4 Şubat 2019 Pazartesi

Robin Hood hikayesi değil ama kendi içinde motivasyonu yüksek bir soygun hikayesi


Güçlü hikayeleri seviyorum. La Casa de Papel için de bunu söyleyebilirim. Geriden gelmeye devam ediyorum, bu tarzda kaçırdığım birçok dizi var. Gelen öneriler içinde de "mutlaka izlemelisin" denilen dizilerden biriydi. İlk 2 sezonu bitirdikten sonra ise daha önce neredeydim dedim.

"Robin Hood" hikayesi değil ama kendi içinde motivasyonu yüksek bir soygun hikayesi. Profesör'ün intikam hikayesi bile diyebiliriz buna. Sağlık sorunları içinde geçen bir çocukluk, para bulmak için soygun yapmaya çalışan ama hayatını kaybeden bir baba. O noktadan sonra da bütün ömrünü bu soygunu planlamak üzerine geçirmiş bir adam.

Bu soygun için ekibi de kendi alanlarında iyi ve kaybedecek bir şeyi olmayan insanlardan kuruyor. Hemen hemen herkesin bu soygunu gerçekleştirmek için bir nedeni var. Yine ekip içinde kötü ve iyinin çatışmasını da izliyoruz. Berlin'i kötülerden sayarsınız mesela, Denver'i ise iyilerden. Planı uygulamak için gözünü karartanlar ya da öncelik olarak vicdanını ortaya koyanlar. Ekip içindeki bu çatışmayı izlemek de keyifli.

Diziyi izlemeden önce beklentim farklıydı. Birçok soygun hayal etmiştim ama tüm hikaye İspanyol Kraliyet Darphanesi içinde geçiyor. Aksiyon ilk bölümden başlıyor, üstelik çıtayı da çok yükseğe çıkararak. Çok kısa kesitler içinde de tempoyu düşürmüyorlar. Dizinin belli anlarında "yakın geçmişe" dönüyoruz ve planı en ince detaylarına kadar çalıştıklarını, aslında her duruma hazırlıklı olduklarını gösteriyorlar.

Tek sevmediğim nokta ise Profesör ve Müfettiş Raquel arasındaki aşk. Başta bu da bir plan dahilinde gelişse de devamında konu "klişe" bir hal alıyor. Profesör ve Raquel arasındaki satranç mücadelesini sevsem de işin aşk boyutunu sevmedim. Soygunun gelişimi, kendi içindeki değişkenleri de iyi, dizinin sonu ise ayrı bir klişe. Yine de çok keyifli, bir solukta izlediğim 2 sezon diyebilirim.

Tahmin edersiniz ki bir numaralı karakterim de Berlin oluyor. Takımın kaptanı, disiplinden asla ödün vermeyen, soğukkanlı, narsist ve neredeyse tüm ekip ondan nefret etse de saygı duymak zorunda oldukları bir karakter. Bu işi gerçek bir kaptan gibi idare ediyor, sorumluluk almaktan kaçınmıyor ve finali de kendine yakışacak şekilde gerçekleştiriyor. Sevmeyeni dahi büyük saygı duymuştur.

Dizinin 3. sezonu bu kadar iyi olur mu emin değilim. Netflix'in sonradan satın aldığı bir diziydi. 3. sezonu ise direkt olarak Netflix çekecek ve bu hikaye ne derece değişecek göreceğiz. Biten ama sonrasında "devam edelim" denilen işlerde genellikle istenilen sonuçlar alınamıyor. Dizinin tadının kaçmasını istemem.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir