22 Mart 2016 Salı

SC Nostalji #54; Sergen Yalçın


Türk futbol tarihinin gördüğü en büyük yeteneklerden ama bir futbolcu nasıl yaşamamalı, neler yapmamalı üzerine de tez konusu. Çok daha iyi yerlerde olması mümkündü ama kendisini ülke sınırları içerisinde değerlendirmek durumundayız. 4 büyüklerde de forma giymiş ilk futbolcu (diğeri Burak Yılmaz), Beşiktaş'la özdeşleşmiş ama bana sorarsanız en büyük başarıları 1.5 sezonluk Galatasaray kariyerinde yaşamış.

Beşiktaş altyapısının ülke futbolu anlamında önemi büyük, özellikle de Serpil Hamdi Tüzün etkisiyle ülke futboluna çok önemli isimler kazandırdılar. Sergen Yalçın da bu isimlerden biri, belki de en yeteneklisi. Uzun yıllar da Beşiktaş formasını giydi ama o dönemin ezber bozan 2 takımı vardı. Sergen Yalçın da bu iki takımın formasını giydi. İlk ezber bozan takım İstanbulspor'du, Cem Uzan çok sağlam para harcıyordu ki Sergen Yalçın'ı da transfer etti. İkinci ezber bozan takım ise Siirt Jetpaspor. Fadıl Akgündüz fırtınası vardı o dönem, nam-ı değer Jet Fadıl. Sergen Yalçın, Alpay Özalan gibi isimleri transfer etmişlerdi, büyük paralar harcadılar ama bu futbolcuları oynatmak yerine kiralık olarak gönderdiler. Bu sefer adresi Fenerbahçe oldu.

Fenerbahçe'de yarım sezon kalabildi, kendisi adına iyi bir dönem geçmedi. Aynı sezonun ikinci yarısında ise Galatasaray'a geldi. Hagi'nin yaş haddi ortadaydı ki zorlu Uefa Kupası macerasında da Hagi'yi dinlendirmek zorundaydık. Sergen Yalçın bu anlamda rotasyon için iyi bir hamleydi ama kendisini Avrupa maçlarında oynatamadık. Nedeni de sezon başında Fenerbahçe ile oynadığı Uefa Kupası maçları (MTK karşısında ve elendiler). 99-2000 sezonunun kadrosu içerisindedir ama Uefa Kupası'nı kaldıramadı, lig maçlarında rotasyonun bir parçası oldu. Kendisiyle devam edilebilirdi ama bazı disiplin problemlerinden bahsedildi ve sezon sonunda takımdan ayrıldı. Galatasaray macerası da böyle başlamıştır.

2000-2001 sezonunda ise Trabzonspor yolunu tuttu. O dönem eski takım arkadaşı Oktay Derelioğlu da Trabzonspor formasını giyiyordu. İki iddialı hamle ama Trabzonspor için aynı sezon iyi geçti diyemeyiz. Sergen Yalçın ismi geçtiğinde disiplin sorunları her zaman anılır, yine disiplin anlamında sıkıntı yaşadığı dönemlerden biriydi. İstikrarlı değildi, sürekli gezdi dolaştı, ülkenin en iddialı takımlarında forma giydi ama henüz Lucescu ile tanışmamıştı. Lucescu ile tanışması onu biraz daha istikrara yöneltti, kariyerinin en iyi dönemlerini Lucescu'yla yaşayacaktı.


2001-2002 sezonunda tekrar Galatasaray'a kiralandı. O sezon birçok ismini kaybetmişti Galatasaray, maddi sorunlarla da uğraşıyordu ve mecburi bir değişime gidildi. İddialı isimler alınmadı belki ama Galatasaray adı Avrupa'daki mücadelesinden asla ödün vermedi. Sergen Yalçın da Hagi sonrasının Galatasaray'daki oyun kurucusu oldu ve son derece başarılı bir performansla. Şampiyonlar Ligi'nde de katkısı büyük oldu, lig şampiyonluğunda da emeği vardı. Şanssız sakatlığı yüzünden sezonu erken kapatmak durumunda kaldı ama kariyerinin en iyi sezonlarından biriydi. O performans kendisini 2002 Dünya Kupası'na da taşıyabilirdi ama oynayamadı. O kadar şanssız bir dönem. Ama Nantes deplasmanı, içeride alınan PSV galibiyeti unutulmayacak.

2002-2003 sezonunda da Galatasaray yine bir değişime gitti. Bu sefer Fatih Terim geldi, Lucescu Beşiktaş'ın yolunu tuttu, Sergen Yalçın'ı da beraberinde götürdü ve 100. yıl şampiyonluğunu kazandılar. Galatasaray, Sergen Yalçın'ı tutabilirdi ama başaramadı. O dönem Felipe ve Revivo gibi 10 numaralar yaşadık ama Sergen Yalçın ayarına yaklaşamadılar. Sergen Yalçın ise yine uzun bir Beşiktaş kariyerinin ardından tüm ülkeyi dolaştı, 2. ligde bile forma giydi derken futbolu bıraktı, bugünlerde teknik direktörlük yapmakta.

Galatasaray günlerine dönersek, 2 farklı sezonda toplamda 1.5 sezon forma giydi. Bana göre de başarılı sezonlardı. Özellikle Lucescu döneminde büyük iş yaptı ama o şanssız sakatlığı kariyerinde çok büyük bir eksi oldu, belki o performans kendisini Avrupa'ya bile taşıyabilirdi. Herkesin bitti dediği ortamda o yeniden ayağa kalktı ve Lucescu önderliğinde Galatasaray, Beşiktaş formalarıyla önemli başarılar kazandı..

2 yorum:

  1. Sergen ne kadar diyordur bilemem ama benim onun adına “keşke”dediğim çok şey var. Örnekse seçim malzemesi olarak Eskişehirspor’a gitmesi. Seçim bitti Kemal Unakıtan seçilince verilen sözler unutuldu ardından ödenmeyen paralar ve Metin Diyadin çapsızının hakkında ileri geri konuşması. Zoraki veda. Böyle bir efsanenin vedası böyle olmamalıydı. Mafya ve politikacılarla bu kadar içli dışlı olup spekülasyonlara yol açan BKJK’tayken sakat olmadığı halde oynamadığı Ç.Rize maçı örneğindeki gibi onlara oyuncak olmasaydı keşke. Etrafında Sinan Engin’ler yerine İbrahim Altınsay’lar olsa ve son yıllarını örneğin BAE, Azerbaycan gibi ülkelerde geçirse yüksek olasılıkla omuzlarda, geride güzel hatıralar bırakarak geçirirdi son 1-2 yılını. Bizim starlarımızı Kuyt’lardan, Drogba’lardan, Popescu’lardan ayıran nokta bu kafa yapısı ve futbolun içinde Adnan Sezgin, Bülent Tulun, Sinan Engin, Aziz Yıldırım, Ünal Aysal, Yıldırım Demirören gibilerinin varlığı.

    YanıtlaSil
  2. Lucescu, Sergen'in antrenmandan kaçmak için sakatlık bahane etmesine farklı formül geliştirmiş. Atıyorum hafta başında taktik antrenman salı sabah olacak diye program asarmış ardından da Sergen'in salı sabahı gelmeyeceğini bildiğinden takıma çarşamba sabahı için hazır olun dermiş. Sergen salı sabahı taktik antrenmandan kaçmak için sakat numarasına yatar ertesi gün gelirmiş ama antrenman ertelenmiş olduğundan katılmak zorunda kalırmış.

    Aklıma bir de Fotomaç'ın yaptığı reklam geldi. Çamurlu sahada top oynayan (kola kutusuyla) çocuklardan kepçe kulaklı olanı şut çeker ve kale arkasındaki arabanın camına gelir. Bütün çocuklar şaşkınlığı atlatıp kaçar bir tek şutu atan çocuk kalır. Ordan da Sergen'e bağlardı reklam. Küçükken Galatasaraylı olarak çok kıskanırdım bu reklamı

    YanıtlaSil

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir