11 Aralık 2011 Pazar

Trabzonspor 0-3 Galatasaray, İstikrara Yolculuk

İstatistikler mini etek gibidir derler, toteme de mutlaka birşey derler. Fatih Terim'in Trabzonspor deplasmanlarında henüz mağlubiyet yüzü görmemesi, bu iki duruma da giriyor aslında. Çok önemli oldu bu galibiyet, önce Fenerbahçe ardından da Trabzonspor galibiyetleri, üstelik iyi futbol ve farklı skorlarla. 4-4-2'nin yarattığı etki ve istikrar, hepsi bu futbolun anahtarı aslında.

Burak Yılmaz'ın hızlı yükselişi Trabzonspor adına bazı gerçeklerin görünmesini erteledi aslında. O yükseldikçe, hızlı şekilde gol oranını artırdıkça, Trabzonspor'un hücum aksiyonu tamamen Burak Yılmaz üzerine odaklandı ve Burak Yılmaz'ın yaşadığı düşüş sonrasında da Trabzonspor'daki çoğu sorun ortaya çıktı aslında. Galatasaray karşısında da Burak Yılmaz'ın savunma arkasına yapacağı koşularla etkin kılmak istediler ve hücumu tamamen bunun üzerine kurdular.

Benim beklentim Alanzinho'nun oynamasıydı aslında. Temponun yükseleceği dakikalarda Trabzonspor'un daha etkili olacağını düşünüyordum ama tempodan öte Galatasaray'ı orta sahada durdurup, organize olmasını engellemek istediler ve Adrian ile Colman'ın atacağı ara toplarla da Burak Yılmaz'ı kullanmak istediler. Halil ve Henrique ise hücumun diğer yönüydü ama ikisi de çok etkisiz kaldı. Yine de şunu söylemeli, ilk yarıda Trabzonspor'un orta sahada Galatasaray'a karşı üstünlük kurduğu, tempoyu yakaladığı anlarda da etkili olduğu ortada. Hızlı oynamaları bizi şaşırttı, bu hızlı futbol karşısında çok fazla geriye çekildik. 1-0'ın yarattığı etki de olabilir tabii ama hızlı akınlarda etkili olabileceğimizi ilk yarıda da gördük, buna rağmen hücum yerine savunmada kalmak öncelikli tercih oldu.

Skorun ilk yarıda 2-0 olması da bizim büyük avantajımız oldu, ikinci yarıda bütün dengeler yer değiştirdi. Selçuk İnan o üzerindeki etkiyi golle beraber üzerinden atınca bu sefer Galatasaray'ın orta sahada kurduğu üstünlük ön plana çıktı ve devamında pozisyonlarda geldi, kendi doğrusunu bulunca da takım Trabzonspor'u tamamen kitlemiş oldu. Şenol Güneş'in yanlışı burada, oyunu hareketlendirmesi, Alanzinho'yla ikinci yarıya başlaması gerekiyordu ama çok geç kaldı. Fatih Terim ise 2-0'lık avantajı güzel kullanıp, aynı istikrarda takımı devam ettirdi, Trabzonspor'un da 10 kişi kalmasıyla beraber {Zokora'nın kırmızısı bence çok ağır, kart bile düşündürücü} maç bitti aslında. Galatasaray top çevirdi, Trabzonspor ise bunu izledi.

Elmander bir garip adam, bunu da eklemeden geçemem. Gol atıyor, pozisyona giriyor, pozisyon yaratıyor, mücadele ediyor, savunmaya gelip top kapıyor, hücumda topu tutuyor vs. vs. 'ler büyür gider. Bugün de maçın adamı oldu, yükselerek ilerlemeye devam ediyor. Galatasaray'ın en önemli kozu bile diyebilirim onun için.

4-4-2 istikrarı da önemli tabii, hep söyledim, mevcut kadroyla en uygun sistem bu ve bu sistem üzerinde devam ettikçe futbol olarakta yükseliyoruz. Baros'un fizik olarak yukarı çıktığı ama asıl beklenti anlamında hala aynı kaldığını görmemize rağmen, bu bile Elmander'e müthiş avantajlar sağlıyor ve hücum anlamında daha da organize olabiliyoruz. İkinci yarıda yine gördük bunu, Elmander'in hücumda tuttuğu toplar ve pas organizasyonları Galatasaray'ı pozisyona soktu. Melo ve Selçuk İnan'ın da hücumda varolması derken oyunun tüm hakimiyeti elimize geçti ve çok önemli bir 3 puan aldık. Deplasmanlarda son 6 maçta gol yememek önemli, aynı şekilde galibiyet serisi ve bozulan ezberler, eski kötü alışkanlıkların yok olması.

2 yorum:

  1. Nazar değmesin. Yıllardır özlemini çektiğimiz Galatasaray bu.

    YanıtlaSil
  2. Bence en onemli konu,artik gol yerken cok zorlandigimiz.Uyum mu desek,takim seklinde oynamak mi desek bilmiyorum ama ekran basinda maci rahat seyrediyoruz artik.Tum takima tesekkurler!

    YanıtlaSil

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir