23 Şubat 2019 Cumartesi

Türkiye'de bir oyuncu hedef seçiliyor ve her şey onun üzerinden açıklanmaya çalışılıyor


Belhanda'yı beğenen ve beğenmeyen kesim iki zıt kutup. Her fırsatta da bu çatışmayı izliyoruz. Hatta ben de bu çatışmanın içinde önemli bir yer teşkil ettiğimi düşünüyorum. Belhanda'yı savunan ve beğenen tarafta olsam da içinden çıkılmayacak bir tartışma olduğunu da kabul ediyorum. Tam da bu noktada işi biraz daha tarafsız zemine taşımak istedim ve futbol bilgisine çok güvendiğim, beğenerek de takip ettiğim Güner Çalış'a Belhanda'yı sordum. Kendisine tekrar teşekkür ediyorum.

Son yılların en büyük ikilemi. Bir tarafta Belhanda'yı beğenen, bir tarafta da ne olursa olsun beğenmeyenler var. Her fırsatta da bu iki tarafın çarpışmasını görüyoruz, Galatasaray içinde gördüğüm en büyük ayrışmalardan biri. Genel olarak sormak gerekirse, geçen 1.5 yılda nasıl bir Belhanda izledik? Eleştirenler ya da beğenenler sence hangi açılardan haklılar?

Güner Çalış: Öncelikle, artık Belhanda üzerinde olumlu anlamda bir konsensus sağlandı diye düşünüyorum. Yani onun ciddi olarak tartışıldığı ve her kötü biten maç sonrası günah keçisi ilan edildiği dönemi geride bıraktık. Bu dönüşümde etkili olan bence şöyle iki önemli gelişme var: birincisi, Belhanda'nın yokluğu ile takımın ciddi düşüş yaşadığı dönemin aynı zamana denk gelmesi. Elbette pek çok başka değişken de var, örneğin Terim'in de kenarda olmaması gibi, ama Belhanda'nın olmadığı dönemde takımın bu denli düşmesi ve geri dönüşüyle beraber toparlanma evresine girmesi, insanları ikna etmede önemli olmuş olabilir. Sezonun ikinci yarısında bir de ekstra performans göstermesi, yangını tamamen söndürdü. İkinci olarak da Terim'in desteği söylenebilir. "Satılacak mı, satılmayacak mı?" derken belli ki hocadan veto gelmesi ve taraftardaki 'hocanın bir bildiği vardır' refleksi, sahadaki performans kadar birleştirici olmuş olabilir. Ben şu an hâlâ bir Belhanda problemi olduğuna inanmıyorum. Öncelikle bunu söyleyeyim.

Öncesinde olan biten ise ilk olarak Belhanda'nın Sneijder ile karşılaştırılması kaynaklıydı. Uzunca bir süre "Bu nasıl 10 numara?" dendi, Belhanda da her mikrofon doğrultuğunda ısrarla "Ben 10 numara değilim" dedi. Sneijder ile aynı profilde bir oyuncu olmaması da bir yandan takımın değişim talebinin doğal bir sonucuydu aslında ama sanırım bu da medyada çok fazla kendine yer bulmadı. Galatasaray geçen sezonun başında çok kritik bir kadro revizyonuna gitmişti. Seneler içinde eskiyen ve yenilenemeyen omurga bir transfer dönemi içinde baştan aşağı değişti, daha dinamik bir takım kurulmak istendi, büyük paralar harcandı ve riskler alındı. O takımın oyun kurucusunun da bu şekilde daha az tabela yapıcı ama daha orta saha karakterli olması da oldukça doğal bu açıdan. Sneijder harika bir oyuncuydu, ama ondan farklı özellikle bir oyuncu isteniyordu. Aynı Gomis'in harika bir oyuncu olması, ama Terim'in daha fazla oyun içi katkısı olan bir forveti istemesi gibi. Dolayısıyla Belhanda'nın Sneijder üzerinden karşılaştırılarak eleştirilmesi bence sadece kolaycılıktı. Takıma dair bir hoşnutsuzluk olduğunda Türkiye'de bir oyuncu hedef seçiliyor ve daha sonra her şey onun üzerinden açıklanmaya çalışılıyor. Belhanda'nın yerini şu an Diagne alıyor örneğin.

Bu Belhanda'nın muhteşem bir oyuncu olduğu anlamına gelmiyor. "Anlamıyorsunuz adamı." falan demeyeceğim yani. Ama yine şunun da görülmesi lazım ki, bunu Cenk Ergün de söyledi, o dönemde oyuncu transfer etmek olağanüstü zordu. Takım dibi görmüştü, ayrıca yabancıların da politik iklim sebebiyle ülkeye gelmek istemediği bir dönemdi; dolayısıyla illa ki biraz sorunlu karakterleri getireceksiniz ya da fazla para verecektiniz. Takım da o zaman böyle bir risk aldı.

Peki bizler için nasıl bir Belhanda profili çizersin? Günümüz futbolu açısından düşününce önemi nedir ve Fatih Terim'in düzeni içinde kendisinden ne beklenmeli?

Güner Çalış: Bunu geçenlerde Twitter'da yazmıştım: Belhanda'nın televizyonlardaki dizilimlerde hâlâ Badou ve Fernando'nun önünde forvet arkası olarak yazılıyor olması çok tuhaf (https://twitter.com/oolegunnar/status/1089946537994665984). Çok sofistike düşünmeye veya futbol alimi olmaya gerek yok; bunu bu şekilde yazmak ya kolaycılık ve kendi işine özen göstermemek ya da düpedüz sahada oynanan oyunu izlememek veya izlediğinden hiçbir şey anlamamak anlamına geliyor. Galatasaray sezon başından bu yana Fernando'nun önünde iki iç oyuncusuyla oynuyor; Badou'nun top kazanıcı bir oyuncu olması ve topun Belhanda'nın ayağına daha çok yakışması birini 8, diğerini 10 numara yapmıyor. 4-2-3-1'de forvet arkasındaki oyuncu olmakla 4-1-2-3'te iç oyuncusu olmak birbirinden çok farklı özellikler gerektirebilir ve her oyuncu iki rolü eşit beceriyle yerine getiremeyebilir. Twitter'da bundan bahsetmiştim. Örneğin Benzia iç oyuncusu olamıyor, o maçta gördük. Tolgay da muhtemelen ideal değil; ama 4-2-3-1'de önde veya arkada oynayabilir.

Orta sahanın 1-2 veya 2-1 şeklinde dizilme farkını, Liverpool'a ilk geldiğinde Brendan Rodgers harika açıklamıştı ve ben de hep bunu referans vermeye çalışırım (https://www.youtube.com/watch?v=Dsd39roJzu4). "Eğer 1-2 şeklinde oynuyorsanız, o savunma önündeki tek oyuncu oyunu kontrol eder; diğer ikisi ise hem kontrol etmeli, hem de ileriye doğru destek vermelidir. Bu üç oyuncu ileriye ve geriye, koordine bir şekilde birlikte hareket ederler. Eğer iç oyuncuları ileriye destek verirken zamanında geriye dönemeyeceklerse, hiç çıkmamaları gerekir. Bunu yapabilecek oyuncularınız yoksa, belki de 2-1 şeklinde dizilime dönmelisiniz. Çünkü bu durumda, iki oyuncu beraber şeklinde hareket eder; ama ileriye ve geriye değil, daha çok sağa ve sola kayarlar. Bu ikiliden bir tanesi, gerekli anlarda hücuma destek verebilir. Diğer üçüncü oyuncu ise bu ikilinin güvencesi ile daha serbest bir rol üstlenir."

Örneğin Tolgay neden ideal değil dedim? Çünkü bu gidip gelmeleri yapabilecek tempoya sahip olduğunu düşünmüyorum. Benzia ise o kontrol becerisine sahip değildi. Yusuf Yazıcı, İrfan Can, Belhanda ise hem iç hem de 10 numara olarak oynayabilir. Galatasaray geçen sezon şampiyon olurken Terim pragmatik davranmak durumundaydı ve Tudor'un takımını o kadar da bozmadı. O dönemde 2-1 şeklinde diziliyordu takım; hatta skoru aldığında Badou 10 numaraya geçiyordu belli bölümler hatırlarsınız. Bu sezon başı ile kendi kafasındaki oyunu kurgulamak üzere yaz kampından bu yana net biçimde 1-2 şeklinde dizilmeye geçti ve elindeki oyuncular belli defolar gösteriyor olsa dahi ısrarla bu yapı üzerinden gitmek istiyor. Belhanda'nın Terim için önemi, bu iki kare arasında gidebilen bir oyuncu olması, hem ön taraftaki oyuncularla hem de kanattaki oyuncularla kombinasyonlar yapabilecek teknik beceriye sahip olmasından. Bir de tabela yapıcı özelliğinin düşük olmasıyla, 10 numara olarak Terim'in kafasında ideal bir konumda olmadığını düşünüyorum. Badou ise tersine, 2-1 şeklindeki dizilime daha ideal bir oyuncu. Rodgers'ın yaptığı 'ileri kırılan' oyuncu tanımına çok iyi uyar örneğin. Geçen sezon hatırlarsın, 'oyun kuramadığı' için eleştiriliyordu bir dönem. Zaten bu sene de benzer sebeplerle eleştiriliyor. Ama Badou zaten sürekli top kullanacak bir oyuncu değil, yanında top kullanabilen bir tamamlayıcıyla çift pivot oynaması bence en idealidir onun için.


8 numara mı yoksa 10 numara mı üzerinden tartışmalar var. Hatta Emre Akbaba'nın dönüşü sonrası sol kanada geçmesi de ihtimaller arasında. Ben ise arkasında Selçuk İnan tarzında pasör bir 8 numara olduğunda çok daha etkili olduğunu düşünüyorum. Rakip kaleye biraz daha yaklaştıkça ve oyun kurmak için kendi yarı sahasına gelmediğinde son haftalarda tabela beraberinde geldi. Belhanda pozisyonsuz bir futbolcuya mı dönüştü yoksa kendisi için "joker" tanımı kullanılabilir mi?

Güner Çalış: Sol kanada geçecek oyuncunun Belhanda değil, Akbaba olacağını sanıyorum. Selçuk'a dair yaptığın yoruma katılıyorum, yanında daha fazla top kullanan bir oyuncu olduğunda bence de daha iyi oynuyor. Gelecek sezon Badou'yla devam etme olasılığı yok gibi, bence oyuncu profili olarak top kazanıcılığından ziyade topu kullanma becerisi yüksek birini oraya yerleştirmek daha doğru tercih olabilir takımın evrimi açısından. Joker oyuncu diyebilir miyiz emin değilim, kenarlara geçmesindense merkezde şu anki rolünde oyuna etkisinin en fazla olduğunu düşünüyorum.

Asıl sorunun Fernando ve Badou Ndiaye'den kaynaklı olduğunu düşünüyorum. Şu ortamda Selçuk İnan ve Donk dahi yer yer çok daha iyi iş çıkartabiliyorlar. Bu rotasyona Belhanda'yı da eklersek Galatasaray'ın orta sahası yeterli midir, sana göre sorun nerede ve yeni sezonda nasıl bir yapıya bürünmeli?

Güner Çalış: Bence sezon başında Galatasaray'ın en güçlü bölgesi orta sahasıydı. Böyle bir oyuncu grubundan süreç içinde böylesine problemli bir yapı yaratmak, üzgünüm ama, Terim'in kendi tercihleri sonucu diye düşünüyorum. Bu da bir tercihtir tabi. Ön alanda yoğun pres yaparak oynamak istiyor, artık takımın inşasına başlamak istiyor, buna göre adımlar atıyor ama doğrudan kendisinin de söylediği üzere geri dönüşlerde problem yaşayan bir takım Galatasaray. Bir süredir Avrupa'dan uzak kalmış, oyuncu kalitesi düşmüş bir takım ve Şampiyonlar Ligi'ndeki üçüncülükten sonra yine Terim kendisi de doğrusunun belki de bu olduğunu söyledi. Takımın gücü az, bu oyunu oynamaya hazır değil ve oraya ulaşmak için zaman gerekiyor. Bu zaman hem yeni oyuncuların alınması için gerekli, hem de eğer mümkünse eldekilerin uyumunu arttırmak için. Örneğin Marcao ve Luyindama ile bu şekilde bir adım atıldı. Ama Galatasaray'ın orta sahasına dair temel problemin kaliteden ziyade tercihler olduğunu düşünüyorum. Bu 1-2 şeklinde dizilim, bu denli önde basma isteğiyle uyuşmuyor. Nitekim hem Porto hem de Benfica deplasmanlarında, daha fazla kendi yarı sahasında bekleyerek olgun performanslar gösterdi takım. Oyunu karşı yarı alana yığmaya çalıştığında ise orada kaptırdığı toplar sonrası Belhanda ve Badou geri dönemiyor. Fernando'nun da içinde olduğu beş kişi ile savunuyor ve bu çok sık oluyor. 

Son iki hafta içinde Türkiye Ligi ile Avrupa arasındaki kalite farkını da bu anlamda net olarak gördük. Benzer defoları Trabzon'un değerlendirişi ve Benfica'nın değerlendirişi farklı oldu. Takım elindekini eğip bükerek daha iyi sonuçlar alabilirdi diye düşünüyorum, ama bunu elbette bilebilmemiz mümkün değil. En azından şu söylenebilir ki Beşiktaş'ın geçen sezonki Şampiyonlar Ligi yürüyüşünde yaptığı böyle bir şeydi. Terim ise tüm bunlara bir süreç olarak bakıyor ve nihai sona ulaşmak için bir deneyim olarak görüyor olsa gerek. Kendisi de söyledi, yazın eklemeler devam edecek ve aynı oyunla bu sefer daha hazır bir şekilde çıkmaya çalışacak Avrupa'ya.

Gelecek sezon da bu 1-2 yapısı devam edecektir ama takımın bir şekilde topa daha iyi hükmetme ve 'daha iyi noktalarda kaybetmeyi' öğrenmesi gerekiyor hocanın da söylediği gibi. Ayrıca orta üçlünün de oyun kurulumunda daha fazla alan değiştirebilmesi gerek, bu da hem antrenman sahasında hem de resmi maçlarda daha fazla beraber vakit geçirmeyle olacak bir şey diye sanıyorum. Örneğin yavaş yavaş ritmini bulan çok kuvvetli bir sağ koridoru oluşmaya başladı takımın, sezonun geri kalan kısmında bu otomatizmaların artması ve mümkünse gelecek sezona taşınması gerekiyor bir sonraki aşamaya geçebilmek için. Selçuk ve Donk'un beğenilen performanslarının ise rakip kaynaklı olduğunu düşünüyorum :)

18 yorum:

  1. Tartışmalar ancak Belhanda gidince bitecek. Ki zaten kaldı 4 ay.

    YanıtlaSil
  2. bu denli yüksek tempoda oyundan dolayı ve sık sık kontra şansı verdiğimiz için rakiplere, bu atakları arkada süpürecek hıza ve tempoya sahip tek adam ndiaye GS da,savunma setinde sıkıntı yaşayabilir ama en azından akhisar gibi rakiplere karşı iç saha da denemek gerekiyor

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ndiaye bence 6 numara oynamalı, ligde kaldırır diye düşünüyorum. Hamzaoğlu Selçuk İnan / Bilal Kısa ikilisiyle başarılı oluyordu.

      Sil
  3. arkadaş orta üçlüyü iyi özetlemiş rodgers'in da yardımıyla. 1-2'li , 2-1'li filan ...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu konuda en güvenilebilecek ve dinlenmesi gereken kişilerden biridir :)

      Sil
  4. Belhanda'nin sanssizligi Sneijder'den sonra gelmis olmasi evet katiliyorum ama geldigi takim da Galatasaray ben aldigi para ve beklenti düzeyinde oynadigini düsünmüyorum. Belhanda su maci aldi diyebilecegimiz 2 mac zor sayariz, uzaktan sutu yok attigi gollerin hepsi birine carpip giden toplar ya da kale agzinda dokunus seklinde, bitirici asisti yok anca kosuyor. Galatasaray Belhanda ile Real'i yenebilir miydi ya da Juventus'u eleyebilir miydi elbette hayir peki kimse Sneijder'i Belhanda kadar savundu mu ona da hayir ve Sneijder'in maliyeti yakin olmakla beraber gol ve asist sayilarina bakinca Wesley bizde bedavaya oynamis diyorum, umarim sezon sonu gider Belhanda zira kendisiyle evimizde yedek takimli Benficayi bile yenemiyoruz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu bir yorum ve Belhanda gibi birçok isim var. Anlamsız paralar ödeniyor, katılıyorum bu noktaya. Sneijder bambaşka bir profil ama, kıyas orada da hatalı bence.

      Sil
    2. Bu orta saha Benfica'ya yetmiyor benim takildigim nokta bu, ödenen paralar ise Portekiz Ligi'nin üzerinde paralar kisacasi bir yerlerde hatalar yapiyoruz umarim Fatih Hoca'nin seneye orta saha icin güzel bir plani vardir, gerci plan olsa da onu uygulayacak yönetim maddi güc be ülkenin politik acidan stabil olmasi gerekiyor, zor isler bunlar, önümüzdeki hedef sampiyonluk, kenetlen :)

      Sil
    3. Katılıyorum tabii ki. Değişimin temeli orta saha olacak ve Akhisar maçının ardından bu konuda vurgusu vardı.

      Sil
  5. şu adam 22 falan giyse yemin ediyorum tartışmaların yarısı olmazdı.

    dursun özbek denen zat sneijder'in numarasını verip en baştan antipatik hale getirdi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Forma numarası olayı açıklandığında Belhanda'ya edilen küfürleri unutamıyorum :(

      Sil
  6. Belhanda kötü futbolcu değil. Sadece bu üçlü ile takımın kapasitesi en fazla bunun olduğunu görmüş olduk. Değişim sonucunda bundan daha yetersiz bir üçlü göreceğimizi de sanmıyorum. Ne abartıldığı kadar kötüler, ne de abartıldığı kadar iyiler. Öyle ortada bir yerlerdeler işte.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Orta sahada köklü bir değişim gerekiyor, ben buna inanıyorum.

      Sil
  7. Belhanda’nın kendi ifadesinden yola çıkalım. Ne demişti? Ben 10 numara değil, 8 numarayım. Peki. Şimdi çok uzaklara gitmeden kendi ligimizdeki bazı 8 numara performanslarına bakalım: Bizden beri, Selçuk İnan 11-12 sezonu, 13 gol 16 asist ; 15-16 sezonu 11 gol 4 asist ; Oğuzhan Özyakup yine 15-16 sezonu 9 gol 7 asist. Oğuzhan penaltı atan bir futbolcu değil. Selçuk ise penaltı atardı. Ancak penaltıları çıksanız bile yine epey gol atmış olduğunu görürsünüz. Bu arkadaşımız ise gol atmıyor. Üstelik her an kırmızı kart görüp, takımı yakma potansiyeline sahip. Disiplinsiz. Top kaptırmaya çok müsait. Hatta şöyle enteresan bir şey söyleyeyim: Kaptırdığı toplarda yediğimiz gol sayısı sezonda attığı gol sayısından fazla olabilir. Bu yüzden çeşitli Belhanda yazılarında dediğim gibi bu adam zaten 10 değil, ama bence 8 de değil. Olsa olsa zorlarsan sol kanatta Emre Çolak misali takılabilir. FB maçındaki hareketine daha doğrusu hareketsizliğine daha sıra gelmedi. Muslera ve Ömer Bayram nasıl 1.golü birlikte yedirdilerse, bu arkadaş da 2. golü yedirdi. Peki iyi yaptığı şeyler yok mu? Tabi ki var. Yıllık EUR 4mm alan adam da bırakın bazı şeyleri iyi yapsın. Nedir iyi yaptıkları? Temelinde mücadele etmek ve sorumluluk almaktan kaçmaması. Şimdi sorumluluk almaktan kaçmadığı için pas hatası yapıyor denilebilir. Selçuk ve Oğuzhan örnekleri yukarıda. Bu adamlar ilgili sezonlarda sorumluluk aldıkları halde kaptırdıkları toplarla anılmadılar. Üstelik sorumluluk alırken iş de yaptılar. Gol ve asist sayıları ortada. Belhanda sorumluluk alıyor, çok basit pas hataları yaparak gol de yediriyor(veya atağı öldürüyor, tüm takımı geri koşturuyor), üstelik aldığı sorumluluk da bal yapmayan arı misali, iş bitirmiyor. Böyle sorumluluk alacağına bence Fernando gibi almasın.
    Not: Son haftalardaki performansına göre değil, 1.5 yıllık genel performansa göre yazdım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Doğrudur, bir şey diyemiyorum. Çok tartışıldı bu konular, ben artık yoruldum. Ana bakmak istiyorum bu yüzden :) Galatasaray sezon sonunda nasıl bitirmiş ligi, tek odağım bu.

      Sil
    2. Şükürler olsun Belhanda konusunda her şeyiyle katıldığım bir yorum okudum. O uzun yorumu yazan ellerine sağlık. Verdiğin oyuncu örnekleri, istatistikler, yaptığı top kayıpları ve diğerleri. Süperdi. Bi dr anlamadigi m Burak bey " ben artık yoruldum" diyor ama ısrarla kendisi Belhanda yazısı yazıyor. Bir çelişki yok mu bu durumda?

      Sil
    3. Ben tartışmalardan yoruldum diyorum, tartışmayacağım demiyorum :)

      Sil

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir