23 Şubat 2018 Cuma

Mario Götze ihaneti yapmamış olsa belki Şampiyonlar Ligi de gelecekti


Dortmund'a karşı bir sempatim var, bunu her fırsatta dile getiririm. Son yıllarda biraz sinirliyim gerçi, Bayern Münih'in ardından gelmeyi kabullenen, sahada olandan öte yıl sonu karını düşünen bir camia haline geldiler. Yine çok akılcı işler yapılıyor, takımda geleceğe damga vuracak birçok yetenek var ama yetmiyor, böyle başarılı olunmaz. Tabii hedef şampiyon olmaksa, benim için Dortmund'un yapması gereken bu.

Batmanın eşiğinden döndüler, devamında son derece akılcı bir politikayla üst seviyeye ulaştılar. Hatta zirveyi de gördüler, üst üste gelen 2 Bundesliga şampiyonluğu ve Şampiyonlar Ligi finaliyle. Devamında Bayern Münih geri döndü, Dortmund ise gün itibariyle belki de Leipzig'in dahi gerisinde. Bu sezon da 2. olup Şampiyonlar Ligi katılım hakkı almak hedef. 

Bir Klopp daha bulmak imkansız. Bu başarılarda belki de en büyük pay sahibi o. Klopp sonrası Tuchel tercihi de yanlış değildi aslında, ben başarılı da olduğuna inanıyorum. Zor bir insandı, takım içi bazı sorunlar doğru ve görevden ayrıldı. En azından bir çizgisi vardı, keyifli ve gelişen takımdılar. Tuchel'in gönderilişi başarı olarak adlandırıldı, gün itibariyle tablo daha kötü.

Sürekli futbolcu kaybediyorlar, o da diğer detay. Bazen büyük kazanmak yetmiyor, yerlerinin dolması diğer mesele. Potansiyel sahibi, geleceğe damga vuracak çok önemli isimleri olsa da işin ağırlığı farklı. Hummels, Lewandowski, İlkay Gündoğan, Mkhitaryan gibi isimlerin yerini doldurabilir misiniz mesela. Batshuayi gün itibariyle büyük heyecan veriyor, yalnız o da kiralık, sezon sonu ayrılacağı çok net.

Yukarıdaki kadroyu görünce yazmak istedim, Dortmund'un Şampiyonlar Ligi'nde final oynadığı sezonun kadrosu. Yarı finalde Real Madrid'i elemişlerdi, finalde ise rakip Bayern Münih'di. Kupa da gelebilirdi bu arada, şu maç öncesi Mario Götze'nin ihaneti her şeyi bitirdi. Final 11'inde Grosskreutz var, Götze sakatım ayağıyla oynamamıştı o maç. Zaten öncesinde de Bayern Münih'e transferi açıklandı ve altyapısından yetiştiği takıma belki büyük kazandırdı ama kaybettirdiği bu kupanın pahasını biçemiyorum.

İşin dramatik boyutu da Dortmund'un Götze'yi bonservis vererek Bayern Münih'den geri alması. Ben şu gidişi kabullenemezdim mesela, böyle bir transferi gündeme dahi getirmezdim. Dortmund bir daha bu seviyeye gelebilecek mi merak ediyorum, inanın bunu çok isterim. Umarım biraz olsun harcamaya başlarlar, transferde daha agresif hareket ederler ve "kazanan" diye adlandırdığımız isimleri tekrar izlemeye başlarız.

Klopp'un sözüyle tamamlayalım;

"Oyuncularım büyük kulüplerden teklif alınca hemen gitmek istiyor. fakat benim sözümü dinleseler, takımda kalsalar belki de bizde 1-2 sene sonra dünyanın en iyi kulüplerinden olacağız."

10 yorum:

  1. Hocam severek takip ediyorum ancak küçük bir uyarım olacak: Yazılarında kurduğun cümlelerinin %90'ı biçimsel olarak aynı. Önce bir cümle yazıyorsun sonra virgül koyup başka bir cümle daha. Bu durumun gereğinden fazla tekrar etmesi okuyucuyu rahatsız eder. Hayırlı cumalar :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu konuda ilk kez eleştiri alıyorum ama yazdığını elbette dikkate alacağım :) Benim tarzım gibi bir şey oldu, ister istemez yazılar o tarz çıkıyor. Teşekkür ederim bunu dile getirdiğin için de.

      Sil
    2. Bu yazında olmasada diger yazilarinda cok fazla kullandigin bir soz grubu var: "olumlu anlamda yazacak"
      Bunun yerine "hakkinda olumlu yazacak, olumlu konusabilecegimiz, olumlu yazacak" gibi soz obeklerini kullanman yazılarinin akiciligini arttıra bilir. Surekli ayni ve anlatim bozukluğu yaratan bir kalibi kullanmaman okuyan icin de daha olumlu olacaktir.
      Nacizane fikrim boyle.
      İyi çalışmalar.
      Fatih

      Sil
    3. Doğrudur, eleştiriler için teşekkürler ama biraz da tarzım bu :)

      Sil
  2. Sene sonu kârı meselesi gerçekten çok can sıkıcı finansal fair playle birlikte artik sahada olandan çok bunu dinlemeye okumaya başladık. Finansal fair play bence orta ölçekli ve küçük kulüplerin büyümesini devlere kafa tutmasını engellemek amacıyla ortaya atılmış bir safsata... Futbolun ruhunu öldürdü.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben bir artısını göremedim, işin bug'unu bulan buluyor, neler yaptıklarını görüyoruz. Artısı da var aslında, Beşiktaş bu yolla 3 yıldır iyi işler yapıyor.

      Sil
    2. Finansal fair play den çok yönetim başarısı bence o. Evet futbolcu maaşını ödemeyen kulübe ceza verilsin ama başka sebeplerle kulüplere maaş limiti koymak veya transferde kısıtlama koymak çok gereksiz...

      Sil
    3. Yönetim başarısı da sonuçta onları buna ffp zorladı. Bir yerlerden sopa lazım ki yola giresin.

      Sil
  3. Böyle takımları oldum olası sevemedim. Bu tip takımların organizasyonu var, stadı var, iyi futbolcuları var çoğunun taraftarıda var ama TUTKU'su yok. Futbola karşı bir tutkuları yok adamların! Herşeyi yapıyorlar ama o tutku eksik oldu mu olmuyor işte! Arsenal mesela böyle bir takım ya da başakşehir şimdi almanya'da leipzeig var buna örnek! Futbol herşeyi bir kenara bırakırsak Tutku işidir bence. Kan,gözyaşı, acı, üzüntü vs vs :) Bizde de tam tersi tutkumuz fazlasıyla var ama organizasyonumuz sıfır :) Fakat üç büyük klübümüzden biri iyi yönetilip sağlam bir organizasyon kurabilirse Ülkemizden Şampiyonlar ligi şampiyonu rahat çıkar! Simon Kuper'in dediği gibi "Futbol, sadece futbol değildir"

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dortmund taraftarının tutkusu belki de hiçbir takımda yok. Ben severim Dortmund'u da maalesef büyüklükleri ile alakalı hareket etmiyorlar.

      Sil

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir