Altyapısı sağlam bir futbolcu, Tudor da dokunuşuyla beklenenden fazlasını yarattı

Gomis, Tolga Ciğerci, Maicon üçlüsünün gol yükü noktasında Avrupa'nın en iyi 4. üçlüsü olduğunu dün yazmıştım. Şimdi de Tolga Ciğerci özelinde konuşalım, o da attığı 6 golle Leroy Sane'yle birlikte bu alanda zirvede. Bu istatistik Avrupa'nın en büyük 5 ligi üzerinden tabii, karşılaştırmalar onunla. Liglerin seviyesi, kalitesi ayrı ama Tolga Ciğerci veya istatistiklere konu olmuş isimlerin yarattığı etkiyi anlamak noktasında değerli.

Kendi kariyerinde en golcü dönemini yaşıyor, bununla başlayalım. Wolfsburg U17 ve U19 dönemlerinde golcü dönemleri varmış, ağırlıklı olarak forvet arkası oynadığı dönemler. Zaten çıkışı da böyle olmuştu, zamanla biraz daha savunma noktasında evrildi ve orta sahaya geldi. A takım performanslarında ise böyle bir dönem hiç yaşamamış, 1 golün üzerine çıktığı takım yok. Bu sezon ise 9 maçta 6 gole ulaştı, 10 golü de rahatlıkla devirecek gibi.

Tudor'u öne çıkarırım işte, ısrarla negatifi görmek isteyen devam edebilir. Şenol Güneş en çok bu yüzden övülmez mi, mevcut isimlerin gelişimleri noktasında. Tolga Ciğerci'nin Galatasaray sezonlarını kıyaslayın, geçen sezon neydi, bu sezon ne gibi. Geçen sezona da iyi girmiş, özellikle tempo ve savunma tarafında katkı vermişti. Hücumda ise sorumluluk almaya çalışıyordu, bir türlü isabet sağlayamamasıyla ise eleştirildi. Şut atardı neden şut atıyorsun denilirdi, oysa o sorumluluğu almaya çalışan kimse yoktu. 

Sakatlık sonrası ise bir türlü geri dönemedi, istikrar sağlayamadı. Sakatlıklar en büyük sorunu, içinde bulunduğumuz dönemde de bunu yaşıyor. Tudor'la birlikte yükselmesini bekliyordum, bu performans ise benim için bile sürpriz oldu. Onu sol açığa yazdığında hepimiz "bu adam ne yapıyor" sorusunu sorduk. Oysa geçen haftaların bize öğrettiği, Tolga Ciğerci'nin mevcut düzenin olmazsa olmazı olduğu.

6 gole ulaşmış olması sürpriz değil, aksine gole en yakın futbolcularımızdan biri. Çoğu golünü ceza sahası içinden buldu, kanattan getirilen topu bitirdi. O koşuları yapıyor, ısrarla rakip ceza sahasının içine giriyor ve orayı karıştırıyor. Gol atması öz güveni de beraberinde getirdi, yine şut deniyor ve daha isabetli. Bursaspor deplasmanında attığı gol çok şıktı, bunları da sıklıkla yapacak. Gol dağılımına baktım, sol açıkta ve orta sahada 3'er golü var. Sol tarafta oynadığında da orta saha gibi ama temposunu ağırlıklı olarak hücum için kullanıyor.

İyi bir takım, işleyen düzen içinde bu performans sürpriz olmuyor. Altyapısı sağlam bir futbolcu çünkü, Tudor ise dokunuşuyla beklenenden fazlasını yarattı. Konuşulması gerekir bu konunun, ısrarla kötü olan yazılır ama yoğunlukta olan iyi taraftarları kimse görmüyor bile. Eren Derdiyok'un Gençlerbirliği karşısında oyunu farklıydı mesela, bu da bir dokunuş. Linnes'in sol bek oynayabilmesi, Garry Rodrigues'in sistem üzerindeki etkisi gibi.