30 Ağustos 2010 Pazartesi

Kurtarıcı Rolüne Aydın Yılmaz'ı Soyundurmak

İşte bu nokta Galatasaray kadro derinliğinin ulaştığı son sınır oluyor. Kewell yok, Pino yok, Serdar Özkan formsuz, Keita artık çok uzaklarda derken yapabilecek başka bir hamle kalmıyor ve sezon başı hazırlık kampında mutlaka gider denilen, hatta benim 7 numarayı parselledi gözüyle baktığım bu adam kurtarıcı rolüne soyunduruluyor. Bu aslında Aydın Yılmaz'ın bittiği nokta da olabilirdi. Beklentiler büyük olmasa bile zaten ayağı çukurda olan bu futbolcu bavullarını toplamaya başlardı. Ben Galatasaraylıların son iki maçta Aydın Yılmaz oyuna girerken yüzlerinin gülmediğini düşünüyorum. Şahsen benim gülmüyor ve kendisini oyuna girerken gördüğümde çaresizliğin resmini çizmeye başlıyorum. Ama ezberlerin bozulduğunu ve Aydın Yılmaz'ın çoğumuza mesaj verir gibi iki maç çıkardığını söylemek lazım. Sanki transferin son günleri yaklaşırken, ben de buradayım mesajını en güzel şekilde verdi.

Karpaty maçına baktığımızda tartışmasız en şanssız adam o oldu. Hatırlayın Konyaspor maçını. Son dakikalarda oyuna girdi ve attığı golle şampiyonluk yolunda önemli bir virajı almış olduk. O maçta da sağladığı kredi, bugün Aydın Yılmaz'ın kadroda kalmasının anahtarıydı. Yalnız o kredinin de bitmeye başladığını geçtiğimiz sezon satın alma opsiyonlu Eskişehirspor'a kiralandığında gördük. Hatta Eskişehirspor'un bu opsiyonu kullanmaması ve kronikleşen sezon başı sakatlığını tekrar yaşaması onun üzerini çizmişti. Ama sakatlıklar derken başka çare yoktu ve Aydın Yılmaz, Karpaty maçında kral olmanın eşiğinden yani bir 5 seneyi daha garanti altına almanın eşiğinden döndü.

Bu maça baktığımızda da bu sefer ikinci 45 dakika başlarken oyuna girdi ve işlemeyen Galatasaray kanatlarına hareketlilik getirdi. Oynadığı futbolun fark yarattığını falan düşünmüyorum ama kaleye şut atmakta zorlanan Galatasaray, o dakikadan sonra gelen hamleleri ile önce üstünlük kurdu, sonra ise skor avantajını eline aldı. Bu üstünlük kurmada da Aydın Yılmaz'ın oyuna getirdiği hareketliliğin öneminin büyük olduğunu söylemek lazım. Pino ve Kewell dönünce rotasyonda da istediği yeri bulması zor ama şu futbolu ona mutlaka takım içerisinde bir yer açar, belli noktalarda kendisine ihtiyaç yaratır. Zaten bu adam hızlı ve oldukça teknik. Eksiği ise mücadele gücüydü, inşallah bu sorunu da aşar diyelim. Aydın Yılmaz geçmişte o kadar fazla umut verdiki bizlere, hayal kırıklığı da bir o kadar büyük oldu. Bu yüzden 1-2 maçla kendisi hakkında methiyeler düzmeye korkar olduk.

5 yorum:

  1. herkes senin gibi düşünüyor Burak, o yüzden ihtiyatlıyız fazlasıyla. iki maç oynayıp yok olacağı düşüncesi muhtemelen tüm Galatasaraylıların aklının bir köşesinde duruyordur. dilimizi ısırmak en mantıklısı şu aşamada.

    YanıtlaSil
  2. valla şuan serdan özkandann bile iyi

    YanıtlaSil
  3. Son 1.5 yıldır adını bile duymak istemediğim,her muhabbette kötülediğim,hatta Serdar Özkan transferini neden onyaladığımı BJK'lı arkadaşlara izah etmeye çalışırken "Aydını yıllarca bekledik Serdar'ımı beklemeyeceğiz?" dediğim bu adam tekrar kurtarıcı rolünde... ve evet... 2 maçtır iyi oynuyor ama..

    http://hagininkosani.blogspot.com/

    YanıtlaSil
  4. ben dün şaşırtıcı bir biçimde beğendim,muhtemelen takımın gerisi beceriksizler ordusu olduğu için ayağına top yakışan adam görmek hoşuma gitti.savunmaya da yardım etmesi hoştu,umarım akıllanmaya başlamıştır da rotasyonda serdar'dan çok onu görürüz.

    YanıtlaSil
  5. Bu gösterdikleri demoydu kanmayın derim.Bu çocuk halen bu takımda duruyorsa küçüklüğünde reçel kazanına düşmüş arkadaş.He bide bir zamanlar bizim takımda elazığ ve adana kontejanı vardı bilen bilir.ağar abilerimiz sağolsun hani...

    YanıtlaSil

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir