9 Ocak 2012 Pazartesi

İstatistiğin Mini Etek Gibi Olduğu Elmander İçin Söylenmiş

Dikkatimi çeken istatistikler var. Elmander mesela, bizim santrafor kavramımızın ne kadar büyük bir değişikliğe uğramasının göstergesi. 19 maçta attığı 6 gol var sadece, normal şartlarda eleştiririz bu tip futbolcuları, zamanında da bu performanslar sonrasında ligin sonunu beklemeden yolcu ettiğimiz santraforlar olmuştur. Ama Elmander farklı işte, çok farklı işlerin futbolcusu. Şöyle demek lazım aslında, bir santrafordan öte, şu anki takımın en önemli temel taşlarından biri. Onun asıl işi gol atmaktan öte hücumu daha verimli kılmak, gol atmasını beklediğimiz isim Baros. Elmander'in 16 maçta ilk 11'de başladığını görüyoruz, Baros ise 11 maçta ilk 11'de başlamış. Elmander'in aldığı süreler çok daha fazlası ama Baros'la aynı gol sayısına sahipler, toparlanan Baros'un da bu rakamını daha da yukarı çekeceğini düşünüyorum. O beklenen forvet uyumu geliyor yani, geldi de hatta, tek mesele Baros'un fizik olarak yukarı çıkmasıydı ve o da oldu.

Selçuk İnan'da 7 golle takımın en çok gol atan futbolcusu durumunda. 19 maçın tamamında 90 dakika sahada kalmayı başardı, tam bir istikrar örneği. Onun da gelişiminin göstergesi aslında, önceki sezonlara baktığımızda 3 gol 4 asist, 5 gol 5 asist gibi rakamlardı görürdük ama kalitesini daima konuşurduk. Elmander misali düşünün, rakamlara takılmadan onun nasıl farklı bir isim olduğu ortadaydı. Bu sezon ise rakamları da ekledi futboluna, 7 gol 8 asist gibi bir rakamı henüz 19 maçta yakalamış durumda ve inanılmaz bir rakam. Futbolunun üzerine kesinlikle çok daha fazlasını koydu, koymaya da devam edecek gibi.

Hakan Balta'da da gelişimden öte eskiye dönüş var, bu çok açık. Eski Hakan Balta'yı hatırlamak lazım, 10 üzerinden puanı ne 8 olurdu ne 6. Sürekli 7 puanla işi götürürdü, istikrarı vardı. Onu değerli kılan özelliği de savunmadaki artısıydı tabii. Gümbür gümbür bir bek asla olamadı, daima kontrollü futboldan yana kaldı ve o günlerini de yakalıyor aslında. Ligin ilk maçı hariç, 18 maçta 90 dakika forma giyerek o da istikrarını gösterdi aslında. İlginç olan ise şu, Ergün Penbe tadında bir hareket bu aslında, oynadığı 18 maçta da henüz kart görmedi. Ne etliye ne sütlüye karışıyor diyebilirsiniz ama futbol anlamında o 7'leri yine görüyor ve oldukça da yararlı olduğunu düşünüyorum. Geçen iki sezonu unutturmaya başladı diyebiliriz.

Sercan Yıldırım'ın da istatistiği garip. Oynadığı 12 maç var ve 2'sinde ilk 11 başlamış. 10 maçta ise oyuna sonradan girdi, bu konuda da açık ara lider. İlk 18'deki yeri garanti olduğu gibi, oyuna girmesi de garanti olan bir futbolcu aslında. Takım gol aradığında da oyuna giriyor, işlemin erken tamamlanmış olmasında da Baros veya Elmander'i alkışlatmak adına da. Son Samsunspor maçında da sonunda o yeteneklerinden ufak bir kesiti ilk defa gösterdi, umarım devamı gelir. Şu aşamada tek forvet alternatifimiz gibi duruyor, ona ihtiyacımız fazlasıyla olacak, hele de 4-4-2'ye devam ettiğimiz sürede.

Muslera'nın da istatistiği ilginç, 3 sarısı ve 1 de kırmızı kartı var. Daha ligin yarısındayız ve bir kaleci için ilginç bir kart istatistiği ama bu istatistik onun kalitesinden zerre birşey götürmüyor.

Son olarak Ceyhun Gülselam. Riera'dan bahsediyoruz hayal kırıklığı diye ama asıl hayal kırıklığı Ceyhun Gülselam üzerinde diyebilirim. 6 maçta forma giydi ama genelde 80. dakikalardan sonra iş bitmişken. 18'e bile zor alındığı dönemler oldu, oysa ben daha fazla oynamasını beklerdim. O rotasyonun içerisine dahil olamadı ama, Engin Baytar'ı orta sahaya çekme tercihi geldi, Ayhan Akman kullanıldı bir dönem, Yekta sakat değilken forma şansı buluyordu ama Ceyhun Gülselam hala piyasada yok. Fatih Terim'in tuttuğu bir futbolcudur normalde ama durum böyleyse mutlaka vardır birşeyler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir