20 Ağustos 2010 Cuma

Fatih Terim'den, Rijkaard'a

Jose Mourinho, taktik dehasının yanında müthiş motive kişiliğiyle günümüzün en büyük teknik adamlarından. Sadece sistemle, güzel futbolla müthiş başarılar kazanmak zor, birlik ve beraberliği de en iyi şekilde kurman gerekli. Eğer öyle olsa zamanın Total Futbol'u Dünya Kupası'nı 2-3 kere kazanabilirdi. Ya da Mourinho diye birisi çıkıp, nasıl yaptıysa Eto'o nun sağ bek olduğu bir takımla Barcelona gibi bir sistem takımına tek pozisyon bile vermez, üstüne de kaleye değil otobüs uçak çektim der. Ama bu iş sadece motivasyonla da bir yere kadar. Euro 2008'in Türkiye'sini hatırlayın. Hadi aslanlar, hadi koçlar bizi yarı finale kadar getirdi ama en iyi oynadığımız maçta elenmekten kurtulamadık. Bu yüzden sistem ve motivasyonu beraberinde getirmen gerekiyor, eğer bir yerde değişim istiyorsan, devrimler yapmaya gelmişsen takımı en doğru şekilde motive etmen gerek. Tıpkı Mourinho'nun yaptığı gibi, ya da Terim'in Uefa Kupası sürecinde gösterdiği gibi.

Fatih Terim demişken, bugünlerde adı çok anılan bir isim oluyor. Galatasaray'ın her kötü gidişinde ilk anılan isim olmaya başladı. Bana sorarsanız günün birinde mutlaka III.Terim dönemi yaşanacak, bunun adı kaçınılmaz sondur ama ne zaman olacak onu bilmiyorum. Terim herhangi bir takımla anlaşmadığı sürece potansiyel Galatasaray teknik direktör adayıdır. Ama kafalarda Uefa süreci yerine, Terim'in Galatasaray'da geçirdiği ikinci dönem var. Çünkü ortada büyük bir başarısızlık vardı, bu yüzden de karizmasını bir anda düşürmüştü. O başarısızlıkta ise Terim'in çok değişmesinin büyük önemi var. Eski Fatih Terim'le, II. dönemindeki arasında büyük farklar oluştu. O motivasyonun, sistemin kralı adam bir anda Avrupai bir hal almış ve ülke şartlarından uzaklaşmış bir yapıya bürünmüştü. Doğal olarakta başarısızlık beraberinde geldi ama Terim'in özüne dönmeye başlaması sayesinde de Euro 2008 başarısını yaşadık.

Yanlış anlamayın Rijkaard gitsin ve yerine Terim gelsin demiyorum. Terim'i sürekli eleştirenleri ve kötüleyenleri anlamam güç ama Rijkaard'ın da yerine gelmesini istemem. Çünkü Rijkaard ile bir süreç yaşanıyor ve her devrim kanlı olur. Güzel futbol anlamında çalışmalar olmasına rağmen gerek kadro kalitesi, gerekse çeşitli etmenler bu süreci uzatıyor ve başarısız sonuçlarda geldikçe Rijkaard istifa sesleri duyulmaya başladı.

Maç yazısında da yazdığım gibi Galatasaray'ın sorunu sistem ve transfer değil. Motivasyonla ilgili sıkıntılar var, Karpaty karşısında bile aciz bir yapı. İlk yarı ruhani dolaşan takım, ikinci yarıda ateşlenebiliyor. Elbette bu orta saha ve savunma kurgusuyla bir başarı elde etmek güç ama en azından Karpaty karşısında sıkıntı yaşamamak gerekiyor. Sonuçta geçtiğimiz sezonun başında gelen gidene 4-5 atan orta sahada da Mustafa Sarp ve Ayhan bankoydu. Uzun vadede başarı gelmedi ayrı konu ama kalite farklı olan maçlarda da fark biraz ortaya çıkıyor. İş mücadele etmekten geçer, mücadele ettiğinde kalite farkını ortaya çıkarırsın ve Kewell & Baros seni sonuca götürür, en azından Karpaty maçında. Türkiye'de işler böyle yürüyor, malesef Mustafa Sarp'ı oynatmak zorunda kalıyorsan onu pohpohlaman lazım. Bu tip futbolcularla da Rijkaard'ın bir yere gelmesi zor, transfer şart ama bizim bu zihniyeti değiştirmemiz gerekiyor.

3 yorum:

  1. Terimin En Son Geldiği Zamanı Hatırlıyormusunuz o geldiği hazırlık maçlarını 20 golle geçtiğimiz günleri.Galiba hatırlamıyorsunuz ki boyle sıcak bakmışsınız...Ozaman neden başaramadı acaba Kadromu kötüydü harikaydı.kötü olsa bile yazınıza göre motive edebilirdi üstün dehasıyla ama sıfır. nasıl gittiğini hatırlıyorum.

    YanıtlaSil
  2. rıjkaardın son bir aydaki konuşmaları söyledikleri ve yaptıkları bunaldığını ve gitmek istediğini hissettiiriyor bana bana kalsa bu gün getiririm terimi.rıjkaard geçen yılın başındaki motivasyonuyla değil artık.o olsa isterse her maç yenilsin takım kalsın derdim inşaa edilmeye çalışılıyor bi şeyler taktik olarak olmasa da kulüp ve futbolcu yapısı hakıkında ama rıjkaard mutlu değil bununla baş edemiyor edemedi8bu ziniyetle,gözlerinden okunuyor YETER diye çığlık atası var adamın).devrimler kanlı olur evet ama devrimcinin o devrime inanması şartıyla ben şuan rıjkaardın o halde olduğunu görmüyorum umarım olur rıjkaardın kalması lağzım bizim açımızdan ama bi taraftan da kalmamalı,iki taraf için de...

    YanıtlaSil
  3. Sevgili GS'liler..

    Bir şeyi unutuyor herkez : 1.FT döneminde takımı Hagi toparlıyor-yönetiyordu.Yardımcısı da Pope.Kale de taş...O zamanlar daha ukalalık ve Ego krizine tutulmadığı için bizimki de kenardan seyrediyordu olan biteni... Canlı Şahidiyim.

    Ondan sonraki "Büyük Teknik Adam" kariyeri : Avrupa-Türkiye Hüsran...Kulisi,çevresi,politika ve siyaset bigisi çok gelişti zamanla.EGO'nun ne demek olduğunu da FS'den layıkı ile öğrendi . FS Burjuva İstanbul adamıdır. Adanalı zekasıyla onları benimsemeye başladı . Doğru zamanda sağlam güçlü ilişkiler kurmayı başardı.Erafında , ona biat eden müritlerinden oluşan bir cevre oluşturdu . Denizli garip,bunu yapamadı...Denizli,şöyle olsun-böyle olsun : İçi dışı birdir.

    Futbolda : "BAL" olduğuna inanırmısınız ? Hayır ise , tamam.Evet-bazen ise : FT bunun ağa babasıdır.Milli takımlarda da bu defa ( Dny Kps Grup) çekirge zıplamadı.Şimdi çok zengin ve kenarda kurtlanıyor...Vitrinde !
    Gözü Federasyonda . TD'lük kesmez...

    GS Yönetiminde 3 gr. sağduyu varsa kendini kurtarmak veya alaturkalık adına Teknik adamlarını harcamaz.Israr eder.Onların tavsiyelerini dikkate alır.Anlamadıkları konularda Ukalalık etmezler. Derwall olayı gibi...ileriye yatırım yaparlar.

    BEZ'nin : dediği devrim bu sanırım..Katılıyorum .

    Bu işler "şıp" diye olmuyor.Uzun-Orta vadeli programların neticesi.Bakın bizimle "O kupa" önemsiz diyenlere...Dalga geçenlere , ne durumlara düşüyorlar yıllardır..10 sene oldu biz de hala rüya görüyoruz. Şu kafaları bir değiştirsek !

    YanıtlaSil

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir