8 Şubat 2011 Salı

O da Geldi Geçti / Ümit Karan

Sıradışı yaşayanlar, futboldan ziyade saha dışında yaptıklarıyla konuşanların büyük takımlarda ömrü pek de uzun olmaz. Mutlaka bir noktada yollar ayrılır ve bu süre de maksimum üç sezonu geçmez. Ümit Karan bu açıdan ezber bozan bir futbolcuydu. Galatasaray formasını giydiği sekiz yıl boyunca {bu sürede evlenmesine, çocuk sahibi olmasına rağmen} sürekli futbol dışı bir gündemi vardı ve asla yaşının olgunluğunu yaşamadı. Bu bir açıdan artı aslında, futbol heyecanını korumak çok önemli bir olgu ama Ümit Karan'ın futbol yeteneklerini düşündükçe de daha iyisi olabilirdi diyorum. Çünkü bu ülke futbolunun gördüğü en iyi bitirici santraforlardan birisi, sansasyon gollerin futbolcusu. Hepsinin ötesinde de Eskişehirspor formasıyla Galatasaray'a attığı müthiş gole sevinmeyen, neredeyse de ağlayacak kıvama gelecek kadar da önemli bir Galatasaraylı. Bu da onu zaten özel kılan durum.

Türkiye'ye Geliş ve Kendini Kanıtlama Dönemi

Ümit Karan da gurbetçi futbolculardan biri. Yıllardır buralarda olduğu için o gurbetçi yönü pek fazla ön plana çıktı diyemem ama futbol altyapısını da Almanya'da aldığını unutmayalım. Berlin Türkiyemspor'dan Gençlerbirliği'ne geçiş yapmıştı, yıl da 1996'yı gösteriyordu. Gençlerbirliği'nin o dönemler bu tip gurbetçi hamleleri ve potansiyel vaad eden yabancı transferleri vardı. Bu futbolcuların genelinde de isabet sağlarlar ve bu isimleri de önemli ücretlere büyük takımlara satarlardı. Ümit Karan da bu formayı giydiği 5 yılda 61 gol atmayı başardı, genç yaşında Milli Takım'a kadar da yükseldi.

Ama işin ilginç bir yönü var. Ümit Karan sadece 11 kez Milli olmayı başarmıştır ve Milli Takım'da oynadığı dönemlerin geneli de Gençlerbirliği'nde forma giydiği zamanlardı. Galatasaray'a transfer olmasını kendisinin zirve anı olarak kabul edebiliriz ama Galatasaray formasıyla Milli Takım istikrarını asla tutturamayan ve Hakan Şükür, İlhan Mansız gibi futbolcuların da arkasında kalan bir futbolcu oldu. Oysa Milli Takım'ı hakettiği çok fazla dönem vardı. İşin bir diğer ilginç yönü de kimse Ümit Karan'ın Milli Takım'a alınmamasını sorgulamazdı.

Lucescu'nun Prensleri

Bülent Akın için söylenen bir yakıştırmaydı. Bugünlerde Mustafa Sarp, Ayhan Akman nasıl eleştiriler alıyorsa, o dönemde de Bülent Akın bu eleştirileri alıyordu ama Lucescu ısrarla bu futbolcuya forma şansı veriyordu. Aynı şekilde Ümit Karan da bu prenslerden biri olmayı çok kısa bir zamanda başardı. Çünkü büyük gol sanatçısı Jardel'in boşluğunu iyi doldurdu, özellikle de Şampiyonlar Ligi'nde oynanan maçlardaki performansı oldukça iyiydi. Arif Erdem, Niculescu ve Serkan Aykut'la beraber iyi bir forvet rotasyonu vardı ve Lucescu da bu dengeyi en iyi şekilde korumayı başardı. Ümit Karan'ın da bu açıdan banko olduğunu söyleyemeyiz ama görev aldığı zamanlarda da çok iyi işler çıkardığını belirtelim.

Tabii transfer olma süreci de oldukça sancılıydı. Hüllenin yeniden gündeme geldiği, büyüklerin bazı futbolcuları bedavaya kapatma düşüncesinde olduğu günler. Ümit Karan açısından da ilk etapta bu sıkıntılar yaşandı ama bir şekilde bu sorun halloldu. 2001-2002 sezonuna da fırtına gibi bir başlangıcı olmuştu, bir ara oynadığı her maçta gol atması gibi bir durum oluştu ama tabii bu sayı giderek azaldı. Yine de 2001/2002 sezonunun Şampiyonlar Ligi'nde belki en çok ofsayta düşen ama önemli golcülerinden birisi olmayı başardı.

Fatih Terim Vs. Ümit Karan

Bu ikilinin birbirini çok sevdiğini söylemek çok zor. Fatih Terim'in Milli Takım'larda da Ümit Karan'a genelde şans vermediğini görürüz, taş çatlamadıkça kendisini kadroya çağırmazdı. Aynı şekilde Galatasaray'da da pek fazla forma şansı vermedi, görevde kaldığı 1.5 sezon boyunca Ümit Karan rotasyonun derinliklerine doğru yol aldı ve en kötü Galatasaray günlerini geçirdi. Bu süreçte de Christian, Lukunku, Fabio Pinto, Bratu gibi yabancı santraforlar da gördük ama yine takımda kalmayı başaran Ümit Karan oldu. Ama bu zamanlar Ümit Karan'ın gece hayatının zirve yaptığı zamanlar oldu, sürekli futbol dışında kendisini konuştuk. Volkan Arslan'la da birlikte gece hayatının gözde futbolcuları oldular, hatta bunlara Suat Usta'yı bile ekleriz. Nihayetinde Fatih Terim dönemi bitti ve Ümit Karan biten sözleşmesini uzattı. Eğer Terim dönemi devam etseydi Ümit Karan'ın bu kadar uzun bir Galatasaray dönemi olmazdı.

9'dan 99'a

Bir diğer savaşını da Hakan Şükür'le yaşadı. Bilirsiniz, 9 numara Hakan Şükür'ün kutsalıdır ve Hakan Şükür tekrar Galatasaray'a dönünce 9 numara krizinin doğacağını da herkes bekliyordu. Ama Ümit Karan geri adım atmadı, 9 numarayı vermedi ve o sezon Hakan Şükür 10 numarayı giymek zorunda kaldı.

2004/2005 sezonuna girerken ise Ümit Karan'ın geri adım atıp {kendisine yakışan şekilde} Hakan Şükür'e 9 numarayı verdi ve kendisi bu sefer 10 numaralı formayı giydi. Ama o sezon Ümit Karan için hiç de iyi geçmedi, çünkü Terim'in ardından Hagi'nin de Karan'a çok sıcak bakmadığını gördük. Oysa ligin ilk yarısında şans bulduğu maçlarda attığı goller oldu, hatta Hagi de bu yüzden sürekli eleştirildi ama bütün bunlar Ümit Karan'ın ligin devre arasında Ankaraspor'a kiralık gideceği gerçeğini değiştirmedi. Aslında yarım dönemlik Ankara macerası da Ümit Karan açısından başka bir değişimin işaretçisiydi, çünkü dönüşü muhteşem oldu ve bir sonraki sezon 99 numaraya geçmesi Ümit Karan adına zirvenin adıydı.

Şunu da belirtekim, Hakan Şükür ve Ümit Karan hiçbir zaman birbirlerini sevemediler.


En Parlak Sezonu

Hakan Şükür, Necati Ateş, Hasan Kabze ve Ümit Karan. Hatta bunlara Sasa İliç'i de ekleyelim. Harika bir forvet rotasyonu ve bu rotasyona büyük saygı duyarak iyi bir hücum sistemi yaratan Gerets. 2005/2006 sezonunun ilk zamanlarında joker kavramını kullanmaya başlamıştık. Çünkü Ümit Karan genelde kenardan gelerek çok önemli gollere imza attı ve bu da bazı soru işaretlerini beraberinde getirdi. Ümit Karan'ın kendi açıklamalarına da bakınca ''ben joker değilim'' sonucu ortaya çıkıyordu. O dönemler Hakan Şükür'ü kesip başka birini oynatmak, Real Madrid'den Raul'u kesmek misali zorlu bir süreçti ama Gerets bunu başardı.

Bir zamandan sonra Ümit Karan, Necati ve İliç üçlüsünü bir arada kullandı, bu da çok parlak bir dönemi bizlere getirdi. Rekor puanla gelen şampiyonlukta bu üçlünün gol performansının kilit önemi vardı ama Ümit Karan'ın sezonun son bölümüne doğru geçirdiği şanssız sakatlık, onun belki de kariyeri açısından daha da zirveye oturmasını engelleyecekti. Sezonun geri kalanında Necati Ateş en golcü isim olmayı başardı ama Ümit Karan'ın katkısını, Manisaspor'a attığı jenerik golü asla unutmuyoruz. İkinci Gerets döneminde ise sezona sakat girmesi falan derken çok da parlak bir dönem yaşayamadı ve bu da duraklama dönemine girdiğinin imzası oldu.

Fenerbahçe'ye Gidiyor Derken

Kalli, otoriter bir teknik adam ve disiplinden asla taviz vermez. Bir anda Hakan Şükür ve Lincoln gibi isimleri kadro dışı bırakır ve kimsenin ruhu bile duymaz. O sezonun da başlarında Ümit Karan'a Fenerbahçe'den çok büyük bir teklif geldi ve futbolcunun da kafası doğal olarak karıştı. Galatasaraylılık bir yana ama bazen de profesyonel duygular ağır basar, gelecek kaygıları oluşur. Kalli de bunu görünce Ümit Karan'ı birkaç gün idmanlara almadı, git kafanı toparla gel dedi ve bu süreçin sonunda da herkes futbolcunun ayrılmasını beklerken o Galatasaray'ı tercih etti. Zaten bu 2007-2008 sezonu da duraklama içerisindeki son parıldama sezonu oldu. Kazanılan şampiyonlukta önemli katkı sağladı, kritik anlarda attığı goller vardı ve Galatasaray'daki son iyi sezonunu da böylece yaşamış oldu.

Galatasaray'a Veda, Eskişehirspor'a Merhaba

Ümit Karan artık bayrakımsı kıvama gelen futbolculardan biri olmaya başlamıştı, dile kolay 8. sezonunu yaşıyordu ve yaş 32'ye dayanmıştı. Baros'un transferi, Nonda'nın varlığı falan da Ümit Karan önündeki büyük zorlukları oluşturdu ama yine de önemli ölçüde şans buldu. Ama koskoca sezonu sadece 1 golle tamamlayabildi, ligde golü bile yoktu. Bu da Ümit Karan gibi bir golcü için alışık olmayan bir durumdu. Doğal olarak sezon sonunda takımdan ayrılması kaçınılmaz oldu ve bedelsiz olarakta Eskişehirspor'a transfer oldu. Eskişehirspor'da ise daha çok tecrübesiyle katkılar veriyor. Ayaklar eskisi gibi hızlı değil, kıvrak hareketler yerini daha oturaklı işlere bırakmış ama öyle ya da böyle bu adam klas. Galatasaray'a attığı frikik golü ortada. 1.5 sezonda 29 maça çıkmış ve 9 gole imza atmış. Güzel bir rakam aslında. Bir süre de kadro dışı kaldığının altını çizelim.

Sonuç olarak Ümit Karan'ı çok severim, belki bazı hareketleriyle antipati kaynağı oluşturmuş olabilir ama bugün hangi Galatasaraylıya sorsak, Ümit Karan'a yönelik güzel hatıralar saklar. Kimine göre hakettiği değeri hiçbir zaman alamayan bir isim. Bunu da Milli Takım'a bakarak ve yeteneklerine oranla gelemediği noktaya bakarak söylüyoruz. Ama öyle ya da böyle Galatasaray için önemli değerlerden birisi olmayı başardı, ligde 100 gol barajını aşabilmiş futbolculardan biri oldu ve jenerik gollerin üstadıydı. En iyisi de bu golle veda etmek:

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir