1966'dan bu yana Dünya Kupası'nı kazanmaya hasret bir ekipten bahsediyoruz. Üstelik bu ülkenin adı İngiltere. Bu yüzden yılların getirdiği kazanma arzusu, kupa hasreti hat safhada. Başarı arzusu da öncelikle beklentileri her sene biraz daha büyütüyor, hatta bu yolda bazı tabular yıkılıyor. Ama bir türlü başarı gelmiyor. Üstelik beklentilerin bu şampiyonada daha da büyük olduğunu söylemek lazım. Takımın başında Capello var, çok iyi bir kadro elde bulunduruluyor, elemeler rahat geçilmiş falan derken İngiltere'nin bu Dünya Kupası için en büyük adaylardan birisi olduğu konuşuluyordu. Buna rağmen takım içi bazı eksiklikler Capello'nun elini kolunu bağladı ve ortaya öncelikle kötü, temposuz bir futbol, sonrasında ise başarısızlık geldi. Bunu da dört temelde bağlamak mümkün. Yaşanan liderlik krizi, santraforsuzluk, kalecisizlik ve Premier Lig'in yarattığı ağır tempo.
Önce liderlik mevzusuyla başlayalım. Beckham'ın kaptanlığı bırakmasının ardından Terry İngiltere'nin yeni kaptanı olmuştu ve bir süre bu böyle devam etti. Terry dediğimiz adam lider özellikleri üst seviyede olan bir futbolcu. Kaptanlığına asla laf söylememek lazım ama karakter anlamında yaşanan Bridge mevzusunda sınıfta kaldı ve kaptanlık Ferdinand'a geçti. Bridge de bu arada Terry olduğu sürece Milli Takım'da oynamayacağını açıkladı. Kaptanlık Ferdinand'a geçti ama onun da yaşadığı sakatlıktan sonra yeni kaptan Gerrard oldu ama beklenen etki yaratılmadı gibi. Çünkü takım içerisinde kim lider onu bile anlayamadım. Kenarda Ferdinand ve Beckham oturuyor, Terry oynuyor falan derken çok karışık bir döngüye girildi. Üstelik Gerrard zaten hiç oynamaması gereken bir mevkide oynuyor, bu tip sorunlarla uğraşırken bir de böyle büyük bir şampiyonada sorumluluğu ele alması İngiltere açısından iyi bir durum olmadı.
Santraforsuzluk büyük bir sorun, hem de uzun yıllardan bu yana. 2006 Dünya Kupası'nı hatırlıyorumda Rooney sakattı falan derken takım formsuz Owen'a kalmıştı. Onun da formsuzluğunu devam ettirmesi santrafor anlamında İngiltere'de kriz yaşattı. 2010 kadrosuna da baktığımızda Rooney dışında elle tutulur bir santrafor yok. Rooney'in çok iyi bir sezon geçirdi ama sezonun sonlarına doğru sakatlıklar falan derken form durumu düştü ve Dünya Kupası'na da iyi durumda gelmedi. Ayrıca onun üzerinde de beklentilerin büyük olması, artık herkesin bir patlama yaşamasını beklemesi falan Rooney'i turnuvanın en büyük hayal kırıklığı yaptı. Rooney'in de kötü olduğu bir takım malesef iyi durumda olmuyor. Çünkü bütün sistem onun üzerine kurulmuş, herkes onun takımı kurtarmasını bekliyor. Hadi Rooney'i geçtim hala Heskey kadroda, Crouch ve Defoe'de beklentilerin aşağısında. Böyle olunca İngiltere'nin gol atmayı geçtim pozisyon bulmasını beklemek bile imkansız hale geliyor. Üstelik forvet arkası oynayan, hücumculara pozisyon hazırlamaya çalışan futbolcunun Gerrard olduğunu düşününce.
Kaleci mevzusu ise santrafordan daha eski yıllara dayanıyor. Benim bildiğim Seaman vardı ve bu kaleciyle gittikleri yere kadar gittiler. Adam artık 40 yaşına falan gelince Milli Takım'ı bıraktı ve o günden bu yana İngiltere iyi kaleciler yetiştiremiyor. Hala David James'den birşeyler bekleyen bir takımdan bahsediyoruz ve bu takım şampiyonluğun en büyük adayı oluyor. Gerçekten bu çok güç. Bu tip şampiyonalarda kalecinin çok büyük bir önemi var ve iyi bir kalecisi olmayan takımların işi çok zor. İngiltere de bu şampiyonada bu zorlukları fazlasıyla yaşadı. Önce Green denendi, olmadı sonrasında tecrübe dendi David James ile turnuva bitirildi ama ondan da maç kurtatacak bir performans gelmedi. Ayrıca Premier Lig'e baktığımda büyük takımların kalecileri genelde yabancı isimlerden oluşuyor. Bu da İngiltere'nin yaşadığı kaleci kaosunda çok büyük bir etken.
İngiltere'nin kadrosunda bulunan bütün futbolcular Premier Lig'den seçilmiş. Adamlar da haklı, Dünya'nın en kaliteli ligi kabul edilen bir ligden ayrılıp ne yapsınlar. Bu aslında İngiltere için çok büyük bir avantaj, çünkü bütün futbolcular aynı felsefe içerisinde mücadele ediyorlar. Ama Premier Lig'in çok ağır bir temposu var. Torres'in eğer bu ligde biraz daha kalırsam sağlığımdan olabilirim açıklamaları hala aklımda. Yorucu bir sezonunda ardından bu şampiyonaya katılmak gerçekten büyük bir eziyet olmalı. Premier Lig endüstriyel futbolun göbeğinde oturuyor ve bu endüstriyel hareket İngiltere Milli Takım'ının önünde en önemli engel.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Gerçekten İngiltere'nin büyük bir kaleci sorunu var...İleri uçta bana göre sorun yok oyuncu bakımından.Taktiksel anlamda sıkıntı olduğu için bu şablona tevezide koysan gol atamaz...Ancak futbolun beşiği olduğu iddia edilen İngiltere'nin tarihinde 1 tane Dünya Kupası olması çok ilginç.Oda halen hakedilerek mi geldi bilinmiyor açıkçası...Uruguay'ı bile 2 tane Dünya Kupası varken İngilizlerin artık oturup nerde yanlış yaptıklarını ciddi ciddi düşünmesi gerek.
YanıtlaSil