleden, bayan takımının son durumundan oldukça ayrı kaldım. Ama dün boş bir anıma denk geldi ve Galatasaray - Tarsus Belediye bayanlar basketbol maçına denk geldim. Bu sezon bayan basketbol takımının istikrarsızlığından söz ediyoruz ve yaşanan sorunların çok daha derinlerde olduğunu düşünüyoruz. Mesela erkek takımının skandalı ortaya çıktığında Ahmet Dedehayır görevinden ayrılarak bayan takımı bir nefes aldı. Sonrasında geçtiğimiz günlerde Mihriban Oğuz takımdan ayrılarak doğru ikinci hamle gerçekleşti. Ama Zafer Kalaycıoğlu takımdan gitmeden malesef bayan takımı rahat nefes alamayacak. Galatasaray taraftarının içine sindiremeyeceği bir isim, hiç de hoş olmayan yöntemlerle takımın başına getirmek ne kadar doğru bir durumdur bilemiyorum. Takım geçtiğimiz sezon Euro Cup şampiyonu olduktan sonra istikrarı koruyup, bunun üzerine koymak yerine ilginç değişikliklere gidildi. Bir de şunu eklemek lazım istikrar devam ettirilse takımın başında Okan Çevik kalacaktı ve onun da nasıl bir kişi olduğunu yeni anladık. Ayrıca Fenerbahçe'nin şu anda durumuna baktığımda kazandıkları başarılarda Zafer Kalaycıoğlu'nun çok da bir artısının olmadığını görüyoruz. Haydar Kemal Ateş bayan basketbolunda yeni falan deniliyordu ama bu sezona baktığımızda takım ligde yenilgisiz yoluna devam ediyor.
Tarsus maçına dönersek Galatasaray'ın maç içerisinde yine çok dengesiz performanslar gösterdiğini, rahat koparması gereken bir maçı nasıl zora soktuğunu gördük. Zafer Kalaycıoğlu'yu eskiden ne kadar kötülesem bile asla tecrübesine laf etmezdim ama teknik bilgisinden şüphe etmeye başladım. İkinci çeyrekte farkı açtığımız, maçı koparmaya gittiğimiz anlarda bir anda takıma bir şeyler oldu ve Tarsus çıkışa geçti. Üçüncü çeyrekte öne de geçmeyi başardılar, dördüncü çeyrekte ise zor anlar yaşadık. Maçın en skoreri görünen ve maçın en iyisi diyebileceğimiz Jia Perkins bile maçın kırılma anlarında takımı sırtlayan isim olamadı. Augustus kalitesinde bir oyuncuya çok fazla ihtiyacımız var. Katie Dougles'in de kısır bir maç geçirdiğini düşünürsek Jia Perkins ve Sophia Young ile ayakta kalmaya çalıştık. Bunun dışında skor anlamında fazla öne çıkan bir oyuncumuz olmadı. Takım savunması olarak çok kötü bir görüntü çizdik ve bugün Tarsus yerine biraz daha güçlü bir takımla karşılaşsaydık işimiz oldukça zordu. Aslında maçın özeti bu sezon oynadığı bütün maçlarda toplam 9 sayı atan Gamze Zeren'in Galatasaray'a bir maçta 7 sayı atmasıydı. Bir iyi not Nilay Yiğit'e verebilirim. Çok eleştirdik falan ama bu maçın kırılma anlarında kritik üçlükleri ile maçı bize getiren isimlerden birisi oldu.
Ivana evine dön, Kress yeniden bize gel...
YanıtlaSilKeşke sorun Kress'in geri alınması ile çözülecek kadar basit olsaydı. Çok daha büyük sıkıntılar var ve şu an için giderilmesi için hiçbir girşim yok. Avrupa şampiyonu takımın geldiği bu noktada kimin emeği varsa, saygılar.
YanıtlaSil