
Sanırım hepimiz Jo'nun adını aklımıza bile getirmek istemiyoruz. Çünkü geçtiğimiz sezon buraya eğlenmek için geldiğini hepimize gösterdi. Mesela bazı futbolcular vardır, senin sıkıntın oluşur ve o futbolcuyu yarım sezonluğuna da olsa kiralarsın, maksimum faydayı da alırsın. Ya da faydayı alamazsan bile o futbolcu elinden geleni yapar. Gio, elinden geleni yapan ama pek fazla sivrilmeyen isimlerden oldu. Ama potansiyelini Dünya Kupası'nda gördüğümü gibi, bugünlerde de Tottenham onu bağrına basmış durumda. Jo'nun ise geçtiğimiz sezon geçirdiği tatilin ardından, giderek düşüşe geçeceğini ve 1-2 sezon sonra adını bile hatırlamayacağımızı düşünüyordum. Futbolcuya transfer teklifi yapan takımların ağırlığına da baktığımızda Jo'nun düşeceği durum belli gibiydi. Bir zamanlar Premier Lig'in en pahalı futbolarından biriydi derken, Güiza moduna geçecekti. Tabii bir zamanlar diyorum ama futbolcu da 30 yaşına falan gelmedi. Hala 23 yaşında ve çok genç parlamanın neticesini alıyor. Caner Erkin'de biraz böyle. 16-17 yaşında üst düzey mücadeleye karıştığı için, futbolcu bize 22 yaşındaymış gibi gelmiyor.
İşte bu Jo, ne zaman gider ve hangi takıma gider soruları sorulurken hazırlık maçlarında işi seriye bağladı. Oynanan 5 hazırlık maçında attığı 4 gol var ve Mancini'nin de gözüne girmeyi başardı. Mancini de bu performans karşısında, hazırlık maçlarında onca forvetin arasından ısrarla Jo'ya şans verdi ve ilk görüntü Jo kumarının kazanılmaya başladığı yönünde. Tevez, Santa Cruz, Bellamy, Adebayor hatta dönünce Robinho gibi çok aşırı kalitede bir hücum hattı var ve Jo bu futbolcular arasında nasıl bir rol alacak göreceğiz. Bildiğimiz şey ise, Jo'nun son şansları olduğu ve City şansını da kullanamazsa bir daha bu noktaya ulaşamayacağıdır. Çünkü o profesyonellikte bir kafasının olmadığı ortada.

Bu arada geçtiğimiz sezon Jo hamlesinden de neden sezon başında Mehmet Batdal'ın takıma getirildiği sonucu ortaya çıkıyor. Bir anda Nonda'yı kesip, Jo'yu ısrarla istemek çok radikal bir karardı. Anladığım kadarıyla Rijkaard, aynı özelliklerde santraforlar istemiyor. Mesela Baros'un yedeği Baros gibi olmamalı. Zamanı geldiğinde Baros'la beraber oynayacak, onu tamamlayabilecek ya da maç durumuna göre Baros çıktığında farklı özellikleriyle saha içerisinde fark yaratacak bir futbolcu lazım. İşte bu yüzden Mehmet Batdal transferi gerçekleşti ve her fırsatta ısrarla Rijkaard bu futbolcuyu övüyor. Tarz anlamında baktığımızda Jo ve Mehmet Batdal aynı özellikleri taşıyorlar. Bana sorarsanız takıma üçüncü bir santrafor katılacak ama bu sezon Baros'un ilk alternatifi Mehmet Batdal olacak. Yeni gelecek ismin de genç, potansiyel vaad eden ama daha çok +2'nin tribün kontenjanına alınacak bir isim olabilir ve A2'nin de yeni statüsü ile bu futbolcuyu A2 maçlarında görebiliriz.
Türkiye kimi için rehabilitasyon kimi için işkence yeri olur Jo işkence için işkence yeri oldu ama o her zaman olduğu gibi olayı pek iyi kavrayamamış olucak rehabilite olup çıktı:)
YanıtlaSilBasının yediği adamlardan biridir bana kalırsa. Saha dışında ne halt yerse yesin oynadığı oyuna bakarım ki adamın moralini yerle bir etmeden önce yazılıp çizildiği kadar kötü değildi. Takım neyse o da o kadardı. Ama kalmasını sağlayacak kadar iyi oynadı mı derseniz elbette HAYIR.
YanıtlaSil@mre
YanıtlaSilkesinlikle katılıyorum, basın yedi bu adamı tıpkı lincoln gibi. ama aynı basın dos santos, lugano ve kazım'ı yemiyor. Jo alemci ise Andre Dos santos ve kazım ondan farklı değil belki daha fazlası, lincoln sorumsuzsa lugano ondan daha sorumsuz takımı şampiyonlar liginden eleniyo adam tatilde (sakatlık olayını geçin hikaye o) Aynı basın Elano'yu geldiğinden beri yemeye çalışıyo. bakalım ne zaman başarılı olcaklar.. Galatasaray taraftarının gözünü açması lazım artık..