7 Ağustos 2010 Cumartesi

Tyson Gay Kazandı Ama...

Süper bir atletsiniz, inanılmaz dereceler kazanıyorsunuz ama sizden daha iyisi olduğu için, ikinci planda kalmaktan da kurtulamıyorsunuz. Tyson Gay'in hikayesi aynen bu. 9.69 koştuğu bir yarışta bile 9.58'lik Dünya rekoruna alet oluyorsunuz. Yani o rekorun gelmesinde sizin derecenizin önemi belirtliyor ama gözler Usain Bolt'un üzerinde. Bu açıdan Tyson Gay'in ne olursa olsun Bolt'u geçmesi gerekiyordu. Bolt'un 9.97 koştuğu bir yarışta anormallik olduğunu bende düşünüyorum, normal şartlarda Bolt istediği sürece birinci olur, istediği rekoru da kırar ama kimse geçilmez değildir. Bu yarış öncelikle bize bunu gösterdi. Usain Bolt'un bildiğiniz gibi bir sakatlığı var ve o sakatlık çok ciddi. Düşünün 200 metre koşmasına bile imkan tanımıyor. Ama sakatlıktan sonra yakaladığı derecelerde de iyi duruma gelmeye başladığını gördük. Bu açıdan da bakarak bugün Tyson Gay'i geçeceği düşünülüyordu ama Tyson Gay'in olayı ciddiye alması sonucunda Bolt uzun bir aradan sonra, son olarak geçildiği Stochholm'de tekrar geçildi.

Bu yarış Tyson Gay'e moral açısından çok iyi gelecektir ama Bolt'u geçmenin keyfine varamadığını yüz ifadesinden gördüm. Çünkü bu Bolt sağlıklı bir Bolt değil. Yarışta fazla hızlanamadı ve Tyson Gay'in atağına cevap bile veremedi. Özellikle son 50 metrede Bolt'un uçup gittiği söylenir ama bu yarışta son 50'de hızı oldukça düştü. Tyson Gay'de aslında limitleri çok zorlamadı ama Bolt'u geçmenin önemini bildiğinden işi de bırakmadı. Bu yılda Olimpiyat veya Dünya Şampiyonası olmaması çoğu yarışçının vitesi düşük tutmasına sebebiyet veriyor. Şu an Bolt'da bunu yaşıyor ama en azından Dünya Atletizm Finali'ne kadar kendine gelecektir. Bu tip geçilmeleri fazla kafasına takmaz, yani egolarla yaşamıyor ama yine de bir dahaki kapışmada ilk hedef Tyson Gay'i geçmek olacak. Bir de şu derecelere baktığımda, eğer Asafa Powell'ın bu yarışta olması durumunda her iki atleti de geçebileceğini düşünüyorum. Tam Asafa Powell'lık bir ortam vardı ama sakatlığı nedeniyle kendisini izleyemedik.

Alemitu Bekele ise Avrupa Şampiyonluğu'nun getirdiği hava ile çıktığı Diamond League Stockholm Grand Prix'inde 14:42.62 ile ikinci oldu. Bu yarış öncesinde Bekele'nin antrenörü Ertan Hatipoğlu, Bekele'nin Avrupa Şampiyonası'nda çok yorulduğunu ve bu yarışta biraz daha hafif tempoyla yarışıp, hedefin ilk 5 olduğunu söylemişti. Ama Avrupa şampiyonu olduğu dereceye baktığımızda 14.52.20 koştuğunu görüyoruz. Bu yarışta ise 14:42:62 gibi bir derecele elde etti ve Meseret Defar gibi bir atleti de inanılmaz şekilde zorladı. Defar'ın da bu yarışa girerken hedefi Dünya rekorunu kırmaktı. Yani tempoyu mümkün olduğunda yüksek tuttu ve bu derece geldi. Burada önemli olan, 33 yaşındaki bir atletin Avrupa Şampiyonası'nın hemen ardından katıldığı bir yarışta böylesine bir derece elde edip, yüksek tempoya ayak uydurmasıdır. Zaten bu yarışta da çok az farkla Defar'ın arkasında kaldı. Hatırlarsanız, Avrupa Şampiyonası'ndan hemen önce yapılan Diamond League Grand Prix'in de Defar'ı geçmeyi başarmıştı. Bekele gerçekten çok ilginç bir atlet ve bu yaştan sonra yakaladığı çıkış inanılmaz. Benim beklentilerim Dünya Şampiyonası'nda ilk 5'in yeterli olacağı yönündeydi ama şimdilerde madalya neden olmasın diyorum.

1 yorum:

  1. Sanırım Bekele yüksek tempoda daha çok hırslanarak iyi koşabiliyor. Kimi sporcu böyledir, stres olunca hırslanınca daha yüksek performans gösterir. Ben olsam kendisine bir tavşan atlet tutar öyle sokardım yarışmalara, kim bilir?

    YanıtlaSil

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir