
Dediğim gibi Ballack benim için bir ütopya. Diğeri ise Rafael Marquez. Bu adamları yıllar boyunca çok sevdim, izlemekten büyük keyif aldım, kafamda Galatasaray'a transfer ettim ama ancak yaşları 32-33 aralığına geldiğinde transferlerini ciddi şekilde düşünmeye başladım.
Ballack hala Almanya'nın bir numaralı futbolcusu durumunda. Kadroya baktığımızda Mesut Özil, Marin gibi yeni piyasaya çıkan genç yıldızlar olmasına rağmen de hala bir numara. Şu an Almanlara en çok ne istersiniz sorusunu sorduğumuzda, ''keşke Ballack Dünya Kupası'nda oynayabilseydi'' cevabını vermiş olacaklardı. Çünkü Ballack bu takım için sahada oynayan 11 isimden öte bir değer. Saha kenarında Löw neyse, saha içerisinde de Ballack o değerde bir futbolcu. Eski tarz takım kaptanları gibi saha içerisinde taktikler veren, futbolculara koş, pres yap, pas at gibi talimatlar verebilen bir futbolcu. Günümüzde bu tip isimler kaç tane kaldı bilmiyorum. İşte Ballack'ı çok sevme nedenlerimden birisi bu. Gerçek bir lider vekarakteri on numara olan bir futbolcu. Geçmişte Klinsmann'dan, Bierhoff'dan, Mattheaus'dan nasıl tat alabildiysem bugün Ballack'dan da aynısını alıyorum.
Ballack, kaç yaşına gelirse gelsin savaşçı futbol özelliklerinden birşey kaybetmedi. Bir futbolcu bugünden Euro 2012'de nasıl oynarım hesaplarını yapıyorsa, bu adam gittiği takıma öncelikle para için gitmez. Bu yüzden Galatasaray'a gelse para için gelir falan hesaplarını kenara itmek lazım. Ayrıca bugüne kadar gördüğüm repertuarı en geniş futbolculardan. Orta sahanın birçok bölgesinde rahatlıkla oynayabilen bir isim. Defansif orta saha olarak, ofansif orta saha olarak, forvet arkası olarak, hatta forvet olarak bile oynatırsın. Olmadı orta sahanın kanatlarına koy. Ballack bugüne kadar hangi mevkide oynarsa oynasın elinden gelenin en iyisini yaptı ama her futbolcunun en iyi olduğu bir mevki vardır. Ballack da orta sahanın ortasında oyunun iki yönünü oynayan bir futbolcu oldu.
Bizim de aslında transfer deyince kafamızda ilk olarak Elano'yu gönderme düşüncesi oluşuyor. Doğru olan da bu. Elano, Galatasaray'dan yıllık 3.5 milyon avro civarında bir para alıyor ve gösterdiği katkıya baktığımızda koca bir sıfır görüyoruz. Yanına iki iyi orta saha alınsa müthiş oynar gibi düşünceler var ama yıllık 3.5 milyon avro alan adam, takımda fark yaratması gereken adamdır. Bugün Ballack'ı transfer etsek, bu tip yanına iki iyi orta saha alalım gibi düşüncelere asla kapılmayız. 28 yaşındaki Elano'dan beklentilerimizin fazlasını da 33 yaşında olan Ballack'dan alacağımıza kefil olurum. En az iki sezon maksimum faydayı aldıktan sonra zaten Ballack'ın da Euro 2012'den sonra futbolu bırakmak gibi bir düşüncesi var. Zaten bunu düşünürek Chelsea ile iki yıllık sözleşme uzatmak istemişti.
Ballack'ı uzun uzun anlatmaya gerek yok. Zaten bilen bu futbolcuyu biliyor. Marquez ile beraber benim ütopyam durumundalar ama bu iki futbolcuyu da 32-33 aralığına girseler bile takımda görmek isterim. Eğer gelirse Dünya'lar benim olur orası ayrı konu ama katkı anlamında da istediğimizi alırız. Ayrıca Ballack'ı getirmenin yolu 3 ila 3.5 milyon avro arasında değişecek yıllık ücretten geçiyor ama futbolcunun bonservisinin olmadığını ve eğer Elano yerine alacaksak, kayıptan öte kazançlı çıkacağımızı söylemem lazım. Elano'yu 5-6 milyon avro'ya gönderdiğimizi ve bu adamın yıllık 3.5 milyon avro aldığını düşünürsek, yerine gelecek Ballack da bu ücretleri alacak ama bu bonservisle başka planlar kurabileceğiz. Saha içerisinde iyi bir lider kazanmanın yanında, orta sahanın her mevkisinde oynatabileceğimiz, oynamak istediğimiz kaliteli futbola katkısının büyük olacağı, Aslantepe günlerini de düşündüğümüzde daha bir heyecanlanacağımız transfer olacak.
"Burak for president!"
YanıtlaSil