Fatih Terim gitti ama tartışma bitmiyor işte. Tüm sorunu Fatih Terim olarak görenler vardı, ne değişti? Üstelik yabancı bir teknik adam var, hemen hemen herkesin etrafında birleşmişti. Lucescu konusunda yaş veya mevcut durumu ile alakalı birçok yorum yapılırdı, düşünülmeyen tek şey ise "adalet" duygusu olurdu.
Yabancı sınırıyla alakalı bir gündem yaratıldı önce. Lucescu üzerinden döndürüldü bu, konuyla ne kadar alakası vardı bilmiyorum tabii. Şu kadroyu görünce yine "yabancı sınırı" mı diyeceğiz. Zaten kadronun yarısını yurt dışında oynayan oyuncular oluşturuyor. Kalan isimler ise az çok belli oluyor, aynı isimler sonuçta.
Kadro seçiminde teknik direktör dokunuşu beklemiyordum, en azından şu aşamada. Lucescu, Türkiye'de oynanan ve şampiyonluk adına iddialı tüm takımların maçlarını yerinde izlemesine rağmen ne gibi fark yaratabilirdi ki? Anadolu'dan bazı isimler olabilirdi belki, o isimleri ise zaten Fatih Terim kadroya almıyor muydu? Deniz Türüç veya Emre Akbaba, birer örnek.
Gelelim mevcut kadroya. Yazmak için biraz bekledim, bazı soruların cevabını aradığımızdan. Bulamadık ama, cevap yok. Oğuzhan Özyakup üzerinden konuşuyoruz, mantık yok çünkü. Galatasaray'da oynayamayan Selçuk İnan, Fenerbahçe'de yerden yere vurulan Ozan Tufan'ın olduğu Milli Takım kadrosunda Oğuzhan Özyakup yok.
Bunu saha içi ile açıklayamazsınız. Formsuz olabilir ama kalitesini bildiğiniz bir isim, alternatifi de yok yani. Formsuz olduğu için almadım diye açıklasanız, çağırdığınız isimler ortada. Başka bir şey var, nedenini bilmiyorum. Saha dışı bir etken bu, umarım açıklama gelir ve herkes aydınlanır. Bu ülkenin çok şeyler beklediği, kalitesi tartışılmayan, geleceği olan bir adam.
Emre Belözoğlu'nun şu süreç için dönüşünden dolayı mutluyum. Arda Turan'a bırakılmaması gereken bir liderlik var, yapamadı çünkü. Bu süreçte de takımı ayağa kaldıran isim o olmayacaktı, Emre Belözoğlu'nun tecrübesi kıymetli olacak. Futbolu da aynı şekilde, formda ve muadili bir futbolcumuz yok.
Nuri Şahin'in yükselişi de mutlu ediyor ayrıca, yine bu dönemde ihtiyacımız olabilecek bir isim. Yine genç isimler var, formda olan oyuncular da var ve iyi bir kadro kurulabilir. Oğuzhan Özyakup ya da Emre Çolak'ı anlamadım, özellikle Oğuzhan Özyakup. Tolga Cİğerci'nin dönüşü de önemli, o da inanılmaz formda. Serdar Aziz'i eklerim yine listeye, stoper için iyi alternatif. Kalan isimler ise bildiğimiz oyuncular..
Ukrayna ve Hırvatistan maçları kader belirleyecek, umarım Lucescu haklı ve başarılı çıkar, bizler bu süreci atlatırız. Ukrayna maçında Lucescu'nun avantajı büyük olacak, oynayan 8 ismi ben yetiştirdim diyordu ve deplasman için fazla zorlamayacağını belirtmişti. O maçı atlatırsak kendi sahamızda oynayacağımız Hırvatistan maçı final ama çok zorlu..
Milli takıma emre belezoğlu'nun liderlik etmesi beklenmemeli, ama o mevkide lider karakterli oyunculara ihtiyaç var, emre bu açıdan faydalı olabilir, zira liderlik denilen şey saha dışında değil saha içinde, özellikle de işler kötüye giderken gerekli.
YanıtlaSilLucescu nasıl bir takım kuracak, nasıl bir futbol oynatacak bilemiyoruz ama karakter olarak oyunculara özgürlük vermeyi seven bir hoca olduğunu biliyoruz.
Muhtemelen Euro 2016'ya benzer bir kadro kuracak, Arda ve Hakan'ı kanatlarda kullanıp Tolga (Nuri), Emre (Selçuk), Ozan gibi kalabalık bir orta sahayla oynamak isteyecek. Oğuzhan ile ilgili yaşadığı kararsızlığın Oğuzhan'dan ziyade etrafındaki oyuncularla ilgili olduğunu düşünüyorum, zira Türk milli takımında Atiba gibi bir oyuncu yok, defansın önüne yerleşip rakibi durdurmaktan ziyade oradan pas dağıtacak bir oyuncu kullanıyoruz, bu profil için de emre hatta selçuk bile oğuzhan'ın önünde kabul edilebilir, bu anlamda Lucescu'ya haksızlık yapıldığını düşünüyorum.
Diğer bir alternatif ise emre, nuri tandeminin önünde hakan (yusuf) gibi bir oyun kurucuyla başlayıp arda ve cengiz ile 4-2-3-1 benzeri bir yayılım göstermemiz, burada da merkezdeki iki oyuncudan biri olmak için Okay'ın şansının Oğuzhan'dan yüksek olduğunu düşünüyorum.
Ben Lucescu'ya güveniyorum (bence müthiş bir seçim) ve farkını ilk maçtan hissettireceğine de inanıyorum, Galatasaray ile ilk resmi maçında süper kupayı kazanmıştı ve ilk senesinde şampiyonlar liginde iki grup aşamasını geçerek çeyrek final oynatmıştı.
Bu gibi maçlarda önemli olanın kadro seçiminden ziyade maç taktiği olduğunu düşünüyorum, zira burası milli takım, oyuncuların teknik direktörle mesaileri zaten sınırlı.
Oğuzhan konusuna tekrar gelirsek, onun en etkili olduğu oyun şeklinin arkasında rakibi durduracak ve ilk pasları kısa pasla etkili olarak kullanacak bir ön liberoyla ve önünde ve yanında dripling ile rakip sahaya hızlı gidebilecek oyuncularla oynayacağı bir düzen olduğunu beşiktaştan biliyoruz; o düzende karar verme hızı, dar alandaki becerileri ve dripling yeteneği ile çok etkili bir oyuncu. Ama bizim gibi daha yavaş bir pas oyunu oynayan takımlar için ideal bir orta saha oyuncusu değil; bizde hem onun gerisinde defansif özellikleri ve pas becerisiyle öne çıkan bir ön libero hem de dripling yeteneği üzerinden üretim yapan bir 10 numara (belki Yusufu ayrı tutabiliriz, onun takıma monte edilmesi durumunda Oğuzhan'ın rolü de artabilir ) yok.
Ne yapacak ne edecek artık bilmiyorum, ne düşündüğünü kestiremiyorum son olaylardan sonra. Hatta takımı o mu kurdu, ondan dahi emin değilim. Günü yaklaştıkça düşünmeye başlarım.
SilBen de hak veriyordum almamasına ama ertesi gün kadroya alması benim ona olan güvenimi sarstı
YanıtlaSilBen hak vermiyordum, çağırdıkları isimlere bakınca.
Sil