Leo Franco, bu sezon en iyi görünen maçında bile yaptığı bir hatayla maçın hediye edilmesine vesile olabilen bir kalecidir. Kesinlikle güven vermiyor, büyük bir takımın kalecisi gibi davranmıyor ve takımı yakmaya devam ediyor. Maç genelinde nasıl oynadı diye bir soru sormak imkansız. Çünkü Fenerbahçe'nin herhangi bir pozisyonu yoktu ve Leo Franco'nun zorlandığı bie anı göremedik. Ama bu tip derbiler ekstra işlerin, 2 kere 2'nin 4 ettiği maçlar değildir. Fenerbahçeliler tarafından hor görülen futbolcuların başında gelen Selçuk Şahin, müthiş bir özgüven gösterip harika bir şut çıkardı ve golünü attı. Leo Franco ise bu golde bariz şekilde hatasını yaparak, kaleci olmadığını bizlere tekrar kanıtladı. Diğer takımın kalecisi Volkan Demirel ise en kritik anda yaptığı inanılmaz kurtartışla takımına üç puanı getiren isim oldu. Eskişehirspor maçında Rüştü Reçber, maçın 3-0'a gelmesini engelleyerek takımının galibiyet yolunda ilerlemesine ışık tuttu. Yani Galatasaray kaleci mevzusunda bu sezon büyük sıkıntılar yaşattı, geçtiğimiz sezon çok eleştirdiğimiz De Sanctis'i bizlere mumla arattı. Şimdi De Sanctis'i eleştirdiğim için kendimden utanır oldum.Bu arada golde Selçuk Şahin'i özgüveni yüzünden kutlamak lazım. Maç boyunca aslında süper performans göstermedi, bizim orta sahanın yaptığı pas hatalarını o da Fenerbahçe adına yapıyordu ama kendine güveni ve bu şutu inanılmaz. Tamam Leo Franco hatalı ama bu hata golün üstüne geçmesin. Pozisyon olmayan maçta Fenerbahçe'ye resmen ilaç oldu, belki de şampiyonluk yolunda çok mühim bir adımdı.
Leo Franco'yu sevmediğini, beğenmediğini biliyorum. Bir kalecinin takımı için öneminin de farkındayım. ancaak yine de mağlubiyetin tek sorumlusunu Leo Franco gibi öne sürmek bir adım öne çıkarmak şark kurnazlığı gibi geliyor bana. Rijkkard ne kadar hatalı işler yaptıysa, diğer 10 oyuncu ne kadar hatalı işler yaptıysa Leo Franco da o kadar hata yaptı. Kaleci olduğu için hatasının sonuçu gol oldu. Ama bu diğer hatalıların hatasını dile getirmememiz, görmezden gelememiz için bir neden olmamalı!
YanıtlaSilÖrnek için; Bakınız selçukun şutu öncesi diziliş, oyuncu paylaşımı. Orada zaten o golü yemeyi tüm takım hak etti!
Ben de Leo Franco yu çok sevmem ya da avukatlığını yapmak istemiyorum. Ama blog yazarları tarafından, Leo'dan daha hatalıların da en az Leo kadar dillendirilmesini istiyorum.
Bir futbol takımının kalecisinin iyi olması, bana kalırsa başarı için olmazsa olmaz şartlardan birisi.. Hatırlayın, Galatasaray Uefa kupasını alırken uzatmada 10 kişi ile cengaverce savaşırken o 10 kişilik takımdaki bir numaralı oyuncuyu; yani Taffarel'i.. Henry'nin kafa vuruşunda oraya nasıl uzandığını, nasıl çıkardığını ve penaltılarda kurtarış yapamamış olmasına rağmen, geçmişten gelen bir penaltıların kalecisi namının nasıl işe yaradığını(Arsenal'li oyuncular Taffarel'in uzanamamsı için genelde üst köşelere vurmaya çalıştılar penaltıları)..
YanıtlaSil2002'deki Rüştü'yü hatırlayın, ya da 2008'de Hırvatistan maçındaki penaltılardaki Rüştü'yü veya bu haftasonu Beşiktaş kalesindeki Rüştü'yü..
Örnekler çok, saymakla bitmez.. Yani kıssadan hisse, bir takımın kalecisi, o takımın temelindeki en sağlam nokta olmalı.. Kalecisine güvenemeyen bir takım ne yaparsa yapsın her an tedirgindir.. Galatasaray takımındaki tedirginlik bana kalırsa bu maçtan sonra en üst noktaya çıkmıştır.. Kalesine gelen tek şutu içeri alan (top sekti, iyi bir vuruştu filan cümleleri bahanedir benim gözümde) Leo Franco'dan kale yerlilere verilmelidir.. Bu hem Franco hem de Galatasaray açısından yararlı sonuçlar doğuracaktır..
Not: sezon başında boştaki Maniche'yi almamak, devre arasında fırsat varken Tiago'yu kiralamak için haraket etmemek.. işte en büyük yanlışlar bunlar.. çünkü elano her şeyi yapamıyor ne yazık ki..
Leo Franco yıllar sonra ikinci bir "Hayrettin" faciası yaşattı ya bu bünyeye...kelimeler kifayetsiz kalıyor!
YanıtlaSilresmen ağlayacaktım o golü yiyince.etrafta ki fenerliler sevinçten deliye dönerken biz yerin dibine girip girip çıktık.Eğer bi gün kalp krizi veya beyin kanaması geçirip ölürsem bu fener maçında olacak..gene gitti şampiyonluk.Adnan polat dua etsin ki seçim maçtan önceydi, yoksa cidden ne olacağı belli olmazdı..Franco'ya gelince güvenmedim, güvenmiyorum ve de güvenmeyecem...Bu kadar basit..
YanıtlaSil