22 Temmuz 2016 Cuma

En İyi Savunma Hücum Mudur?


Önceki yazıda, yaz dönemine Krstic ve Daye’yi alarak kararlı ve planlı giriş yapan bir Galatasaray Basketbol Takımı’ndan bahsetmiştik. Devamı da beklediğimiz gibi aynı şekilde geldi. Hepimizi ters köşe eden bir hamle geldi ve Bayernli uzun Deon Thompson ile Efes’ten topçu alma geleneğimizi sürdürerek pivot Tyus ve şutör Diebler’i kadromuza kattık.

Oyunculardan kısaca bahsedip, daha çok takım yapısına değinmek istiyorum bu yazıda.

Öncelikle, Tyus hamlesi beni çok tatmin etmedi açıkçası. Yabancı uzun transferini noktaladığımız kesin olduğuna göre, Tyus’u direkt Lasme’nin yerine yazabiliriz. Atlet ve bitirici bir pivot kendisi. Ancak Lasme’deki gibi orta mesafe şutu malesef yok. İyi bir blokçu ancak Lasme gibi iyi bir vücut vücuda savunmacı değil. Lasme’ye göre tek artısı atletizmi gibi dururken, eksileri çok daha fazla. Hedeflerin büyüdüğü bir sezonda Lasme’den Tyus’a “downgrade” olmayı pek içime sindiremedim. Yine de bardağın dolu tarafından bakınca, enerji ve atletizmini taraftar ile bütünleştirdiğinde, estetik bitirişleriyle takıma pozitif enerji katabileceğini düşünüyorum.


Yine bir başka Efesli ve eski Karşıyakalı John Diebler hamlesine ise bir o kadar sevindim. Net bir şutör olan, keskin nişancı diye tabir edebileceğimiz bir oyuncumuz yoktu uzun zamandır. Perdelerden müthiş kurtulan, boşa çıkıp pas olma konusunda çok iyi olan Diebler’ın takıma ilaç gibi geleceğini ve vazgeçilmezlerden olacağını düşünüyorum. Özellikle Sinan, Schilb, Göksenin gibi dış şutta fazlasıyla istikrarsız isimlerden sonra takımın hücumda elini hayli rahatlatacağı fikrindeyim. Savunma konusunda bir zayıf halka olmasa da, bir koz da değil. Atletik ve hızlı 2 numaralar karşısında zorlanabilir ama 3 numara savunmasında geri adım atan bir oyuncu değil.


Deon Thompson hamlesi hepimize sürpriz oldu. Dedikodusu bile neredeyse hiç duyulmadan direkt resmi siteden transfer edildiği haberini aldık ilginç bir şekilde. Post oyunu ve fundamental konusunda çok iyi, orta mesafe şutu bulunan, pota altında bitirme konusunda da çok iyi bir oyuncu. Daye ile tarzları farklı olsa da, tıpkı onun gibi hücum çeşitliliği çok fazla olan bir 4 numara. Ama savunması pozisyonu itibariyle idare eder denebilir.

Henüz bir yerli eklentisi yapmadık. Kenan Sipahi, Emir Preldzic, Oğuz Savaş gibi isimler dolanıp duruyor. Ki sanırım en az 2 yerli takviyesi yapmamız gerekiyor. Blake Schilb’in kalıp kalmayacağı hala belirsiz. Daha önce de söyledim, ben McCollum’da olduğu gibi onun da gitmesinden yanayım. Geçen sezon çok istikrarsızdı zaten, takım kalitesi daha da yükseldi, istediğimiz katkıyı alabileceğimizi düşünmüyorum artık. Onun yerine 2-3 veya 3-4 oynayabilen combo bir oyuncu gelirse daha faydalı olabilir. Jamon Gordon ismi dolaşıyor. Bilemiyorum.

Ergin Hoca bu sezon ilk hedefin lig şampiyonluğu olduğunu açıkladı. Kesinlikle doğru bir hedef olduğunu düşünüyorum. Hatta ilk önceliği normal sezonu lider bitirmek olması gerekiyor. Malum, şampiyonluğun bence tek yolu finalde Fenerbahçe’ye karşı avantajın elde tutulması. Aksi takdirde çok zor. Euroleague’de rakiplerin uçuk bütçeleri belliyken ve kurulacak takımın yeni olacağını hesaba katarsak, orada ciddi hedefler koymak fazla gerçekçi olmayacaktır, daha da kötüsü ligden de alıkoyacaktır. 3 sezondur şampiyon olunamadığı da hesaba katılırsa, ilk hedefin bu olması bence de doğru. Tıpkı geçen sezonki ana hedefin Eurocup şampiyonluğu olması gibi.

Micov, Diebler, Daye, Tyus, Thompson, Krstic. An itibariyle altı yabancımız var. Oyun kurucu da alınacak, yedi. Ana hedefin lig olduğunu düşünürsek Ergin Hoca 8. yabancıyı alıp almama konusunda ne düşünüyor bilmiyorum ama, ne olursa olsun oynamamız gereken yoğun da bir Euroleague fikstürü var. O yüzden bence 8. yabancı da kadroya katılmalı.

Şimdi başlığa geri dönersek. Daha önceki yazıda bahsettiğim Krstic ve Daye’de olduğu gibi yeni gelen üçlünün de savunma konusunda pek artıları olduğu söylenemez. Henüz oyun kurucu belirsiz olsa da, takım kalite olarak ve özellikle hücum alternatifleri anlamında çok zengin ve geçtiğimiz sezonun çok çok önünde. Ki önceki yazıda da belirttiğim ve hep söylediğim gibi, oyun kurucu transferi bence hepsinden daha önemli. Çünkü hücumda çeşitliliği çok olan ve bitirici ağırlıklı bir takım kuruldu. Bu yüzden de alınacak oyun kurucunun öncelik olarak takımı oynatmaya odaklı olan ve mutlaka lider karakterli bir oyuncu olması gerek. Ortalarda ismi en çok dolaşan Goudelock müthiş bir skorer olsa da bu minvalde bir topçu değil. Pargo bu tarife biraz daha uygundu sanıyorum, ama o elden kaçtı. Oyun kurucuya kullanılabilecek önemli bir bütçe hala var. Büyük merakla bekliyorum neler olacağını.

Takım savunmasında nasıl bir görüntü vereceğiz çok kestiremiyorum. İçerdeki lig maçlarında hücumumuzla götürürüz ama özellikle zorlu deplasmanlarda ve EL’nin tamamında nasıl yaparız soru işareti.. Maçlar ilerledikçe oturmasını bekleyeceğiz ama neredeyse bir tane bile savunma karakterli oyuncu yok takımda. Belki biraz Sinan ve Göksenin’i sayabiliriz. Onlar da kısıtlı. Özellikle uzunlar yumuşak kaldı galiba. Geçen sezon takımın hücumu neredeyse her maç ara ara tıkandığında, Lasme liderliğindeki, zaman zaman Göksenin ve Sinan destekli savunmamızla çok maçta ayakta kalmayı başardık. Bu kez hücumda daha az tıkanacağız muhtemelen ama savunmamız kafamda ciddi soru işaretleri yaratıyor.

Çağlar Yıldız - https://twitter.com/caglarryildiz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir