Tüm odağı Fenerbahçe maçıydı ve geri dönmeyi başardı

Tüm odağı Fenerbahçe maçıydı ve geri dönmeyi başardı. Tam anlamıyla hazır olmasa ya da hafif ağrıları olsa da, bu maçta sahada olmak istiyor. Çünkü "vitrin" burası. Ben buradayım mesajını, Fenerbahçe deplasmanında verecek. Beşiktaş / Başakşehir serisini müthiş noktada bırakmıştı. Dünya Kupası arası girdi, sakatlık oldu derken, geri dönüşü uzadı. Yokluğundaki süreci iyi atlattık da, Icardi'yi de arıyoruz.

Icardi ile oynanan oyun başka çünkü. Buram buram bitiricilikten öte, çevresindeki herkesi yükselten isim. O sahadayken, Mertens rakip ceza sahası içerisinde daha fazla imkan buluyor. Kerem Aktürkoğlu da etkisini arttırıyor. Icardi gibi bir forvetin gol atmak adına her şeyi yapmasını beklersiniz, o ise takımın golü bulması için çabalıyor. Bana göre asist odağı, gol odağının önünde. Bu da hücum performansına büyük etki ediyor.

O yokken de ön alandaki verimlilik eksik. Gomis, verebileceği en iyi etkiyi veriyor. Gol atıyor, seni maçlarda ayıklayan isim. Ağır kalıyor, yaşı gereği çok hareketli değil. Buna rağmen, elinden geleni yapıyor ve gol attığı kadar, arkadaşlarına da duvar olmaya çalışabiliyor. Kenardan getirebilsek, çok daha etkili. Orada daha hareketli bir forvet kullandığımızda ise, hücumun akıcılığı yükseliyor. Gomis gibi bir koz da eline geçmiş oluyor.

Fenerbahçe deplasmanı oynayabilecek durumu olduğu an, Icardi ile maça başlanır. Varlığı yeter deniyor ya, gerçekten de öyle. Mertens, Kerem Aktürkoğlu ve Rashica gibi isimlerin yükselişi adına, önlerinde Icardi'nin oynaması lazım. Bu istikrarı da sağlayabilirsek, maçlar bizim adımıza daha rahat geçecek. Galatasaray'ın bu aralar en büyük sorunu "kadro istikrarı". Bir türlü tam takım maçlara çıkamıyoruz. Eksik olsak da kazanmak güzel tabi.

Okuyan ve yorum atacak arkadaşlar için;

Blog'daki tanıtımları da es geçmeyelim.

En azından 1 tık atarak, destek olmanızı bekliyorum :)