FM 22 günlükleri #4.5; Arada Milli Takım günleri de yaşadık

Bir de arada Milli Takım günleri yaşadık, es geçmeyelim. 2024 Avrupa Şampiyonası grup elemelerinde 5. olmuşlardı diye aklımda. Teknik direktörün işine son verdiler ve ben geldim göreve. Neyse ki Uluslar Kupası'nda iyi sonuçlar alınmış, o sayede Avrupa Şampiyonası için baraj maçları oynadık. Önce Slovenya, sonra da Kosova'yı rahatlıkla eleyerek Avrupa Şampiyonası yolunu tuttuk. Kendi düzenim olan 4-3-3'le devam ettim, şampiyona sonrası 3'lü savunmayı düşünüyordum. Tabii şampiyona sonrasını göremedim.

İşin saçma tarafı da burada başlıyor. Kötü kura çektik. Fransa ve İtalya aynı grupta. Şampiyonaya katılmak hedefti, bir anda gruptan çıkmayı ana hedef kabul ettiler. Böyle bir gruptan çıkmam da ilk etapta zordu. Hazırlık maçlarını farklı geçtim, futbolum keyifliydi. Fransa'ya kaybettim, Çek'lere karşı 1-1 berabere kaldım ama baştan sona üstün oynayıp, bitiremediğim maç. 90+ da öyle bir gol kaçtı ki, aman aman. O kaçan gol belki de benim kovulmama sebepti. Son İtalya maçında da berabere kaldım.

Gençleştik, U19 - U21 gibi kadrolara müthiş teknik adamlar getirdim, yapılanma tam gazdı. 1 yılı dahi tamamlamadan görevime son verilmesini anlamadım. Bence hedefleri başardım, enkazı kaldırdım, eleme grubunda 5. olan takımı kendine getirdim. Marcao'yu da Milli Takım'a kazandırdım, bu tarz hamlelerim oldu. Keşke şampiyonaya gitmeseymişiz, belki de göreve devam ediyordum. Burada bir haksızlık yapıldı.

Şimdi ne yapıyorsan derseniz, Fatih Hoca'dan doğan boşluğu doldurmaya çalışıyorum. Hocanın sözleşmesi bitti ve Galatasaray bana geldi. Elbette bu duruma kayıtsız kalamayacaktım. Yalnız takımı öyle kör bir zamanda aldım ki, biraz enkaz oluşmuş, 1-2 kötü hamle yapılmış ve 2-3 gün sonra Şampiyonlar Ligi ön elemesi maçları vardı. Hala dahi kadro yapılanması ile uğraşıyorum. Samsunspor'da ortaya müthiş bir yapı bıraktım, şimdi Galatasaray'la Avrupa kupası zorlayacağım.