21 Mart 2013 Perşembe

Hücumdaki Kalite


Milli Takım arası bizim adımıza kötü oldu. Sistemi oturtmuş ve tam form tutmuşken bu aranın gelmesi bizim adımıza çok iyi değil aslında. Yine de Şampiyonlar Ligi'nde çeyrek finale kalıp, çok zor geçmesi beklenen Kayserispor deplasmanını da rahat geçince bu araya oldukça moralli giriyoruz.

Bir süredir Samsun'da olduğumdan maç yazısı bugüne kaldı ama maçtan öte daha çok genel değerlendirmeler yapalım.

Galatasaray'ın yeni sistemini ararken, Drogba, Sneijder ve Burak Yılmaz'ı aynı anda saha tutup, onlardan maksimum faydayı almayı hedefledi. Bu süreçte Sneijder'i sol kanatta da izledik, Burak Yılmaz'ı da sağ tarafta ama bu sezon kanatlardan beklediği faydayı alamayan Galatasaray, 4-1-2-1-2'e dönerek elindeki yıldızlardan maksimum faydayı almaya başladı.

Üstelik bu formasyonla birlikte yaratılan bir domino etkisi de var. Eboue kendisini buldu mesela, Riera da son iki maçta çok daha faydalıydı bana göre. İki kanadı da boydan çok iyi kullanıyorlar. Tabii bunda Hamit Altıntop'un sağ iç, Selçuk İnan'ın da sol iç orta saha gibi oynayıp, bölgelerine getirdikleri yardımın çok büyük etkisi var. Yani bu yeni formasyonla birlikte kanat etkisini de yaratmış durumdayız.

Sneijder'i de kullanmamız gereken pozisyonda kullanıyoruz böylece. Mourinho'nun Inter'inde de forvetin arkasında oynuyordu ve gole daha yakındı. Kayserispor maçında attığı golün benzeri golleri daha çok izleriz gibime geliyor.

Drogba'nın da faydası en çok Burak Yılmaz'a, bu kesin. Drogba ve Burak Yılmaz'ı kağıt üzerinde forvet ikilisi olarak yazıyoruz ama Drogba daha çok orta saha gibi oynuyor aslında. Serbest futbolcu rolünde o da ve hücumu kuran isimlerden biri de o. Selçuk İnan, Sneijder ve Hamit Altıntop gibi ayaklar da var derken, ofansif anlamında çok organize bir takım karşımıza çıkıyor.

Bu sayede Burak Yılmaz da en iyi yaptığı iş olan defansın arkasına koşulara odaklanıyor daha çok. Drogba da golden öte, golü yaratan isim olma rolünde derken Burak Yılmaz çok daha verimli diyebiliriz.

Kayserispor maçında bu sezonun hücum anlamında en organize maçını da izledik. Gollerin oluşumuna bakın, bu sezon pek de görmediğimiz cinsten goller attık. Sistemi bulup, hücumda da kaliteyi yakalayınca Galatasaray'ın farkı ortaya çıkıyor. Biraz zamanla çok daha iyisi de olacaktır. Drogba yürüye yürüye tüm Kayserispor savunmasını felç etti, kalitenin tanımı da bu oluyor.

Zor bir deplasmandan çok rahat üç puanı aldık. Önümüz İstanbul BB ve Mersin İdman Yurdu maçları. Olası 6 puan gözüyle bakmak durumunda olduğumuz maçlar. Bu araya da Real Madrid maçlarının eklenecek olması fikstür anlamında ne kadar şanslı olduğumuzu gösteriyor aslında...

6 yorum:

  1. bu real'e çakmazsak... ben de hiçbir şey ilmiyorum

    YanıtlaSil
  2. aslında takımın formunu tutmuşken gelen ara bence de kötü oldu ama en azından sahanın biraz olsun topalanabilmesi açısından da iyi oldu.
    onlarca kere yazıldı söylendi en sonunda takımın ideal sistemi bulundu.
    4-4-2 diamond veya 4-1-2-1-2 veya 4-3-1-2 veya 4-1-3-2 hepsini buralarda başka yerlerde yazdık çizdik.

    Kayseri maçında ilk yarıda oynanan futbol bence sezonun en iyi oyunu artı oldukça da ürkütücü. bence resital gibi bir oyundu. Eboue ve Riera'nın yanına Melo'yu da yazmamız lazım. O da yeni sistemle kendini bulanlardan.

    artık içerde dışarda heryerde bu oyunu oynayıp ezberlememiz şart. Ben hocanın Barnebeu'da da aynı taktik, ve kadro ile çıkacağına eminim. Çıkıp kora kor oynayacağız. Real de atacak ama biz de atacağız.

    YanıtlaSil
  3. dışarda çakacağız, içerde yenilmeyeceğiz

    YanıtlaSil
  4. Galatasaraya nasıl oynanması gerektiğini bence gençlerbirliği gösterdi. Kayseri gibi oynamaya çalışan ama geride boşluk veren kayseri gibi takımlar galatasaray için ideal takımlardır. her iki maçtada galatasarayın kayseriyi üçlemesi bunu göstermekte. kayserispor çok beğendiğim bir takım. prosineckinin geldikten sonraki izlediğim maçlarda kayserinin oyun stiline hayran olduydum hatta birçok blogda belirtmiştim daha kayserisporun oyunundan bahsedilmeden önce. ama kayserinin oyun tarzı galatasaray için ideal rakip yapar. Kolay kazanılan bu galibiyet kandırıyor bizleri yine.

    Yalnız ben fatih terimden ve galatasaraydan ümidin kesilmemesi gerektiğini umutsuz olduğum 2. schalke maçında gösterdi. Maçın başında galatasaray ortaya öyle bir oyun ve karakter koyduki ,ben tamam dedim umutsuz olduğum takımımız bunları yenecek ve leyecek. hatta ilk golü yememize rağmen yine hiç umudumu kesmemiştim.

    Schalke maçındaki ilkyarıdaki oyun galatasarayın herşeyi başarabileceğini gösteriyor.
    Ancak 2.maçtaki 2.yarıdaki oyunda galatasarayın çok rahat beşlik olabileceğinide gösteriyor. Galatasaray 8li blogla bir şekilde defans yapıp birde hızlıca kontraya çıkabilse galatasaraya çok güveneceğim ama bunu beceremiyor takım şimdilik.

    YanıtlaSil
  5. Güzel bir yazı olmuş, teşekkürler. Formasyonun domino etkisi ile ilgili tespit çok yerinde.
    Fakat 5'li orta sahanın da unutulmaması gereğine de katılıyorum. Gençler maçındaki oyun da oldukça tatmin ediciydi, tek sorun gol gelmemişti.

    Ben de bu konuyla ilgili birkaç cümle yazmıştım. Belki ilgilenen olur:
    http://ucuncuyari.blogspot.com/2013/03/galatasarayin-son-maclardaki-kadro.html

    YanıtlaSil
  6. bu taktikle melo da kendini buldu.

    YanıtlaSil

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir