1 Mayıs 2010 Cumartesi

Futbolun 1 Mayıs'ı Olsa; Tugay Kerimoğlu

Şimdilerde Galatasaray'ın yaşadığı en büyük sıkıntı oyunun iki yönünü oynayabilen orta saha futbolcusu sayısının azlığıdır. Elano'nun da halini gördükten sonra gökten bir isim inseydi de bizi kurtarsaydı diye çok konuştum. Gerçi sezon bitti ve bundan sonra birşey olmaz ama yeni sezonda umarım kaliteli orta saha futbolcuları alınacaktır. Aslında gökten değil de tribünden bir isim inip orta sahayı düzenleyebilir miydi acaba. O tribünde oturan isim, bugünlerin altyapı sorumlusu Tugay Kerimoğlu. Bizim efsanevi futbolcularımızdan birisi. Ama gerçek efsaneyi 30 yaşından sonra yurt dışına transfer olupta sağlayan bir isim. Hem de Premier Lig'de. Tugay'ın değerini biz mi bilmiyorduk diye düşünüyorum. Galatasaray'da oynadığı dönemde de müthiş işler yaptı, oynadığında her zaman performansının üst düzeyini gösterdi ama futbol vizyonunu büyütme adına yurt dışına gitmesi hayatının kararı olmuş olmalı. Normalde 30 yaşlarına gelen çok iyi bir Türk futbolcusunu bile Edirne'yi geçtim İstanbul'un batısında pek görmüyoruz. Belki de 2000 yılında Galatasaray altın çağını yaşarken, Tugay'ın o aralar rotasyonda kalması böyle bir efsanenin doğuşunu sağladı. Şans işi işte, hayat insanı nerelere götürür bilinmiyor ama Tugay Kerimoğlu çok şanslı kullardan.

1 Mayıs yazılarına devam ediyoruz. Bu seferde Türkiye'de oynadığı dönemde de, Avrupa'ya gittiği dönemde de gerçek bir işçi futbolcu olan, mücadeleyi alın yazısı edinmiş Tugay Kerimoğlu'nu yazayım dedim. Tugay, Galatasaray'ın altyapı patentli bir futbolcusudur. Bülent Korkmaz gibi çok genç yaşlarda kendisine sorumluluk verilmiştir ve o dönemlerin usta genç futbolcu imalatçısı Mustafa Denizli'nin kendisi üzerinde emeği büyüktür. Ama Tugay'ın Galatasaray altyapısına Özkan Sümer'in bizim teknik direktörümüzken Trabzonspor'dan getirildiğini unutmamak lazım. İşte bir şanslı nokta daha. Trabzonspor efsanesi o sıralar Galatasaray teknik direktörü olmasaydı belki de Tugay'ı Galatasaray'da izlemiyor olabilirdik. Tugay, 17 yaşında A takıma çıkartılmıştır ve aralıksız 12 sene boyunca Galatasaray forması giymiştir. Bu geçen yıllarda takım kaptanlığı da yaptı, en efsane kadroları da gördü, zor zamanlarda geçirdi ve formasının hakkını her zaman verdi.

Tugay'ı her zaman oyunun iki yönünü oynayabilen bir orta saha futbolcusu oldu. Hagi'nin olmadığı dönemlerde tekniğiyle biraz daha Hagi rolünde oynuyordu diyebilirim. Ama Hagi'nin gelişi Tugay'ı biraz daha orta sahanın gerisine yöneltti ve oyunun iki yönünü oynayabilmesinin meyvelerini çoğu zaman kullandık. Okan & Suat & Emre üçlüsü ortaya çıkana kadar Tugay Kerimoğlu takımın değişmez isimlerinden birisiydi. Ama Emre Belözoğlu'nun {Tugay tarzında bir isim} şans bulmasından sonra Tugay daha fazla rotasyonun derinliklerine itilmiş ve 2000 yılında Uefa Şampiyonluğunu göremeden takımdan ayrılmıştır. O, Uefa Kupası'na giden süreçte Hertha Berlin'e attığı golü de unutmamak lazım. Yani o kupada da payını asla es geçmem ama takımdan ligin devre arasında ayrılmaya karar vererek hayatının kararını almıştır. Çünkü o dönemler Tugay'ın eleştirildiği ve futbolunun çok geriye gittiğinin söylendiği dönemlerdi. Gerçi Tugay o eleştirilere tokatını müthiş attı ama neyse.

Tugay, Galatasaray'dan ayrıldıktan sonra Glasgow Rangers'e gitmiştir ve burada 1.5 sezon forma giydi. Hatta 2000/2001'de Glasgow Rangers, Galatasaray'la Şampiyonlar Ligi'nde eşleştiğinde kendisini Galatasaray'a karşı da izlemiştik. 2001/2002 sezonunda ise Souness'in isteğiyle Tugay, Blackburn Rovers forması giymeye başladı ve 7 yıl bu takımda forma giydi. Premier Lig, Tuncay, Emre Belözoğlu, Hakan Şükür, Hakan Ünsal gibi futbolcularımızı da gördü ama hiçbiri Tugay'ın yanına bile yaklaşamadı. Hatta Avrupa'ya giden hiçbir Türk futbolcusu Tugay kadar olamadı. 31 yaşında Premier Lig'e adım atmış birinin bunları yapabilmesi inanılmaz. Üstelik Suat Kaya konusunda da dediğim gibi, savaşçı bir orta saha futbolcusunun bir yaştan sonra oldukça yıpranmasına rağmen. Tugay, 39 yaşında bile Premier Lig'de görev gelince en üst mücadelesini gösteren bir isim oldu ve herkesin müthiş bir saygısını kazandı. Aslında bir sezon daha futbol oynar mı, oynamaz mı derken 39 yaşında futbolu bırakmış oldu. Ayrıca 94 kere A Milli formayı giydi ve 2002'de Dünya üçüncüsü kadronun kilit isimlerinden birisiydi.

Günümüzde ise Tugay, yeni Tugay'lar yetiştirme peşinde. Manchester City'de altyapı teknik direktörlüğü yapacak falan deniyorken, kendisi tekrar Galatasaray'a altyapı sorumlusu olarak dönmüştür. Adnan Polat'ın dediği Total Futbol hamlelerinin önemli bir ismi oldu. Şimdilerde kafamızda Rijkaard'dan sonra takımın başına Tugay Kerimoğlu'nun geleceği var. Ama bugünlerde bunu düşünmek yerine, Tugay'ın takıma kimleri kazandıracağını düşünmemiz gerekiyor. Düşünüyorumda keşke küçük yaşlarda olsam ve Tugay'ın öğrencisi olsam. İnanılmaz bir vizyon ve rol modelle karşı karşıya kalırdım. Futbol hayatına geri dönersek, her zaman savaşçı özelliğini korudu, 39 yaşına kadar üst düzey mücadele gösterdi, Galatasaray ve Türk futbolunu her alanda müthiş gururlandırdı ve heykeli dikilse her gün önünde saygı duruşuna geçilecek kıvamda bir isim oldu. Tugay Kerimoğlu'nun da 1 Mayıs işçi bayramını kutluyorum. Gerçi futbolculuk döneminde daha bir işçiydi ama şimdilerde yeni futbol işçileri yetiştirme peşinde olacak.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir