30 Eylül 2012 Pazar

Bazen Futbol Romantikliği, Başarısızlığı Görmenin Önünde En Büyük Engel


Şota'yı sevmeyenimiz yoktur bu ülkede. Futbolculuk dönemini de hatırlarım, futbolculuğunu hatırlamayanlar ise teknik direktörlük dönemini yaşıyor şimdilerde. İnanılmaz sempatik, bizden biri o da.

Ama çoğu olaya romantik bakıyoruz, bu romantikliğimiz başarısızlığı görmemizin önünde en büyük engel. Şota için de bu geçerli. Sevilen, sayılan bir isim, hatta inanılan öyle diyeyim ama geçen yıllara baktığımda da Şota'nın Kayserispor'a iyi anlamda birşey katmadığını görüyorum, ne başarı var elde?

Kayserispor'un bir felsefesi var, doğrudur yanlıştır bu tartışılır ama ortaya bir felsefe koyuyor adamlar. Transferlere bakıyoruz, gelen isimlerin yüzde 80'i genç. Özellikle de yurt dışı kaynaklı. İyi kötü isimler geliyor, bazıları tutuyor ve çok büyük rakamlara bu futbolcuları satıyorlar. Bu sezon da Hasan Ali Kaldırım ve Amrabat'dan müthiş para kazandılar ama giden futbolcunun yerini yine genç bir futbolcuyla dolduruyorlar ve bu çark böyle dönüyor.

Benim düşüncem artık başarı yolunda risk alınması gerektiği, yatırım yapılması ama onlar bu felsefeyle yola devam ediyorlar, saygı duymak gerekiyor.

Teknik direktör tercihleri de son yıllarda bu yönde. Ertuğrul Sağlam'ı hatırlarsınız, geldiğinde teknik direktörlük anlamında yaşadığı bir Samsunspor dönemi vardı sadece ve genç bir teknik adamdı, yeni bir yüzdü. Başarılı da oldu Kayserispor'da. Sonrasında Tolunay Kafkas, yine aynı şekilde yeni bir yüzdü teknik direktörlük konusunda ve o da başarılı oldu. Son olarak Şota, o da yeni bir yüz ve Kayserispor'un teknik diretkör tercihlerinde de bir standart var.

Israr etmek, arkasında durmak güzel ama olaya romantik baktığında başarıyı göremiyorsun maalesef. Ben bu saatten sonra Şota'nın bir artısı olabileceğini düşünmüyorum Kayserispor'a. Şota sempatik hoca, iyi oyun peşinde, Van Gaal'in öğrencisi falan eyvallah, seviyoruz tamam ama bu adam sana ne verdi? Bu tartışılmalı.

Rijkaard'da yaşadı Galatasaray bunu, hala Rijkaard'ın başarısız olduğunu kabul edemiyor çoğumuz ama çok başarısız bir dönem geçirdik. Nedenleri ayrı konu ama tablo bu. Hiddink'te de aynı durum söz konusu oldu. Şimdi de Şota'da bu durum geçerli ve bu tip hocaların uyguladığı felsefelerin de Türkiye'de çok iş yapacağı kanaatinde değilim...

2 yorum:

  1. medya ve istanbul takımları kayseri üzerinde baskı kurmasa bu takım çok rahat kafaya oynar. naçizane görüşüm sorun shota'da falan değil.. shota dahil kayserispor'un çok iyi bir teknik ekibi var. sorun taaa m.topuz, g.unal'dan ambarat'a kadar olan süreçte onlarca spekülasyon baskı ve döndürülen dolaplar.. kayseri yönetiminin defalarca satmıyoruz demesine rağmen sonunda bu oyuncuları elden çıkarmak zorunda kalması. kadro istikrarı oluşmadı.. e genç oyuncularla da bi yere kadar.. en basiti bu sezon 3-5 genç oyuncu oynatmak zorunda kaldı diye beşiktaş'tan bu başarı beklemeyenler var. shota'da ısrarcı olunması lazım ama kadronun kesinlikle korunması lazım. yazının sadece son kısmına katılıyorum türkiye'de iş yapmaz haklısın yurt dışında kalbur üstü bi takımda iş yapar.

    YanıtlaSil
  2. Kayserispor enteresan bi kulüp, kulüp içinde görev alan kişiler gerçekten çok profesyonel ve futbolun ticaretini yapmayı çok iyi biliyorlar futbolcu alım-satım konusunda.. Kulübün ekonomik imkânları gayet güzel, öylesine stada sahipler fakat uygun bilet fiyatlarına rağmen tribünler dolmuyor.. her sezon başında yapılan açıklama şu; geleceğin takımını kuruyoruz.. ama 3-4 yıldan beri o gelecek bir türlü gelmiyo Kayseri için..

    Ligi her sezon ilk 6 içinde bitirme potansiyelleri vardı yıllardan bu yana fakat kulüp artık amaçsızca sezonu baştan savma bitiren bi kulüp oldu son yıllarda, ne zirveyi zorlayabiliyorlar ne ligden düşüyorlar. Sanki bir spor kulübü kimliğinden ticarethane kimliğine büründü kulüp..

    YanıtlaSil

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir