5 Aralık 2015 Cumartesi

Servis Edilen İşler Üzerine Habercilik Artık Yeni Medyada Olmamalı; Taner Karaman

İstatistik önemli, futbol da bir duygulardan matematiğe doğru evriliyor. Bazı yaşananları matematik veya istatistiklerle açıklamak mümkün değil ama günümüz futbolunda bu veriler önemli bir yer tutuyor. Sevgili Taner Karaman da ülkemizde çok fazla örneği olmayan bir iş yaparak, futbolun matematiğini bizlere gösteriyor. Kendisi bizleri kırmadı ve söyleşi teklifimizi kabul etti. Bizler de hem bu işe nasıl başladığını, futbol & matematik ilişkisini ve biraz da Galatasaray'ı konuştuk.



Herkesin merak ettiği soruyla başlayayım, en çok da ben merak ediyorum. Bu istatistik işine nasıl girdin, merakın nereden geliyordu ve bu işe ilk adım attığında geldiğin şu noktayı hayal ediyor muydun?

Taner Karaman: Uzun uzun konuşmayı sevmem ama konu güzel ise yazarım şimdi start verelim (: Benim için her şey Polonya’dan Litvanya’ya cebimde 5 Euro ile kara trende gitmeye çalışırken başladı. 2007 yılında üniversitede okuyor, bir taraftan Boluspor maçlarına gidip nereye gittiğini bilmediğim canlı gol, kart vb bilgileri telefonla aktarıp buradan ayda 100 TL kazanıyordum. Öğrenciyken iyi geliyordu bu para ama sonrasında bu işin tüm Türkiye’de yapıldığını fark ettim. Araştırdım. Altından Yunan bir firma çıktı. Şirket Asya’lı bahis firmalarından maç listesi alıyordu ve bunları şehirlerde yer alan Reporterlara yani bizlere paylaştırıyordu. Ben onların 100 çalışanlarından biriydim.

Sonrasında kabıma sığmamaya başladım. Yunanlara teklif götürüp maçları bana vermelerini istedim, ben Reporter ayarlayayım siz hiç uğraşmayın liste verin, reporterları ben size vereyim dedim. Daha ucuza yaptım ve ilanlarla üniversite öğrencilerine ulaştım. İşleri Türkiye’de epey ilerlettim. Tüm ülkede maçlara adam göndermeye başladım.

Sonrasında Yunanlar 1.400 Euro dolandırdılar beni ve ortadan kayboldular (: Tabii kendime yediremedim bu durumu. İşin temeline indim. Litvanya’da bir süre eğitim için bulunduğumda Polonya’dan Litvanya’ya eve geçiyordum. Gece 2, yanımda 70 yaşında sarhoş bir teyze, karşımda metalci bir Polonyalı yol alıyoruz (: Ortam fena. Bu ortamda aklıma kendi firmamı kurmak geldi. Bu Yunanlar kime satıyor bu bilgileri, onu aradım, buldum. Altından bahisçiler çıktı. 234 bahis şirketine günde 20 saat çalışarak 20 yaşında ulaştım. 233’ü kabul etmedi (: Şansıma kabul eden firma Asya’nın en büyük bahis firması oldu. Elimde Türkiye dışında tek bir Reporter yokken, Asya’nın en büyük şirketini ikna etmiştim. Adamlar benim 5 metre karelik odamı büyük bir holding sanıyorlardı (:

Beni en çok zorlayan nokta ise adamların Çin saati ile çalışması oldu. Benim uyuduğum vakitlerde onlar 17.00 İstanbul trafiği gibi yoğundu (: MSN vardı o sıralar, onun sesini sonuna kadar açar uyurdum, yazdıklarında uyanırdım. Sonrasında bana destek olan birkaç bayan arkadaşım oldu. Zaten işin içinde disiplin gerektiren bir iş varsa bayanlarla çalışacaksın. Mesela ev arkadaşlarımla bu işi yapmayı denedim, adamları Bolu’da hazırlık maçına gönderdim ama dikkat çekmeyin (Polisler bahis işi olduğunu öğrendiği için illegal sanıyordu) maçı iptal etmesinler demiştim, adamlarda çevresi açık sahada oynanan maçta, saha kenarında olan tırın üstüne çıkıp bağdaş kurup maçı izlemişler. Çok rahat adamlardı kendileri (:

Neyse konuya döneyim. Bahis firması devamlı maçlar göndermeye başladı ve elimde hiç uluslararası reporter yoktu. Dünya çapında ilan sitelerine iş ilanları verdim ve 1 haftada 5 bin iş başvurusu aldım. İnanılmaz talep vardı. Bir anda 80 ülkede 4 bin ciddi scouta ulaştım. Onlarla tek tek görüştüm, işi anlattım vs. Zorlu süreçti ama eğitimini aldığım Fizik kadar zor değildi (: Bu zor iş diye veryansın ettiğimde aklıma Quantum geliyordu ve şükret diyordum (: Türkiye’de bu işi yapan tek insan bendim. Ama evlenmek üzereydim. 3 yıl kadar devam ettim. Eşimin ailesine ben bahisçiyim efendim, kızınıza iyi bakarım diyemeyeceğim için işleri askıya aldım (: Gelen teklifleri değerlendirmem gerekiyordu. Bir vesile ile Sabah Gazetesi ile yollarımız buluştu. O dönem servisin müdürü Emrah Kayalıoğlu’nun futbol istatistikçisine ihtiyacı olduğu bilgisi ulaştı bana, oturduk konuştuk. Her şey 2012 Temmuz’da böyle başladı.

Bana göre futbol istatistiği alanında en iyi sensin ve çalışmalarınla da müthiş bir beyin fırtınası yaratıyorsun, bizler de günlerce bunun üzerine konuşuyoruz. Nasıl çalışıyorsun, bütün bu istatistikleri tutmak, hazırlamak zor olmuyor mu ve bu işin sırrı nedir? Sürekli kafanda bir matematik mi var?

Taner Karaman: En iyi olduğumu insanların düşünmesi mutluluk verici. Sektörde 3.5 yıldır varım aslında ve kısa sürede 700 araştırma gerçekleştirdim ve 2 kitap çıkardım. Bunları başarmak için tüm büyük takım maçlarını izlemeniz gerekiyor. Siz izliyorsunuz, fikirler üretiyorsunuz ve elinize gelen verileri işliyorsunuz.

Elbette korner, şut saymıyorum ama bu dataları işlemek çok keyifli. Kimse çiğ tavuk yemek istemez, onlara tavuğu pişirmeniz, iyi şekilde servis etmeniz lazım. Ajanstan tüm medyaya servis edilen işler üzerine habercilik yapmak artık yeni medyada olmamalı. Özgünlük benim için önemli. Farklı düşünmek ve bunu insanlara izah etme çabası benim yaptığım. Tabii bunu yapmak için ailenizden uzak kalmanız da gerekiyor. Bazı dönemler eşimi Sneijder’den daha az görüyorum. Yoğun çalışmak hata yapmaya da sebep olabiliyor. Ama sık kontroller ile bunu aşmaya çalışıyorum. Zaten genel olarak dikkat sorunlarım var. Bu tez canlılıkla alakalı olmalı. Bu yüzden mahalle maçlarında kadroya pek almazlardı beni, kale direği olarak sahaya çıkmışlığım var ama hiç forvet olamadım (: Mahalle maçlarına çağırırlardı, sen direk olacaksın derlerdi. Bir gün mahallenin gedikli kalecisinin midesi bozulunca beni kaleye geçirdiler. Direk yerine taş koydular (Bu bana çok koymuştu, ben yoksam taş da benimle aynı işi görüyordu, (: çok acı) Sonrasında inanılmaz bir maç çıkarıp, as kalecinin yerini almıştım. Tam bir başarı hikayesi (: Aslında her şey kuru fasulyenin kalecinin midesini bozması ile başladı (: Ardından bizim ilçenin takımı Çine Madranspor’dan lisans çıkarıp kaleci olarak idmanlara çıktım (: Tabii dikkatsizliklerim beni sadece kale direği yapmamıştı.

Küçükken cips yerken, elimi attığım poşetten cips diye elime gelen taso yutmuştum, ölüyordum neredeyse (: İlk kitapta da ‘Demokratik Kongo Cumhuriyeti’ yerine ‘Demokratik Konya Cumhuriyeti’ yazmışım. Ardından Ali Poyrazoğlu yanına çağırıp, biraz daha dikkatli ol demişti (:

Günümüz futbolu teknolojiye doğru evriliyor, bu tarz istatistikler, bilimsel çalışmalar çok önemli ama bazı durumları da rakamlarla anlatamıyoruz. Şunu sormak isterim, istatistik bu oyun için ne kadar önemli, artık oyunu sadece rakamlarla mı okuyoruz?

Taner Karaman: Brad Pitt ile Angelina Jolie ikilisi gibi futbol ile rakamlar, aralarında müthiş bir uyum var (: Bilimi futboldan soyutlamak artık imkansız. Sayılarla arası iyi olmayanlar veya raporları, tabloları okumakta zorlananlar genel olarak futbolun içinde olan matematik bilimine karşıdır. Geneli üniversitelerde matematik dersi almamış, çocukluklarında matematikten çok çekmiş kişiler (: Bu yüzden futboldan matematiği soyutlamak istiyorlar. O şekilde yazmak, yorumlamak daha kolay çünkü. Benim için Burak Yılmaz’ın bir gol atması değil, kaç şutta bu golü attığı önemli. Onlar için ise attığı gol. Burak beş maç üst üste gol atamadığı zaman kötü futbolcu çoğunun gözünde (:

Bilgisayardan daha zeki olduğunu düşünen teknik adamlarımız veya taraftarlar var ise hızlıca satranç şampiyonlarına katılsınlar.

İstatistik işin temelinde var ve siz oyunu bu veriler üzerine kurar, gerekli hamleleri buna göre yaparsanız o zaman kazanırsınız. Rusların yaptığı bir araştırmada sahada yer alan futbolcular tüm performans verilerinde %18 ve altı hata yaptıkları zaman ekiplerin o maçı %100 kazandığını ortaya koymuşlar. Ama bizim matematiği kabullenmemiz en az 10 yıl sürecektir. Lisede matematik hocasına küsenler şimdi matematik düşmanı olup, ‘Sayılar her şeyi değildir”, “Etek vs..” Her gün kesin bir iki kişiden bu tür mesaj alıyorum. Yıkacağız bu düşünceyi.


Senin alanında ülkemizde çok fazla kişi yok, bunu düşününce de yaptığın iş çok daha zorlu aslında. Sen bu işin kitabını da yazan birisin. Nasıl geri dönüşler alıyorsun ve bu işe merak salmış veya salacak arkadaşlara ne önerirsin?

Taner Karaman: Eğer farklı bir iş yapıyorsanız muhakkak geri dönüşler oluyor. Rutinler ile insanları oyalamamak lazım. Bu işe merak salmış arkadaşların biraz işkolik olmaları lazım. Akıllarında aileleri ve işleri olmalı. Bu ikisinin dışında 3.düşünceler onların hata yapmasını sağlar. Çünkü çok yüksek konsantrasyon isteyen bir iş.

Futbolun Dengeleri bize ne anlatıyor, kitabı henüz okumamış ve okumaya niyetli olan arkadaşlar ne bulacak?

Taner Karaman: Tüm sezon içinde yaptığım çalışmalar arasında en çok dikkatimi çekenlerin yer aldığı bir kitap. Bir nevi sezon özeti. 49 araştırma var. Çoğunluğu kendi çalışmalarım. Okurken sıkılmamalı insanlar bunun için her çalışma için ortalama 3 sayfa ayırdık.

Galatasaray’ın tüm hücum istatistiklerinin rakiplerinin önünde olduğunu görüyoruz ama ligde bulunduğu konum ortada ve futbol anlamında da o iyi dönemde dahi eleştiriliyordu. Galatasaray’da eksik olan sana göre nedir, nerede yanlış yapılıyor?

Taner Karaman: Sezon başından bu tarafa söylediğim şey: Takım savunması. Ne kadar hücumda iyi olursanız olun savunmanız vasat altı ise bir anlamı yok. Şu anda Galatasaray gol, şut, pas değerlerinde zirvede ama kalesinde rakiplerine tanıdığı isabetli şut şansında ise ligde en kötü 4.ekip. Şampiyonluk hedefleyen bir takımın kalesine 65 tane isabetli şut gelmemeli. Zaten en kötü ekip Eskişehir ve Mersin’in kalesine 75 şut isabet etti. Fenerbahçe’nin 45 olan değeri, Galatasaray’da 65 ise orada bir sorun vardır.

Mustafa Denizli sonrasında geleceği nasıl görüyorsun, Galatasaray’ın hangi hamleleri yapması gerekiyor ki ilerisi adına konuşmak mümkün olsun ve Galatasaray’ın hala yarışta şansı var mı?

Taner Karaman: Muhakkak defansif düzen sağlanması lazım. İlk yarının sonuna kadar puan kayıplarının sürmesini bekliyorum ama defansa yapılacak hamleler takımı yarışta tutacaktır.

Galatasaray’ın maç öncelerinde resmi internet sitesinde istatistik anlamında bazı paylaşımları olmaya başladı. Blog’da da yazı yazarken çoğu zaman senin paylaşımlarından yola çıkarak yazılar yazıyorum. Futbol ve istatistik olayı ülkemizde hangi noktaya gelmeli, Avrupalı bu işin neresinde?

Taner Karaman: İlk olarak kulüpler resmi sitelerinden bu tür yayınlara başlamalı. Örneğin formu yüzünden Tolga Zengin eleştirilirken, resmi sitenin Tolga’nın aslında kurtarış yüzdesiyle ligin en iyi 3 isminden biri olduğunu yazması gerek. Bu tarz çalışmalar taraftarın daha akılcı eleştiriler yapmasına sebep olur. Futbolcunun da motive olmasını. Avrupa bizde 10 yıl kadar ileride. Üniversite giriş sınavında 45 matematik sorusunda ortalama 4 net yapan bir ülkede fazlasını hemen beklememek gerek.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir