Milli Takım arasının Galatasaray için ilaç olacağını söylemeliyim. Takımın toparlanması, yeni transferlerin takıma uyumu ve sakatların düzelmesi derken böyle bir araya ihtiyaç var. Ama şu sıralarda Galatasaray'ın rakipleri açısından en doğru zamanlar olduğunu söylemeliyim. Rakip kaleye gitmekte zorlanan, ayağında top tutamayan ve ruhsuzlar topluluğu görüntüsünde bir takım hali oluştuğundan Galatasaray'ın oynadığı maçlarda favori olduğunu söylemek güç. Özellikle de rakip Eskişehirspor'sa ve deplasmana gidiliyorsa. Eskişehirspor bildiğiniz gibi bize çok ters gelen bir takım. Rıza Çalımbay'ın geçmiş Galatasaray maçlarında oyunu kontrolde tutup, kontra ataklarla etki yarattığını gördük ve bu taktik hep başarılı oldu. Şimdilerde ise oyun sistemi biraz daha farklılaştı ve çok kaliteli futbolcular takıma katıldı, bu yüzden de onlarda toparlanma süreci geçiriyorlar. Lige de istedikleri gibi başladıklarını söylemek güç. Bu yüzden Galatasaray maçını çıkış maçı olarak görüyorlar ve burada alacakları galibiyetle beraber iyi bir hava yakalayacaklardır. Galatasaray ise Milli Takım arasından önce böyle bir deplasmandan galip gelse çok güzel olacak diyeceğim ama gerçekten çok zor.
Karpaty maçı öncesinde de tek söylediğim şey Kewell'ın olmayacak olmasıydı ve işler kötü giderken takımı ateşleyecek bir futbolcunun bulunmaması en büyük handikap oldu. Aynı durum Eskişehirspor karşısında da geçerli. İşler kötü gittiği zaman takımı ateşleyecek bir futbolcumuz yok ve bu da Galatasaray'ı ruhtan uzak bir duruma düşürüyor. Ayrıca sakat ve hazır olmayan futbolcu sayısının fazlalığı ise takımı kalitesiz bir hale getirdi. Bu maçta da kurtarıcı niyetine Aydın Yılmaz, Emre Çolak gibi isimleri oyuna almak zorundayız ve Mehmet Batdal'ın da yokluğunda Baros'un alternatifi yok. Bu da hücumu güçlendirmek zorunda kaldığımızda elimizin kolumuzun bağlı olduğunu gösteriyor. Bu yüzden nasıl olacak bilmiyorum ama Galatasaray'ın işini erken bitirip, skoru rahatlatması lazım. Çünkü ilerleyen dakikalarda hamle şansı kalmadığından, ibre Eskişehirspor'dan yana olacak. Bu maçta tek avantajımız ise rakibin de henüz hazır olmamasıdır. Onlarda kendilerini bulma peşindeler ve Elano'nun bu maçta oynama ihtimalinin olması da biraz olsun yüzümü güldürdü. En azından orta sahada hücümu organize edebilecek, ekstra işler yapma potansiyeli olan bir futbolcumuz olacak.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Bir süredir G.Saray taraftarı “Bilerek oynamayan parmak kaldırsın” tezahüratları yapıyor. Camianın ciğerini bilen Hasan Şaş’ın Karpaty maçının ardından HT Spor’da kaleme aldığı yazının şu son cümlesine dikkat: “Sarı-Kırmızılı oyuncular da birtakım değişikliklerin olmasını ister bir haldeler!” G.Saray kadrosunun içindekilerin yüzde 70’ini
YanıtlaSilyakından tanıyan Şaş’ın bu söyledikleri yenilir yutulur cinsten değil.
* * *
Fillippo Inzaghi Torino’da son saniye penaltısını ‘bilerek auta’ atınca, Fatih Terim’in Milan’daki görevine son verilmişti. Terim’in ayrıldığı gün Inzaghi gazetelere, “İşler kötü gidiyorsa 11 kişi gitmez, 1 kişi gider” açıklamasını yapmıştı. Yıllar sonra Terim’e “Hocam
Inzaghi seni sattı dedikoduları doğru olabilir mi?” diye sormuştum, “Evet” yanıtını almıştım. Hasan Şaş’ın yazısını ve G.Saray’ın içinden sızan bilgileri göz önüne aldığımızda, Galatasaraylı birçok futbolcunun Inzaghi’nin yolunda olduğunu anlamak zor değil.
Serdar Ali Çeliker
suan takımdaki belirsizlikler ruhsuz oyunculara prim tanımaya dewam ediyor..
YanıtlaSilyönetimden bir allahın kulu cıkıpta rijkaardla dewam edecegiz yada yollarımızı ayıracagız demiyor.. bu nasıl bir yönetimdir yau.. her gazetede rijkaard'ın gidişine dair senaryolar varken oyuncuların oyuna konsantre olması mümkün değil..
feldkampı özledim,o olsa şuan rıjkaardın suyunu ısıtan ve 3. yıllarında 5. hocalarını yemeye hazırlanan kendini uyanık sanan futbolcu grubunu tek hamlede dağıtırdı...
YanıtlaSilKeşke Rijkaard Arda'yı da kadroya almasaydı bu maçta.Zaten bilerek oynamıyor.Emre Çolak da onun kadar yapardı birşeyler.
YanıtlaSil