Mourinho'nun Elinde Bir Türk; Mesut Özil

Löw, futbol basit bir oyunsa Mesut Özil bunu en iyi şekilde uyguluyor diyor. Gerçekten de çok doğru bir söz. Mesut Özil, bir Messi değil. Yani topu ayağına aldığında 10 kişiyi bir anda ipe dizmez. Ama sürekli oyunun içerisinde kalır, takımın hücum organizasyonlarının kilit noktasıdır ve daha önemlisi etrafında oynayan futbolculara büyük güven verir. Real Madrid'in geçtiğimiz sezonda da Kaka'dan beklentisi buydu ama belki de sistem farklılığı buna engel oldu. Sonuçta Milan'ın bir numaralı yıldızıyken, inanılmaz bir bonservise Real Madrid'e geldin ama Cristiano Ronaldo'nun inanılmazları başardığı bir ortamda senin performansın doğal olarak gerilerde kaldı. Ayrıca biraz da bu ego işi. Sonuçta Kaka, Cristiano Ronaldo çok büyük isimler ve bu isimleri bir arada en doğru şekilde de kullanmak büyük olay. Mourinho da bu tip işleri başarmayı çok sever ama Kaka'nın en az 4-5 ay olmayacak olması bütün planları değiştirdi ve o mevkiye alınabilecek en doğru isim olan Mesut Özil transferi gerçekleşti. Asıl hedef futbolcuyu bonservisi olmadan ve bir sezon daha gelişmiş şekilde transfer etmekti ama bu sakatlık Real Madrid hanesinden 15 milyon avro'yu eksiltti. Elbette daha büyük paralara satmak mümkündü ama sezon sonu sözleşmesinin bitecek olmasından dolayı Bremen'in eli ayağı bağlanmıştı.

Hemen aklım Sneijder'e gitti. Real Madrid forması altında beklenileni verememiş ve gözden düşmüşken Inter bu futbolcunun transferini gerçekleştirmişti. Bir sezon içerisinde de Sneijder'in potansiyeli ortaya çıktı. Yani bir sezonda yılın futbolcusu seçilecek bir potansiyeli ortaya çıkarmak müthiş bir iş olmalı. Dediğim gibi Mourinho bu tip isimleri çok seviyor. Güvendiği futbolcunun sonuna kadar arkasında ve gelişiminde de her zaman payı büyük. Mesut Özil'in de bu açıdan şansının büyük olacağını düşünüyorum. Eğer ayakta kalabilirse, baskıları kaldırırsa 2-3 sezon içerisinde Mesut Özil için çok farklı şeyler konuşuruz. Şu an Kaka'nın yerine transfer edilmiş olması da Mesut için büyük bir baskı oluşturacak. Çünkü beklentiler haliyle büyümüş durumda ve Mesut'un Madrid'e ayağını atar atmaz formayı alacağını düşünüyorum. Ama Kaka geldikten sonra ise neler olacağını hep birlikte göreceğiz.

Benim için önemli durum ise, bir Türk futbolcunun Mourinho'nun eline gelmiş olması. Eğer ben futbolcu olsaydım, en büyük hayallerimden birisi Mourinho ile beraber çalışmak olurdu. Şimdi Mesut Özil'i de bu gözle izleyeceğim, bir Almandan ziyade Türk futbolcusu olarak bakacağım. Bir de şunu ekleyelim, bir Türk futbolcunun Real Madrid gibi bir takımda oynaması da çok büyük bir olay. İçimizdeki sevinç belki buruk ama günümüz şartlarına da uymaktan başka bir çözüm yolumuz yok. Bu arada futbolcu ile 6 yıllık sözleşme yapıldı ve yıllık 5 milyon avro kazanacak. 6 yıllık sözleşme zaten beklentileri ortaya koyuyor ve Dünya Kupası'nda Almanya ile harikalar yaratan bir futbolcunun önünün çok açık olduğunu görüyoruz. Acaba bir Türk isim, bizim Milli Takım'ımızda yaptıklarıyla en fazla hangi noktaya gelir? Bunu Rüştü Reçber, Barcelona'ya giderek başardı ama uzun bir kariyer olmamıştı. Bu da sorulması gereken bir soru bana göre.