

Kimse sanırım bu maçta Galatasaray'ın zorlanmasını beklemiyordu. İyi futbol anlamında da fazla umut besleyen taraftarın olduğunu düşünmüyorum ama Galatasaray bir şekilde bu maçtan galip ayrılırdı. Öyle de oldu aslında ama çok zorlandık. Bu zorlanma rakibin büyük baskısı ya da şansı falan da değil. Takımın üzerinde oluşan büyük baskı. Rakip ne kadar güçsüz olursa olsun, bugün sahaya çıkıp Ali Sami Yen'e veda etmek zordu. Arda Turan'ın dan tutun Servet Çetin'e kadar. En Galatasaraylı gözükmeyen, rahat modda olan futbolcuların bile ayağı titrer. Birşeyler yapmak isterler, Ali Sami Yen'e en güzel şekilde veda etmek isterler. Servet Çetin'in de rövaşatasını işte bunla açıklayabiliriz. Mesela bana kimse Gerets döneminde gelen şampiyonluğun taktik, teknik, hoca dehası gibi kavramlarla açıklayamaz, o başka birşeydi. Ya da 6'da 6 yaparak gelen son şampiyonluk. Yine aynı durum geçerli, bu ruh gerçekten çok farklı. Bu maçı kazandıran da Ali Sami Yen ruhu olmuştur, işte bu yüzden Galatasaray mabedine en güzel şekilde veda etmiştir. O mücadele, Servet Çetin'e rövaşatadan gol attıracak kudret bizim Galatasaraylı olma sebebimiz. Belki çok duygusal konuştum ama maçın asıl analizi bu ruhtan ibaret.

O da Culio'dur, Ali Sami Yen'de ilk ve son maçına çıkan adam. Bugün herkesten daha Galatasaraylı gibiydi, herkesten bir hatta iki kademe daha yukarı mücadele etti. İlk yarıda Ayhan, Barış ve Hakan Balta'dan oluşan orta saha oldukça kısırdı. Aydın'ın da sıfır çabası altında bütün yük Arda ve Pino'ya kalıyor ama Arda'nın henüz yeni toparlandığını belirtelim. Pino ise vatan millet sakarya anlayışında olan savunmalara karşı arkadaşlarından destek almadığı sürece çok etkili değil. Bu durumda da orta sahaya ofansif bir hamle gerekliydi, takımı bir anda kafaca toparlayacak, kendine getirecek bir hamle. Culio da bu işi fazlasıyla yaptı, Hannover karşısında olduğu gibi yine ofansif olarak takımı kendine getirerek beraberinde de hücumu yeniden yarattı diyebilirim.
Bir de buna Kazım hamlesi eklendiğinde, Galatasaray aradığı hücum akordunu sonunda buldu diyebiliriz. Kapanan savunmalara karşı uzun toplarla ilerlemek, kanatlara yayılmak en doğrusu. Kazım da güçlü fiziği ve rakip stoperleri yıpratma becerisi olan bir futbolcu. Culio'yu orta sahada beyin rolüne soyundurup, Pino'yu da Aydın yerine sağ tarafa aldığında doğal olarak kanatlarda da bir akıcılık oluşuyor ve kendini bulmaya çalışan Arda'yı da eklediğimizde kaliteli bir hücum verimi sağlanıyor. Zaten 60. dakikadan sonra kurulan tempoda bir şekilde bu maçın kazanılacağı belli oldu ama Cana'sız, Culio'suz orta sahanın da ne kadar kalitesiz olduğunu bir kere daha izlemiş olduk.

Son kale Türkiye Kupası'nda ise 7 puana ulaştık ve bu gruptan da lider olarak çıktık demek için hiç de erken değil. Sonuçta Avrupa'ya giden yol buradan geçiyor artık ve kupayı kazanmaktan başka çıkar yolu yok. Ali Sami Yen'i gün içerisinde anmaya devam edeceğimden bu yazıya fazla bir ekleme yapmak istemiyorum.
GALATASARAY: 3 - BEYPAZARI ŞEKERSPOR: 1
Stat: Ali Sami Yen
Hakemler: Deniz Çoban, Mehmet Metin, Emin Yıldırım
Galatasaray: Aykut, Serkan, Gökhan (Dk. 31 Culio), Servet, Insua, Ayhan, Hakan, Aydın (Dk. 46 Kazım), Barış (Dk. 71 Emre), Arda, Pino
Beypazarı Şekerspor: Önder, Erhan, Ali, Serkan Pala, Serkan Tanrıseven, Özgür (Dk. 64 İsmail), Caner (Dk 83 Burak), Salih, Hüseyin , Selahattin (Dk. 71 Sefa), Coşkun
Goller: Dk. 23 Caner (Beypazarı Şekerspor), Dk. 73 Servet, Dk. 82 Arda, Dk. 90 2 Kazım (Galatasaray)
Sarı Kartlar: Dk. 27 Özgür, Dk. 66 Hüseyin (Beypazarı Şekerspor)
bi tek artı vardı bence de culio iyimiş :)
YanıtlaSilGökhan-Aydin-Baris gibi düz adamlar cikti,yerlerine giren Culio-Kazim-Emre yaratici özellikleriyle oyuna yön verdiler.Üstüne Neill,Kewell,Cana,Baros ve Sabri yoktu bu takimda!yani malzeme var,dahada olacak..Biraz sabir sadece!
YanıtlaSil