31 Ekim 2014 Cuma

Prandelli İçin Yerli Yardımcıyı Uzaklarda Aramasınlar

En son Skibbe döneminde böyle bir uygulama vardı. Bir anda Skibbe'nin tüm yardımcıları görevden alınmış, başka isimler atanmıştı ama bu duruma Skibbe'nin sesi çıkmamıştı. Çünkü, herhangi bir kariyeri olmayan, genç, belki potansiyelli ama Galatasaray'dan ötesine de çıkamayacak bir teknik adamdı. Yıllar içerisinde bunu gördük.

Prandelli ise iyi kötü fena olmayan bir kariyere sahip, en azından Dünya'nın saygı duyduğu bir teknik direktör. Herkesi İtalya'nın başına getirmezler ama o geldi, çok büyük yıldızları idare etti. De Rossi, Balotelli gibi isimleri bir dönem kenara itti, otorite gösterdi. Galatasaray'da düştüğü konum ise belki ağır kaçacak ama tam anlamıyla "kuklalık".

Net şekilde yönetimin (Abdürrahim Albayrak'ın) eli değmiş bu kadroya. Sabri Sarıoğlu'nun affedilmesi ilk halkaydı zaten, bu maçta 11 başlaması da. 3 ay üst düzey mücadele içerisinde yer almamış, takımla doğru dürüst idmana çıkmamış bir futbolcuyu kimse 11'e koymaz ama Prandelli koydu. Sneijder'i kesti, en son kesilecek futbolcuyu. Bu mesajı da o vermedi bence, başkalarının mesajı bu. 11 içerisinde önemli değişimler oldu ve bunlar Prandelli'nin insiyatifi değildi.

Prandelli'nin düştüğü bu konum üzücü. Bazı insanlar karakter için, prensip uğruna can verir. Mancini bu yüzden gitmedi mi, tazminat bile talep etmedi. Prandelli ise "kukla" durumuna düşmeyi göze almış, yönetim onu hangi denize sürüklerse o denizde yüzer. Kendisi adına acı verici bir tablo.

Feldkamp'ı aradığımızı söylüyoruz son haftalarda. Galatasaray'ın başına geçti, ilk icraatlarından biri önemli isimleri takımdan göndermekti. Ya da bir Beşiktaş derbisi öncesi Lincoln ve Hakan Şükür'ü 18'e almadı, kamp kurallarına uymadıkları için. Ruhunu sahaya yansıtmayan herkesin canına okudu. Galatasaray'da ise bazı isimlerin 11'de yeri garanti olduğu için, kendini saha içerisinde yırtan Sneijder yedek kalıyor, Selçuk İnan gibi isimler sürekli oynuyor. Rotasyon var, 11 önemli ölçüde değişiyor ama onun yeri değişmiyor.

Maça gelecek olursak, 90'da golü atıp kazanmak güzel. Takımın mücadele anlamında maçın ikinci yarıda yükseldiğini görmekte güzel. Herkes biraz daha birbirine yakın oynayınca, korkmadan dikine oynamak isteyince, şut atmanın öcü olmadığını farkedince birşeyler düzeliyor. Selçuk İnan'ın attığı iki şut mesela, şut atmayı unutan bu adam şutunun iyi olduğunu hatırlamıştır umarım. Sadece Sneijder'e kalmasın bu işler, ayağı güçlü herkes vursun. Futbol şut oyunudur, gol şutlarla gelir. Sneijder vursun, Selçuk İnan vursun, Hamit Altıntop vursun, transfer olduğunda bombacıyım diye hava atan Dzemaili bile vursun.

Benim gözüme çarpan detay, Telles'in maçın ilk yarısındaki penaltı tartışması olan pozisyonunda Burak Yılmaz'ın gösterdiği reaksiyon. Bunu maç içerisinde de devam ettirdi, kötü gidişata uzun zaman sonra isyan ettiğini gördük. Çabaladı, didindi, arkadaşları uğruna savaştı. Bu değerli, devam ettirmesi gerekir. Unutmayın, Selçuk İnan'ın yediği hakaretlerin çok daha fazlasını (geçtiğimiz sezonlarda da) Burak Yılmaz yedi ama bir kere Selçuk İnan gibi reaksiyon göstermedi, formasını çıkarmadı, aksine armasını öptü. İkisini aynı kefeye koyamam bu yüzden.

Burak Yılmaz'dan verim almanın yolu onu çift forvet oynatmaktan geçiyor. Forvetlerden biri top tutmalı, mücadele etmeli, arkayı toparlamalı. Burak Yılmaz'ı verimli kılmanın tek yolu bu. İkinci yarıda Umut Bulut oyuna girdikten sonra Galatasaray yükseldi, mücadele kazandı. Umut Bulut mu oynar, Pandev mi olur yoksa Bruma'yı forvete yazıp daha farklı birşey mi denenir bilmem ama Galatasaray'ın önceliği çift forvet oynamaktır.

Kasımpaşa önemli bir hücum takımı. Hücum oynarken kazanabilen ama işin savunma kısmında büyük zaaf gösterebilen bir ekip. Mersin İdman Yurdu maçında da bunu yaşadılar mesela, Galatasaray karşısında da yaşadılar. 1-0 öne geçtikten sonra oyunu tutamadılar, tutamazlar da zaten. Beklemek onların karakterinde yok, hücum oynayarak bu maçı kazanabilirlerdi, denediler, ikinci yarının hemen başında, 1-1'den sonra da pozisyonları var ama Anderlecht maçında olduğu gibi Chedjou'nun yine sahneye çıkacağını tahmin edemezlerdi.

Chejdou'nun altını tekrar tekrar çizmek gerekir. Bir stoperin x faktör olabileceğini çok görmeyiz. Stoper duran toplarda hücuma çıkar, gol arar ama pozisyon yaratanını çok görmeyiz. Anderlecht maçını da getiren o olmuştu, Kasımpaşa maçını da. Yine aldığı sorumlulukla önce korneri kazandırdı, devamında vurduğu kafa Umut Bulut'a asist oldu. Sneijder'den bekleriz, çıkar golünü atar ama Chedjou'nun da böyle bir farklılık yaratması Galatasaray adına çok büyük bir ekstra aslında.

Yenilgiye isyan etmesi gerekir bu takımın, tek çıkar yol bu. Anlaşılan Prandelli ile devam edilecek ve başarılı olmanın tek yolu da teknik direktörden değil, futbolculardan geçiyor. Saha içerisinde isyan etmeli, agresif olmalı, mücadele göstermeliler. Kasımpaşa maçının ilk yarısında olduğu gibi geriye değil de ileriye oynayan bir Galatasaray daima fark yaratır, bu unutulmamalı.

Ayrıca, Prandelli için yerli yardımcıyı da uzaklarda aramasınlar. Hamit Altıntop orada duruyor...

4 yorum:

  1. http://www.youtube.com/watch?v=QZuX5bM2thA

    Geçen yazıda koca Galatasaray bunlara mı kaldı demiştin, koca Galatasaray'ın yönetimi Hagi'ye bunları diyen adama mı kaldı? Yönetimde işi olamaz, olmamalı. Ben -sıradan insan- bile bugün internete bir şeyler yazıyorken kırk kere düşünüyorsam koskoca yöneticinin yüz kırk kere düşünmesi lazım medyaya konuşurken. Beni, Galatasaraylıları bu adam temsil edemez.

    Galatasaray için,

    Hagi > Yaşayan herkes. Abdürrahim diliyle: "Olmaz böyle bir şey ya."

    Tugay'a forma fırlatan bir daha Galatasaray'da oynayamaz, oynamamalı. Yarın Engin de ona söylediklerinden sonra affedilir. Tugay -en azından benim için- Hagi kadar dokunulmazdır. Ki ben Selçuk'u severim hâlâ, ama bu böyle.

    Sabri konusu ise ayrı omurgasızlık, dünyanın en iyi beki olsa bir duruş gerek. Sabri konusunda alınmış bir karar varsa buna uyulmalı. Yüzsüzce 6 ay sonra 11 başlatılmamalı. Sonra kimseye neden bu kadar para alıyor, nereden bu yüzü buluyor diye soramayız. Sabri ile kazanılan şampiyonluktansa Tarık ile kaybedilen bir şampiyonluk yeğdir.

    Son olarak Sneijder'i yedek bırakmak, Bruma'yı kadroya almamak, 5+3'ü bir kere bile kullanmamak gerçekten hastalıklı bir kafanın ürünüdür. Ben ki hastalıklı kafayı severim ama bu olumlu anlamda bir hastalıklı kafayı değil.

    Her şey kazanmak değil. Galatasaraylılık bunu gerektirir.

    YanıtlaSil
  2. yektadan sol açık yaratmakta neyin nesi?rezillik.

    selçuk ve burakın takım oyunana verdiği zararları en aza indirecek sistem sanırım 4-3-1-2

    umut kazanıldı.ilk 11 için olmazsa olmaz pozisyonunda bence.

    3 lünün ikisi belli.melo selçuk.3. isim engin baytar olabilir.fit engin olanından.

    sabri kilo almış.eski dinamizmi yoktu.

    muslera

    sabri-chedju-semih-telles

    engin-melo-selçuk

    sneijder

    umut burak

    YanıtlaSil
  3. Kasımpaşa galibiyeti sonrası sadece ikinci yarıda oynanan iyi futbola umut bağlayarak iyimser olmak çok zor. G.Saray da çözülmesi gereken çok ciddi sorunlar var. G.Saray gibi bir takım hemde kendi sahasında ilk yarı boyunca tek bir gol pozisyona giremiyorsa bu bence en büyük sorundur.Tek bir gol pozisyonu yaratamadığın maçta karşındaki takımda açık oynayan, koyu defans yapmayan, kapanmayan Kasımpaşa. G.Saray neden pozisyon üretemiyor. 1- Dikine oynamıyor, aşırı yana ve geriye pas yapılıyor.2- Boş alan yaratılmıyor, futbolcular sorumluluk almaktan korkarak durağan oynuyorlar, tempo yok. 3- Karşı kaleye hızlı ve çabuk gidecek oyuncu var ama yok ( Bunu en iyi yapacak iki kanat oyuncusu Amrabat kiralık, Bruma takımda yok ) 4- Burak anşaılan bu takımın vazgeçilmezi bu durumda onun yanında oynayacak oyuncunun top tutan, adam eksilten, şutör , pas dağıtabilen , teknik golcü bir oyuncu olması gerekir. Bu tüm iyi niyetine rağmen Umut değil Pandev olmalı.Pandev asla kolay vazgeçilecek boş bir oyuncu değil. Kendisi üst üste iki maç oynamadı.Çift santfor oynanacaksa Pandev mutlaka değerlendirilmeli.
    Sabri konusu ; Kasımpaşa maçı gösterdiki beş aydır kadro dışı olan ve makara yapılan Sabri bu haliyle bile Veysel ve Tarık dan kötü değil. Hatta daha verimli.
    Bruma gibi çok önemli sakatlıktan çıkmış genç bir yeteneği yürümenin zor olduğu balçık zeminde sahaya sürüp bir daha yüzüne bakmamakla hata yapılıyor. Bruma sürekli şans bulduıkça verimi artacak ve G.Saray ı karşı kaleye götürecek en hızlı forvettir.
    Chedjou anlaşıldıki bu defansın bel kemiği , partneri Semih in her maçta klasıikleşen hataları Kasımpaşa maçında da devam etti.

    YanıtlaSil
  4. pandevin yürüyecek hali yok pandev oynasın diyorsun adsız.bide tempodan bahsediyorsun.takım fizik olarak bitik zaten.üzerine pandev gelince 6 lık oluyorsun.

    YanıtlaSil

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir