Chris Paul Nereye?

Chris Paul daha önceki yazılarımda da belirttiğim üzre çok sevdiğim* bir oyuncu ve şu anda NBA'in gündemindeki isim; zira kendisi takasını istemiş durumda. Paul'ün durumu aslında LeBron'dan, Bosh'dan vs. daha farklı. Hornets ne yazık ki bir "hiç" Paul'süz. “Iversonlı Sixers” bile -zamanında- bir tane çok iyi savunmacı, bir tane çok iyi altıncı adam ve bir tane de süper koça sahipti ve en azından bir "takım" mahiyetinde idi. Hornets'de ise ne bunlar, ne de adam gibi bir GM var.

Bakınız: Peja kontratı, Okafor kontratı, Posey kontratı, Mo-Pete kontratı.

Hatta daha detaylı bakınız: http://hoopshype.com/salaries/new_orleans.htm

Nihayetinde bu kontratlar eli kolu bağlı bir takım görünümünde olan Hornets’i daha da zor durumda bırakıyor ve hiçbirini isteyecek hiçbir takım görünürde gö”r”ükmüyor. Hem neden istesinler ki? Belki Peja'nın kontratı bitiyor diye istenilebilinir ama Hornets'de re-building yapacak ise –yani yeniden yapılanacaksa- neden versin ki? Hornetsliler -eğer Paul gidecekse- takımdaki en pahalı ikinci oyuncu olan Okafor'u da yanında götürmesini istiyorlar; e bu da çok normal. Kendisi hem sakatlıklardan çeken biri, hem de mücadelesizliği ile aldığı parayı hak etmeyen biri görünümünde. Nasıl diyor Amerikalılar: Over-rated. (Zamanında Dwight Howard’ın önünde yılın çaylağını aldığını da hatırlatmakta yarar var Okafor’un, hayat işte...)

New York Knicks gitmek istediği takımmış yazılanlara göre Paul’ün ama ben “medya”sı çok güçlü olduğu için böyle bir durumun ortaya çıktığını düşünüyorum çünkü orada kısave orta vadade başarılı olabileceğini sanmıyorum hem Paul’ün, hem de Knicks’in. Sanki Orlando Magic seçeneği daha uygun gibime geliyor. Miami’yi yıkıp final oynayabilecek kadro şu anda sadece Magic’de var eğer Paul gelirse. Burası önemli çok çünkü Nelson ne kadar kendini geliştirirse geliştirsin bir oyun kurucu değil, lider değil... Kısacası yeterince “iyi” değil final hedefleyen ve Howard gibi bir uzunu olan takım için. Paul ise biçilmiş kaftan. Howard ile bir maçta en çok “eliyup” yapan ikili rekorunu kırabilirler eğer böyle bir rekor varsa. Belki Howard “pick and roll”ü öğrenir ya da Paul bunu öğretir. Belki postta istediği topları alır Howard; belki Carter, Kidd ile ilk oynadığı dönemlere döner –eğer gitmezse- ; ve belki de Magic’e giderek -biliyorsunuz Magic ve Heat aynı eyalet takımı- büyük bir “derbi” havası yaratılabilinir. Reyting cart curt vs. Ne bileyim Stern’in de aklına yatabilir bu iş. (O ne alaka demeyin her işle alakası var bence onun eheehe.) Kısacası rakiplerine çok büyük bir fark atabilir Magic; ve Heat ile kafa kafaya oynayacak bir takım yaratabilir bu hamle ile. Hatta bana göre daha bir “takım” görümünde bile olur çünkü saf ve gerçek bir oyun kurucu takımı gerçekten “takım” yapan unsurların başında gelir. Ayrıca Howard ve Paul sanki Stoudemire ve Paul’den daha etkili olur, savunma anlamında! (Bu cümle yüksek dozda ironi içerir.) New York’a göre daha otumuş bir sistem, daha iyi bir bench, daha iyi bir takım: Magic. Eğer sadece New York’da oynamak için oraya takasını istemiyorsa; “başarı” için istiyorsa Paul -ve kendisi de onaylamadan bu takas gerçekleşmeyeceği için- adına Orlando daha mantıklı bir seçenek gibime geliyor.

Bir de ortalıkta dönen “Lakers” muhabbetleri var ki ona hiç girmek istemiyorum; eğer oraya giderse gireriz; zaten diğer takımlar oynamayı bıraksın öyle bir şey olursa eke eke. Ancak ben –yazıyı yazan ben olduğuma göre- Magic ya da NYK’ya gidecek gibi hissediyorum, dur bakalım.

* Chris ismine bir sempatim var benim sanırım. Tucker ve Nolan’ı da çok severim sinema sektöründen; nedense bu gereksiz bilgiyi de paylaşayım istedim.

Can Çetin - http://amaveucnokta.blogspot.com/