11 Aralık 2011 Pazar

Selçuk İnan Adına Beklenen Gün Gelir

Geçen 13 hafta bir yana, Fenerbahçe maçı bir yana. Bir önceki Gençlerbirliği maçına göre yaşanan büyük değişkenlik. Hücum anlamımdaki kısır havadan kurtulup, oynanan akıcı bir futbol, bulunan pozisyonlar ve 3-1'lik galibiyet, tabii daha da farklı olabilirdi. Bu galibiyetten sonra da kazanılan çok büyük bir özgüven var, haliyle Trabzonspor karşısında da beklenti galibiyet üzerine.

Şampiyonlar Ligi macerası Trabzonspor'u oldukça yıprattı. Bu yüksek tempo içerisinde ligde yaşanan beklenmedik puan kayıpları oldu ama genel olarak baktığımızda konumları iyi. Eksik olan bir maçları var ve 21 puandalar. Gençlerbirliği ve Galatasaray karşısında alınacak 6 puan onlar adına çok önemli, ya tamam ya devam anlamına geliyor aslında Galatasaray karşılaşması. Bu yüzden de mutlaka kazanmak için sahaya çıkacaklar, ofansif bir kadroyla da oynayacaklarını tahmin ediyorum. Sistemleri aynı gerçi, Burak Yılmaz'ın rakip savunma üzerindeki etkisinden faydalanarak, Alanzinho ve oynarsa eğer Volkan Şen'ın hızlı, dikine koşularından faydalanacaklar. Colman orta sahadaki organizasyon açısından büyük kozları ve Halil Altıntop'un da son haftalarda yükselen formunun altını çizmek lazım.

Fatih Terim kazanan ve iyi oynayan kadroyu bozmaz. Fenerbahçe maçındaki 11'i bekliyorum ve tek fark, Engin Baytar'ın 18 içerisine dahil olup, hamle şansımızı yükseltmesi olacak. Savunma yine temel felsefe, Galatasaray'ın güçlü yanı. Semih Kaya ve Ujfalusi'nin Burak Yılmaz karşısında üstün çıkabileceğini düşünüyorum ama Alanzinho ve Volkan Şen gibi hareketli isimler de bir o kadar handikap aslında. Stoch'un yarattığı etkiyi görmüştük, bu tarz isimler Galatasaray'a karşı etkili olabilirler diye düşünüyorum. Şenol Güneş'in de tercihi bu yüzden Adrian'dan yana, yani daha organize futboldan yana olmaz, tempoyu ararlar ve yüksek tempoda Galatasaray'a karşı etkili olmak isterler.

Galatasaray'ın savunması hücümunu taşır, hücum savunmada başlar. Fenerbahçe karşısında olduğu gibi bir etki olmayabilir ama Baros'un her geçen gün fizik anlamda daha iyiye doğru yol alması, Elmander'in de elini güçlendiriyor ve o çok dert yandığımız hücum organizasyonu olayı da biraz olsun çözüme kavuşuyor. Kazım'ın geçen haftaki iyi futbolu, Emre Çolak'ın fark yaratması ve Melo'nun hücuma çıkışları müthiş bir baskıyı beraberinde getirmişti. Benim tercihim aslında, mücadele ve istikrar dozunu biraz daha yükseltmek adına, Kazım'ın yerine Engin Baytar'ı kullanmak yerinde olurdu ama Kazım bu maçta 11 başlar, Fenerbahçe maçındaki düzen asla bozulmaz. Semih Kaya ve Ujfalusi'nin Burak Yılmaz karşısındaki etkisi, Selçuk İnan ve Melo'nun da Trabzonspor orta sahası karşısında kurabileceği üstünlük bizim adımıza önemli olacak.

Trabzonspor orta sahası da oynamak üzerine kurulu olacak, Galatasaray orta sahası da. Fenerbahçe'nin Cristian ve Selçuk Şahin'i bir arada oynatıp, Galatasaray orta sahasını kitlemek gibi bir planı vardı ama Trabzonspor, Zokora ve Colman ile oynamak isteyecektir. Bu durum da Melo ve Selçuk İnan'ın hücum planlarının biraz aksaması, biraz daha savunmasal bir taraf getirir, aynı durum Trabzonspor için de geçerli tabii ve bu durum da aslında daha golsüz, kısır geçecek, mücadeleye dayalı bir futbolu oluşturur. Temponun da düşmesi Galatasaray'ın işine gelir aslında, daha kontrollü futbol bu maçta önemli.

4-4-2'ye devam eder, Muslera - Eboue - Semih Kaya - Ujfalusi - Hakan Balta - Melo - Selçuk İnan - Kazım - Emre Çolak - Baros ve Elmander 11'yle çıkarız. Eboue'nin yokluğu büyük sıkıntı doğururdu. Bu durum da Servet Çetin oynar ve savunmadaki istikrar bozulabilirdi, Eboue'nin etkisi bu maç çok mühim olacak.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir