
Hornets'in bir sahibi yok ve NBA'in yani Stern'in yönetimi altındalar. Tabii takımın ücretleri NBA takımları tarafından karşılanıyor. Durum da böyle olunca istedikleri gibi at koşturma gibi bir gaye edinebiliyorlar. Los Angeles Lakers'la anlaşılmıştı ilk etapta, takasın yararları ve zararları çok ayrı bir tartışma konusu ama asıl mevzu veto kısmındaydı. NBA tarafından takas veto edildi, Lakers yine de uğraşmaya devam etti ama Paul'u Lakers'a yar etmediler.
Lakers da bunun zararını fazlasıyla çekti, en basit örnek Odom'un gidişidir.
Los Angeles Clippers'ın da adı geçiyordu bu takasta, teklifleri falan takip ediyorduk ve bu takas sonunda resmiyet kazandı. Şu zamanın en çok konuşulan iki ismi, Chris Paul ve Dwight Howard. Paul'un takas edilmesi en çok artık bu mevzuyu konuşmamamız açısından iyi oldu. Bu takasın da yararları ve zararları var tabii. Eric Gordon - Chris Kaman ve El-Faruq Aminu'nun yanı sıra, 2012 draftında Minnesota'dan aldığı ilk tur seçim hakkını New Orleans'a gitti. Yani Hornets, istediğini fazlasıyla aldı ve geleceğe çok daha parlak bakıyor diyebilirim.
Clippers açısından bakınca da Chris Paul, yani NBA'in en iyi guard'ı ellerinde. Blake Griffin gibi de karayla pek işi olmayan, uçan bir yıldızları daha var. Ayrıca C.Butler'i de aldılar, Chaunsey Billups da onlarda hatta Mo Williams bile hala ellerinde. Billups iki numara oynayacaktır, Mo'nun yüzüne ise pek bakılmaz. Clippers açısından söyleyebileceğim tek artı, Paul ve Griffin'in bizlere izleteceği muhteşem resital olur, takım bazı başarı konusunda pek umudum yok.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder