
Uluslar arası tecrübeyle, Avrupa tecrübesi gerçekten çok farklı. Özellikle de sprint yarışlarında. Çünkü Dünya'nın en iyi sprinterleri genellikle Kuzey Amerika'dan çıkar. ABD'li ve Jameika'lı sprinterlerde günümüze damga vuruyorlar. Priscilla Lopes-Schliep ise bu konuda ezber bozan atlet durumunda. Tıpkı ilerleyen yıllarda Nevin Yanıt'dan beklediğimiz gibi. Nevin, önce Türkiye'nin bu konuda ezberini oldukça bozdu, şimdi ise Dünya'ya bunu kanıtlamaya çalışıyor. Ama henüz bütün bunlar için çok erken. Nitekim bunu Zürih'te yapılan Diamond League'nin 13. etabında gördük. 12.63 koşabilen atletimiz, bu yarışta 12.94'lük bir derece elde etti. Bu dereceye, Avrupa Şampiyonluğu'nun verdiği rehavetten, bir anda farklı bir ortama girmesine kadar birçok neden ekleyebiliriz. Ama bu yarışlarda kazanmaktan çok, Nevin'in tecrübe kazanması daha iyi. Ne kadar çok Diamond League yarışında yer alabilirse, o kadar çok üst düzey atletleri tanıma şansı elde edecek ve bu ona farklı stratejiler geliştirme imkanı bulacak. Ayrıca bu yüksek tempolarda da koşması onun derecelerini geliştirmesi adına çok önemli. Bu arada Priscilla Lopes-Schliep de sanırım gelecek sezon Dünya Şampiyonluğu'nun bir numaralı adayı olacak. Özellikle de Lolo Jones'in düşüşe geçtiği bu zamanlarda inanılmaz dereceler yapıyor ve oldukça rahat. Şimdiden konuşmak gerekirse, gelecek sezona Nevin Yanıt adına beklentim ilk beş diyorum ve bu da büyük başarı olacaktır.
''Bu benim için çok gerekli bir araydı. Hem vücudumu hem de kafamı dinlendirmem gerekiyordu. Şükürler olsun ki hiçbir sakatlığım yok. Gayet sağlıklıyım. 2011'de geri döneceğim. Hem kış sezonunda hem de yaz sezonunda her zamanki gibi tüm takvimi takip edeceğim. Daha başarmak istediğim çok hedefim var. Tabii ki daha çok rekor kırmak istiyorum. Asıl amacım 2012 Londra'da olimpiyat şampiyonu, 2011 ve 2013'de dünya şampiyonu olmak. Elimden gelenin en iyisini yapacağım. Umarım her şey istedğim gibi olur”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder