Kaka kendini, Luis Fabiano ise yeteneklerini hatırlayınca Brezilya'nın dönüşü gerçekleşti. Sistem anlamında övdüğüm ama göze hoş gelmeyen futbol için eleştirdiğim Dunga'nın futbolundan zevk almak için bende derin mevzulara inmeye kadar verdim. Brezilya'yı farklı bir 4-2-3-1 formatında izliyoruz. Defans ve ön libero hattı son derece güçlü, hücüm üçlüsü değişken ve içe kapanık, kalan boşluklarda ise bekleri de hücum üçlüsüne dahil etmek lazım. Ama bu sistemi ne kadar iyi uygulayabildikleri soru işaretiydi. Aslında bu sistem seni taşır ama iyi futbol beklediğin futbolcular da kendilerini hatırlarsa göze hoş gelen Brezilya'yı izlersin. Kaka'nın da bu dönüşü, Robinho & Elano ve Luis Fabiano dörtgeninin harika işler yapmasını beraberinde getirdi. Fildişi karşısında da maçın sonları hariç oyunun hakimiydiler, hatta ikinci yarı şovlarını yaptılar ve kazandılar. Fildişi ise Drogba haricinde bu düzene karşı koyamadı, beklenenden tamamen uzaktı ve son maçlar öncesinde gruptan çıkma şanslarını zora soktular. Brezilya ise şampiyonluk yolunda beklentilerini biraz daha arttırmış oldu.
Bu takım son Dünya Şampiyonu demeye bin şahit diyor insan. 2006'da kupayı kazandıklarında da ellerinde tecrübeli diyebileceğim bir kadro vardı ve yıllar içerisinde değişimi iyi yapamadılar. Lippi hala tecrübeliden yaşlı statüsüne geçen futbolcularla bir yere gelmeye çalışıyor ve malesef bu takımın bir yıldızı yok. Böyle bir İtalya'nın da başarılı olmasını elbette beklemiyorum ama en azından Yeni Zelanda karşısında kazanın. Hakemin verdiği penaltı olmasa bu maçtan mağlubiyetle ayrılacaklardı. Bu arada Yeni Zelanda'ya da helal olsun. Sıfır çekerker, averaj takımı olurlar denilen takımın 2 puanı var ve ciddi anlamda gruptan çıkma şansı bulunuyor. Paraguay ise turnuvanın sürpriz ekiplerinden birisi. Dört puanla grup lideri durumundalar ve Yeni Zelanda ile son maçlarını oynayacaklar. Slovakya karşısında da çok üstün bir futbolla galip ayrıldılar. Tabii Slovakya deyince de gözler Holosko ve Stoch gibi gözleri arıyor. Gözler onları aramasına rağmen ise Vittek'i izliyor.
Kaka kendini, Luis Fabiano ise yeteneklerini hatırlayınca Brezilya'nın dönüşü gerçekleşti. Sistem anlamında övdüğüm ama göze hoş gelmeyen futbol için eleştirdiğim Dunga'nın futbolundan zevk almak için bende derin mevzulara inmeye kadar verdim. Brezilya'yı farklı bir 4-2-3-1 formatında izliyoruz. Defans ve ön libero hattı son derece güçlü, hücüm üçlüsü değişken ve içe kapanık, kalan boşluklarda ise bekleri de hücum üçlüsüne dahil etmek lazım. Ama bu sistemi ne kadar iyi uygulayabildikleri soru işaretiydi. Aslında bu sistem seni taşır ama iyi futbol beklediğin futbolcular da kendilerini hatırlarsa göze hoş gelen Brezilya'yı izlersin. Kaka'nın da bu dönüşü, Robinho & Elano ve Luis Fabiano dörtgeninin harika işler yapmasını beraberinde getirdi. Fildişi karşısında da maçın sonları hariç oyunun hakimiydiler, hatta ikinci yarı şovlarını yaptılar ve kazandılar. Fildişi ise Drogba haricinde bu düzene karşı koyamadı, beklenenden tamamen uzaktı ve son maçlar öncesinde gruptan çıkma şanslarını zora soktular. Brezilya ise şampiyonluk yolunda beklentilerini biraz daha arttırmış oldu.
Bu takım son Dünya Şampiyonu demeye bin şahit diyor insan. 2006'da kupayı kazandıklarında da ellerinde tecrübeli diyebileceğim bir kadro vardı ve yıllar içerisinde değişimi iyi yapamadılar. Lippi hala tecrübeliden yaşlı statüsüne geçen futbolcularla bir yere gelmeye çalışıyor ve malesef bu takımın bir yıldızı yok. Böyle bir İtalya'nın da başarılı olmasını elbette beklemiyorum ama en azından Yeni Zelanda karşısında kazanın. Hakemin verdiği penaltı olmasa bu maçtan mağlubiyetle ayrılacaklardı. Bu arada Yeni Zelanda'ya da helal olsun. Sıfır çekerker, averaj takımı olurlar denilen takımın 2 puanı var ve ciddi anlamda gruptan çıkma şansı bulunuyor. Paraguay ise turnuvanın sürpriz ekiplerinden birisi. Dört puanla grup lideri durumundalar ve Yeni Zelanda ile son maçlarını oynayacaklar. Slovakya karşısında da çok üstün bir futbolla galip ayrıldılar. Tabii Slovakya deyince de gözler Holosko ve Stoch gibi gözleri arıyor. Gözler onları aramasına rağmen ise Vittek'i izliyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder