3 Mart 2010 Çarşamba

5 Soruda Futbol Turu

1- Geldiği günden beri eleştiriliyordu Giovani Dos Santos. Fakat tüm eleştrilere cevabı, geçtiğimiz haftasonu oynanan Kasımpaşa maçında bir nevi vermiş oldu. Nasıl değerlendirebiliriz Gio'nun bir anda parlamasını?

Burak; Gio zaten harika bir kumaş. Bunu Barcelona'da da gösterdi ve Rijkaard, Messi'de olduğu gibi bu futbolcunun da üzerinde duruyordu ama Rijkaard'ın Barcelona'daki ömrü yetmedi. Sonrasında ise Tottenham'a gitti, patlama yapacak derken Premier Lig ortamına alışamayarak 1.5 sezon bir bakıma çöpe gitmiş oldu. Ama Galatasaray yeni bir başlangıç için doğru bir adres ve takımın başındaki isim Rijkaard. Bu açıdan Giovani'yi çok şanslı görüyorum. Takıma ilk katıldığında da maç eksiği çok fazlaydı ama zamanla performansını yukarı taşımayı başardı. Bana sorarsan her hafta performansını daha da yukarıya çekecek. Rijkaard'ın Gio'yu kolay kolay bırakacağını düşünmüyorum.

Serap; İlk geldiği günden beri fiziğiyle gözümde pek yer etmemişti. Yaşından gelen bir konu bu farkındayım ama içim ısınmamıştı. Kewell'ın gönderilmesi falan söz konusuydu çünkü.. Sonra oynadığı maçlardaki silik görüntüsüyle, yalan yok, "niye aldık ki bu adamı" diyordum sürekli. Ama Kasımpaşa maçında hızıyla olsun, topu saklayabilmesiyle olsun, arkadaşlarıyla paslaşmalarıyla olsun bana parmak ısırttı. Hâlâ müthiş futbolcu, hayranız kendisine, süper transfer gibi büyük laflar edemesem de, performansını devam ettirdiği takdirde, bonservisinin alınmasını isteyeceğim genç oyunculardan birisi olabilir. İnşallah nazarımız değmez diyorum ben de :)


2- Tello'ya değinelim şimdi de. Bu sezonda neredeyse kayıptı. İstikrarlı bir başarı performansı sergileyemiyordu. Fakat kazanılan Kayseri maçında mükemmel işler yaptı. Bu performansını sezonun kalan kısmında da sürdürebilir mi?

Burak; Ben Tello'nun futbolculuğunu Türkiye'ye geldiği günden bu yana çok beğeniyorum. Ülkemize bir sol bek olarak adım attı ama futbol tarzı onu orta sahada yaratıcı futbol oynamaya yöneltti. Bana göre geçtiğimiz sezon şampiyonlukta payı vardı ve bu sezonda da kendisinden aynı performansı bekledik. Ama Beşiktaş'ın kadro istikrarsızlığından mı bilmiyorum ama kendisini hiç gösteremedi. Yalnız Kayserispor maçında onun yarım saatlik performansı maçı Beşiktaş'a getirmiş oldu. İşte Tello'dan beklenenler bu. Tello çok teknik bir futbolcu ve harika bir sol ayak. Ayrıca hücum presini çok iyi yapabiliyor. Böyle bir futbolcu da Beşiktaş'ın sürekli konuşulan 10.5 numara olayını mutlaka çözer. Şimdi Tello'nun yakalayacağı istikrar Beşiktaş'ın şampiyonluk yarışı açısından şansını büyük ölçüde etkileyecek.

Serap; Beşiktaş adına iyi işler yapmaya çalışan bir isim Tello. Geçen sezondan süregelen bir misyonu var ve bunu devam ettirmek istiyor gördüğüm kadarıyla. Bu sezon istediği futbolu oynayamadı. Beşiktaş'ta kadro sürekli köşe kapmaca kıvamında olduğundan sanırım bu durum. Son maçtaki performansı gönül ister ki tüm sezon devam etsin. Ama Beşiktaş'ta yolunda gidebilecek bir durum olduğunu sanmıyorum ben. Rüştü ve Ferrari hariç kimsenin yeri garanti değil sanırım Beşiktaş'ta..


3- Avrupa defterini yine erken kapattı takımlarımız. Perşembe akşamı önce Galatasaray, sonra da Fenerbahçe bizi bir hâyli üzdü. Neydi iki takımın elenmesindeki nedenler?

Burak; Galatasaray'ın elenmesinde birinci etken hakemler. Kötü oynayabilirsin, belki maç senin hakkın olmayabilir ama bariz penaltın verilmemişse böylesine önemli bir maçta hakkın yenmiş demektir. O penaltı verilse Galatasaray öne geçecek ve büyük ölçüde tur atlayacaktı. Futbol olarak ise ilk yarıda rakibi durdurmayı başardık ama Elano'nun sakatlığı orta sahanın bütün ahengini bozdu ve hücum yapmakta bile zorlanan bir takım olduk. Atletico Madrid'de hücumda etkili olup turu geçmesini bildi.

Fenerbahçe'nin ise elenmesinde birinci etken Daum. Maç içerisinde yaptığı değişiklikler inanılmaz. Sırf Güiza'nın yerine Semih'i sokmadım diye 5 dakika arayla dolaylı değişiklikler yapması falan beni çıldırttı. Fenerbahçe ne güzel skor avantajını yakalamıştı, Lille'nin baskısını kırmayı başarmıştı ve turu geçecekti ama Daum'un kadroda bu oynamaları sonucunda tur gitmiş oldu.

Serap; Çok üzüldük iki maçta da. Gerçi ben bizim maçın can sıkıntısından Fenerbahçe maçını izlemeyemedim ama okuduğum kadarıyla Fenerbahçe'deki sıkıntı tamamen Daum odaklıymış. Bizdeki sıkıntıya dönecek olursak, Galatasaray şanssızlığının kurbanı oldu. Hakem 2 metre önünde elle alınan topu görmeyip -belki de görmemezlikten gelip- penaltıyı yedi. Caner, hırsının kurbanı oldu. Sonra da tık tık tık domino etkisi misali önce takım 10 kişi kaldı, sonra gol yedik, sonra da turdan olduk. Sağlık olsun diyorum şimdi baktığımda ama, o gün en çok kahrolanlardan birisi bendim. Hele ki, Kasımpaşa karşısında oynanan futbolu görünce..


4- Hafta içi Avrupa Ligi maçlarıyla birlikte Şampiyonlar Ligi maçları da oynandı. En önemli maç ise şüphesiz Mourinho'nun eski takımının yeni takımıyla karşı karşıya gelmesiydi. Inter, nispeten daha avantajlı duruyor çeyrek final vizesi için. Hangi takımı daha yakın görüyoruz finallerin ilk adımına?

Burak; Aslında oynanan futbola baktığımda maç Chelsea'nin hakkıydı diyebilirim. Inter maça hızlı girdi, golü erken buldu falan ama maçın geneline hükmeden, pozisyonlar bulan taraf Chelsea oldu. 2-1'lik skor avantaj gibi görünüyor. Çünkü Mourinho'nun yaratacağı soğuk savaş ortamında maç daha da gerilecek ve Chelsea'li futbolcuların hırs yapması durumunda Inter deplasmandan galibiyet bile çıkarabilir. Chelsea'nin Mourinho'nun oyunlarına gelmemesi gerekiyor, Inter'in ise oyun sisteminden ödün vermemesi gerekiyor. Çünkü Cech bu maçta oynamayacak ve Hilario'nun son zamanlarda yediği hatalı goller ortada.

Serap; Maçtan önce Cech, "Mourinho'nun akıl oyunları bize sökmez" demişti. Ona karşı böyle bir laf söylemek bu kadar iddialı konuşmak gerçekten çok şaşırtıcı. Mourinho bu maçta belki Chelsea'yi çok durduramadı ama, istediğini alarak kendi evinde yenilmezlik rekorunu Chelsea'ye de bozdurmadı. Deplasmandaki maçta da belki kazanamayacak ama turu geçecek skoru alacak Inter. Ve senelerdir kendilerine vurulan "çizmeyi aşamadı" damgası bu sefer kırılacak bence. Belki de bu Inter sonuna kadar gidecek kupada. Mourinho bunu ve daha fazlasını hakediyor.


5- Bank Asya'ya hiç değinemiyoruz bari buradan bir şeyler yazalım. Karabükspor var ki Birinci Ligin Barcelona'sı diyorlar. Kendi evinde mağlup olmayan, gelene 3 gidene 5 atan bir takım ve müthiş bir form grafiği.. Kuvvetle muhtemel gelecek sezon Süper Lig'de olacaklar. Neler düşünüyoruz Karabük ile ilgili?

Burak; Karabükspor'un gösterdiği performans gerçekten müthiş. Takım içerisinde harika bir uyum var ve teknik direktör Yücel İldiz tarika bir sistem yarattı. Özellikle içerde oynadıkları maçlarda Karabük'ün bileği bükülmüyor. Böylesine küçük bir şehirden, harika bir sinerji yaratmak ayakta alkışlanması gereken bir durum. Aslında geçen sezonda da oynadıkları futbolu beğeniyordum ama play-off'ları kıl payı kaçırdılar. Bu sezon ise Bank Asya'yı domine ettiler. Söylemek istediğim son konu ise Bank Asya'da verilen iki yabancı hakkını en iyi şekilde kullanmak çok önemli. Emenike ve Waswa tercihleri gerçekten tam bir nokta atışı oldu. Son olarak kendi takımım Samsunspor'da 5'de 5 yaptı ve alttan gümbür gümbür geliyor. Altını çizmek lazım.

Serap; Karabük, gerçekten çok dikkat çekti artık. İçerdeki maçlardan birine rastgeldim ben. İnanılmaz bir hırs ve destek var. Liderlik ele geçtiğinden beri, şampiyonluk şarkıları söylüyorlar, dumanlı kentin puslu çocukları.. Geçtiğimiz sene playofflara kalamamanın sıkıntısını aşarak Emenike'yi transfer ettiler. Emenike, Karabükspor'un hücum hattına ilaç gibi geldi. Bank Asya'da takım uyum sağladıktan sonra da ciddi başarılara imza attılar. Şu an en yakın rakiplerine 10 puan fark atmış durumdalar ve Süper Lig'e süper bir takım olarak katılacaklar. Başarılarının devamını diliyoruz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir