18 Ağustos 2010 Çarşamba

Avrupa Ligi Play-Off / Beşiktaş 2-0 HJK Helsinki

Bu kadrodan eğer düşünülen santrafor transferi yapılırsa, bir isim daha gidecek ve her şartta dört yabancıları ilk 11'de kullanılamayacak. Ama görülen o ki hangisi giderse gitsin Beşiktaş'lı olmasam bile ben üzüleceğim. Çünkü hepsi canıyla başıyla mücadele veriyor, kadroda kalmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Mesela Helsinki maçı hakkında konuşmaya başlayalım. Sivok'un da sakatlanıp, sözleşmesinin dondurulmasıdnan sonra en güçlü gitme adayı Hilbert olarak gösteriliyordu. Çünkü bundan önce oynanan maçlarda pek varlık gösterememiş, sanki Türkiye'ye pek fazla ayak uyduramamıştı. Bir de Mustafa Denizli takımda kalır düşüncesiyle yapılan bir transfer olduğu için de Schuster'in onu gözden çıkaracağı düşünülüyordu ama Helsinki maçında en iyi olayı neydi diye sorsak, Q7'nin muhteşem golünü bir kenara bırakırsak ben Hilbert derim. Sağ bek olarak Ekrem Dağ oynayınca, onun önünde oynayan Hilbert'e bir rahatlık gelmiş ve özelliklerini daha iyi sahaya sürdü. Sağ tarafı resmen domine etmesinden, sürekli hücumun içerisinde olmasına, hatta en geriye gelip toplar çıkarmasına kadar gidebiliriz. Böyle bir durumda da Hilbert'in değil takımdan ayrılmasını, ilk 11'deki yerinin de garanti olduğunu düşünüyorum. Anlaşılan Tabata da rotasyonun önemli bir elemanı olacak ve şu an görüntü Holosko & Delgado ikilisinden birinin düşeceğini gösteriyor.

Maça bakarsak, Beşiktaş'ın 90 dakika boyunca istediğini yaptığı, sürekli hücum ettiği ve ofansif futbolun dibine vurduğunu söyleyelim. Soldan Quaresma sağdan Hilbert oyunu Beşiktaş'ın yönlendirmesinde inanılmaz etkili oldu ve bu da güçlü görülen Helsinki savunmasını henüz başın maçında çökertti. Ama gol yollarında daha bitirici, pozisyonlarda daha güçlü kalabilen bir santrafor eksikliği de görülüyor. Eğer sistem bu ofansif futbol olacaksa, mutlaka çok iyi bir santrafor transferini bekliyorum. Ayrıca işin hücum kısmı bu kadar etkiliyken ve kaliteli isimlerden oluşuyorken savunmanın aynı etkide olmadığını düşünüyorum. Bugün Beşiktaş ofsayt taktiğini iyi uyguladı ve Helsinki hücumlarına izin vermedi ama rakip daha dirençli ve gol ayakları yetenekli bir takım olsa rakip savunmanın arkasına atılan toplar Beşiktaş için tehlike. Şu rahatlıkla 6-7 olacak maç bile son dakikada riske girebilirdi, eğer Helsinki bire bir pozisyonda golü bulabilseydi. Burada da Cenk'in hakkını verelim, 90 dakika boyunca hiç top gelmemesine ve soğuk olmasına rağmen o pozisyonda açıyı mükemmel kapatışı inanılmazdı. Yani Beşiktaş'ın hücum futbolu inanılmaz keyifli, iyi bir santrafor almaları durumunda da 3 yeseler 4 atacak kalitedeler ama savunma arkasına atılan uzun toplar ya da tempolu bir rakip karşısında savunmanın neler yapacağı benim için soru işareti.

BEŞİKTAŞ: 2 - HJK HELSINKI: 0

Stat
: BJK İnönü

Hakemler
: Ovidiu Alin Hategan, Octavian Sovre, Miklos İstvan Nagy (Romanya)

Beşiktaş
: Cenk, Ekrem, Zapotocny, Ferrari, İsmail, Hilbert, Tabata (Dk. 70 Necip), Ernst, Guti, Quaresma (Dk. 88 Nihat), Bobo (Dk. 82 Holosko)

HJK Helsinki
: Wallen, Scapini, Magnusson, Ojala, Kansikas, Sorsa, Mattia (Dk. 75 Karkkaihen), Fowler, Bah, Westo (Dk. 69 Parikka), Pelvas (Dk. 46 Makela)

Goller
: Dk. 35 Hilbert, Dk. 66 Quaresma (Beşiktaş)

Sarı kartlar
: Dk. 6 Mattia (HJK Helsinki), Dk. 62 Zapotocny (Beşiktaş)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir